Enya - Caribbean Blue Seafret - Loving You Keane - Somewhere Only We Know Manu Chao - Me Gustas Tu
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Strigoi," Strigoi'a seslenmemle Strigoi'un yüzü bana dönmüştü. "Şatoya geri dönecek miyiz?"
Strigoi omuz silkti. "Şatoya her zaman geri döneriz, Baekhyun. Bunu Aalscholver'ın yok olması bile değiştiremez. Biz her zaman geri döneriz."
Beynimde hiç tınısını yitirmemiş, unutulmamış o sesin inandırıcı sözleri dönerken bir haftadır uğramadığım şatoya girdiğimde, her geldiğimde aynı nostaljiklikle rahatladığım devasa şatonun girişinde gözlerimi gezdirdim. Savaştan ötürü birtakım yerleri hasar almasına rağmen gücünden ve ihtişamından hiçbir şey kaybetmemiş şato, öncesi kadar aydınlatılmıyor olduğu için şimdi güneş ışığıyla yine de hatıralarımdaki gibi görkemli duruyordu. Bana selam veren yeşil görevliler eskileri değildi, güçlü ve becerikli olanlar bizimle İlk Bölge'deki şatomuza transfer olmuşlardı. Ben ise buraya geliyordum çünkü, Strigoi'un sözleri buradaydı. Biz her zaman geri dönerdik.
Buraya ilk geldiğimde Strigoi'un bir esiriydim, öleceğime emindim ve başıma gelenlere inanamıyordum. Strigoi'un bana Vampirim ben, çaktın mı? Demesiyle beynimde çakan şimşekleri, Chanyeol'ün karşısına çıkarılıp küçük dilimi yutmadan önce bir cüce ve bir dev ile kaldığım o zindanı, aklımı yitirdiğimi düşündüğüm o anları hatırlarken yüzüme buruk bir gülümseme oturdu. Burada, ceza niyetine temizlediğim yerlerden, Chanyeol'ün peşinden ona yetişmek için koşa koşa gittiğim öz hikayelerine kadar sanki dolaşan hayaletlerimizi görebiliyordum. Her bir yerinde biz vardık, anılar vardı. Bu yüzden buraya ara sıra gelmek, beni rahatlatıyordu.
