9 - Zaman Göstergesi

158 152 1
                                    

Hayali dumanlarımın sisi dağıldı ve ben saf  acıyla karşılaştım.

Birikintilerin izleri zihnimi kirletiyor. Ruhum acının darbesiyle bedenimde bir kasırga yaratıyor. İçimde olan en büyük matemim beni tüketiyor. Düşüncelerim ve zihnim onunla bir. Yaşadığım anılar beni saydamlaştırıyor. Normal değilim. Bir o kadar da  anormal. Hiçbir zaman kendi gölgem altına sinmedim. Ama kendi düşüncelerim benim en büyük korkaklığım oldu.

Hayatımda aynı hataları yapmamak için büyük emek harcadım. Bunu başardım da. Ama en büyük hatamı unutamadım. En büyük acımı unutamadığım gibi. Geride bırakacağım kişiler var mı? Bilmiyorum ama en büyük varlığımı kaybettim.

Ve onun kaybını hala kabullenmiş değilim. Bunu başaramayacağımda.
İnsanları yöneten hisleri ve düşünceleridir. İnsanlar ya ikisiyle hayatında ilerler ya da ikisinden biriyle ilerler. Hislerim bedenime ağır darbeler kazıdı. Düşüncelerim de bu kazılan izleri yok etmeye çalışıyor bunu hatırlatmamaya çalışarak. Ne kadar başarıyor olasılık.

Ağrıyan zihnime rağmen her zaman iyi gözükmeye çalıştım dış etkenlere karşı. Yemekhaneden ayrıldığım gibi soluğumu odamda almıştım.

Akşam olmuştu ve ben çizebildiğim kadarıyla resim çizmiştim. Her an yanında taşıması için bir vesikalık boyutunda çizmiş ve onu koruyucu bir kalıbın içerisine yerleştirmiştim. Ardından duvarına asabilsin diye koca bir tabloya, başucunda görmesi için bir çerçeve içerisine çizip yerleştirmiştim. 2 tane tabloya çizmiştim. Bir zarar gelirse onu kullanabilsin diye.

Şimdi ise odamdaki boyama fırçalarını yerine koyup çizdiğim resimlere kısa bir süre baktım sonra adımlarımı banyoya doğru yönlendirdim. Boya elime yüzme hatta yüzüme bulaştığı için hızlı olup bitirmek adına kendimi batırmıştım. Şimdi kendimi temizleyip resimleri sahibine verecektim.
Banyodan çıkmış adımlarımı karşımda duran tabloya doğru attım. Tabloyu ellerimin arasına aldıktan sonra derin bir nefes alıp anında zihnimde bana ait olan sera da olmayı diledim. Şimdi en sessiz olan yer orasıydı.

Akşam oluşu sebebiyle herkes yemekhanede olmalıydı. Gözlerimi açtığımda tam da istediğim gibi seranın önünde duruyordum. Hava akşam olduğu için esiyor ve soğuktu. Sessiz bahçede sadece kapıda görevli olan askerler vardı. Adımlarımı yavaşça arka bahçeye çıkan kapıya doğru yönlendirdim.

Kapının önüne gelince elimde olan tabloların izin verdiği kadarıyla kapıyı açmaya çalıştım. Sonunda açabildiğimde içeri girip ardımdan kapıyı kapattım. Önümde olan uzun dar koridorda hızlı adımlarla ilerliyordum. Koridorun başına geldiğimde sola sapıp yemekhanenin olduğu koridora doğru ilerlemeye başladım. Gözlerim yemekhanenin kapısına çevrildi. Koridorda şuan kimse yoktu.

Kapının önüne gelince kapıyı olabildiğince zorlukla açmaya çalıştım. Elimde olan bu tablolar biraz beni zorluyordu. Sonunda açtığımda içeri gitmeyi başardım ve ardındam kapıyı sol ayağımla kapattım. O an yemek yiyen herkes önünde duran tabaktan bakışlarını çekip bana baktılar. Umursamadım. Daha önce olan hiçbir şeyi umursamadığım gibi. Gözlerimi kısa bir süre Süreyya hanıma çevirdim. Bana anlamayan bakışlarla bakıyordu.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin