Medya: Serdar Ortaç - Nar Çiçeğim
Bütün günümü odamda pinekleyerek geçirmiştim. Zaten olmayan moralim, akşam başıma gelen saçmalıklar yüzünden iyice yerlerdeydi. Güneş'in aptal elbisesinin başıma açtıklarını ve Koray'ın, Rüzgâr'a her şeyi söylemesini düşündükçe çıldırıyordum. Güneş ara sıra odamdan çıkmam için beni çağırsa da çıkmadım. Bir ara dayanamayıp odama girdiğinde neredeyse elimde kalıyordu. Her şey onun yüzünden olmuştu.
Bana sütyensiz giydirdiği elbisenin başıma açtıkları yetmezmiş gibi Koray'a verdiği sırrım yüzünden Rüzgâr her şeyi öğrenmişti. Rezil olmuştum.
Saat yediye yaklaşırken duş almak için odamdan çıktım ve kulağıma gelen tıkırtılarla başımı mutfağa doğru uzattım. Güneş kendi kendine konuşarak yemek hazırlıyordu. "Ne konuşuyorsun?" dedim asık bir suratla. Hâlâ tavırlıydım ona.
Doğramakta olduğu salatalığa elindeki bıçakla sert bir darbe indirdikten sonra bana döndü. Yüzüne zoraki bir tebessüm kondurarak, "Koray'ın ağzının payını verdim," dedikten sonra önüne döndü. "Anlattıklarımı Rüzgâr'a söylediği için kızdım ona."
Bütün gün Güneş'e karşı sergilediğim tavır işe yaramıştı ama sanırım tartışmışlardı. Bu sinir sadece Koray'a kızdığı için olamazdı.
"Bir daha sana verdiğim sırlarımı o sevimsiz sevgiline anlatmazsın artık," dedim kinayeli bir şekilde. İnsan hiç arkadaşının sırrını sevgilisine anlatır mıydı? Üstelik Koray gibi gevşek ağızlı birine!
"Tamam kuşum, özür diledim ya." Şirin görünmeye çalışarak yüzüme bakması keyifsizliğini gizleyemiyordu. Morali düşündüğümden de çok bozuktu.
"Duşa giriyorum ben," dedim tavrımı sürdürerek. İçimden Güneş'e üzülsem de bunu ona belli etmek istemedim. Bir süre daha sürünsün istiyordum. En azından yemeği hazırlayana kadar sürdürmeliydim çünkü normalde bugün yemek hazırlama sırası bendeydi.
Ben banyoya doğru aheste aheste ilerlerken arkamdan seslendi. "Çok oyalanma, yemek hazır olmak üzere bir tanem." Cevap vermedim ama böyle kıvrandığını görmek hoşuma gitmişti. Sonuçta dinsizin hakkından her daim imansız gelirdi, değil mi?
Banyomu yaptıktan sonra üzerime bornozu giydim. Daha sonra saçlarıma havluyu sarıp banyodan çıktım. "Şeker yemeğin soğudu."
Odama doğru ilerlerken mutfaktaki arkadaşıma burnumu havaya kaldırarak bir bakış attım. Hızlı bir şekilde odama geçerek üzerime eşofmanlarımı giydim. Daha sonra saçlarımı kurutmadan başımda havluyla mutfağa geçtim. "Gel kuşum, otur şuraya."
Güneş'in yüzündeki mahcup ifadeye baktım gözümün ucuyla. Bana nasıl yağcılık yapacağını şaşırıyordu bugün. Başka zaman olsa yemeği ona hazırlattım diye her bir lokmayı burnumdan fitil fitil getirirdi ama şu an durum çok farklıydı. "En sevdiğin yemeği yaptım," diyerek masum bir ifadeyle yüzüme baktı. Madalya mı bekliyordu?
Önümdeki tabakta duran taze fasulyeye baktım aşkla. Çok güzel görünüyordu. "Bu mevsimde nereden buldun bunu?"
Heyecanla yerinde kıpırdandı. "Alt sokağımızdaki manavdan aldım. Biraz pahalıydı ama," dedikten sonra omuzlarını silkti. "Paramız var nasıl olsa."
Rüzgâr'ın hesabıma yatırdığı paranın bir kısmını Güneş'in hesabına göndermiştim. Rüzgâr sayesinde artık para sıkıntımız kalmamıştı. Güneş'e olan borçlarımı, benim payıma düşen ödeyemediğim kiraları ve mutfak masraflarını karşılaması için gönderdiğim parayı kastediyordu. "Eline sağlık," dedim gözümün ucuyla bakarak. Bana yaranmak için en sevdiğim yemeği yapmıştı ama tavrımı sürdürmekte kararlıydım.

YOU ARE READING
FÜG
Teen FictionFÜG SERİSİ Zihnimdeki Kaçış Yaralı bebek Uyanış 1. Kitap son güncelleme ˚₊· ͟͟͞͞➳❥ 14 ağustos 2024 . . . Bu kurgu tamamen bana aittir ve tüm hakları saklıdır. . . . Kapak: pinterestten alıntıdır.