42.BÖLÜM

35.7K 3.8K 4.1K
                                    

Selam! Yeni bölümle huzurlarınızdayım efenim.

Bölüme geçmeden önce şu👉 klclygmr adlı arkadaşı takip eder misiniz. Bir türlü 8K olamadım diye zırlayıp duruyor da..



Rüzgâr...

Karşımda meraklı gözlerle bana bakan iki adama kararımı açıklamadan önce, çayımdan bir yudup alıp geriye doğru yaslandım. Oldukça yorucu geçen bir gecenin sabahındaydık. Şeker iki gün boyunca Perla kimliğinin etkisinden çıkamamış, o izbe binanın zemin katında tek başına iki koca gün geçirmişti. Genç bir çocuğun ihbarı sayesinde yerini bulmuştuk. Onu merdiven boşluğunda saklanırken gördüğümde anlamıştım hâlâ hastalığının etkisinde olduğunu. Üzerinde silah olduğunu bildiğim için o sırada onu görmemiş gibi yaparak üst kata çıkmasını sağladım. Silahı olan kaçak birinin direkt karşısına çıkmak iki taraf için de tehlikeli olurdu.

Gittiğimizi düşünmesini sağlayarak onu yakalamayı, içi uyku ilacı dolu iğneyle etkisisiz hale getirmeyi planlamıştım. Ancak Perla Diamond düşündüğümden daha çevik çıkmıştı. Savunma konusunda oldukça iyiydi ve o beni etkisiz hale getirmişti.

Daha önce yaptığım terapilerde Perla kimliğiyle ilgili edindiğim bilgiler sayesinde, kan zaafiyetini kullanarak onu etkisiz hale getirmeyi başarmıştım. Savaş ve ekibi bulunduğumuz yerden biraz uzakta bizi bekliyordu. Şeker'i direkt hastaneye götürmek istemiştim ama Savaş buna engel oldu. Onu emniyete götürmek zorunda olduğunu, her ne kadar başka bir kimlikte olsa da ifadesini almak zorunda olduğunu söylemişti. Serhat amca ve İlay şikayetçi olmamıştı ama mağazada bulunan diğer herkes şikayetçiydi Şeker'den. Bu sorunu da, cezai ehliyeti yoktur raporunu kullanarak halletmiştim. Zaten sadece İlay ve Serhat amcanın hesaplarını boşatmıştı. Diğer mağdurların kredi kartları, telefonları ve mağazanın kasasından çıkan paraların hepsi üzerindeki çantadan çıkmıştı. Paralar eksikti ama onlar da iki gün kaldığı binanın zemin katının çeşitli noktalarında bulunmuştu.

Cezai ehliyeti yoktu, herhangi bir ceza almayacaktı ama hastalığı her geçen gün tehlikeli boyutlara ulaştığı için bu duruma bir çözüm bulmam gerekiyordu. Bana olan kızgınlığı yüzünden tedavisinin aksamasına müsaade edemezdim. Durumunun ciddiyetinin farkında değildi ve sorumsuzca hareket ediyor, başını sürekli belaya sokuyordu. Söz verdiği gibi evden çıkarken Koray'a haber vermiş olsaydı bunlar başına gelmeyecekti. Bu konuda Koray ve bende hatalıydık ama olan olmuştu artık. Bundan sonrası için daha tedbirli olmak, Şeker'i kendi haline bırakmamak gerekiyordu.

"Senden Perla Diamond adına sahte bir mahkeme kararı hazırlamanı istiyorum," dedim Savaş'a. Bir tek bu mahkeme kararıyla onu hastaneye götürebilirdim. Şu an hâlâ Perla kimliğindeydi ve bulunduğu durumu ona açıklayamazdım.

"Anlamadım," dedi meraklı bir şekilde kaşlarını kaldırarak. "Sahte bir mahkeme kararı mı?"

"Evet," diyerek elimdeki çay bardağını Savaş'ın masasına bıraktım. "Hâlâ hastalığının etkisinde, bu durumda onu hastaye gitmeye ikna edemem. O belgeyi ona göstererek, 'kleptomani olduğun ve sürekli soygun yaptığın için sulh hukuk hakimi tedavi olmana karar verdi' diyeceksin Savaş, böylelikle bizimle hastaneye gelmeyi kabul edecek."

"Rüzgâr," dedi dirseklerini masaya koyarak. "Resmi evrakta sahtecilik büyük suç."

"Biliyorum Savaş, bunu üçümüzden başka kimse bilmeyecek. Perla'ya göstereceğiz ve bu sayede hastaneye gitmeye ikna edeceğiz. Hastanede gözümüzün önünde yeniden Şeker kimliğine geçmesini bekleyeceğiz. Daha sonra bu sahte belgeye gerek kalmayacak çünkü Şeker kimliğine döndüğünde gerçek olan mahkeme kararını koyacağım önüne." Bu soygun olayından sonra zaten mahkeme hastanede tedavi altına alınması kararı çıkaracaktı.

FÜGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin