kural on: pamuk prenses'in özünü al.

18.4K 1.6K 2.7K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

————————

"Chanyeol, iyi olduğuna emin misin?" Endişeli gözlerim karşımda dağınık bir halde oturan Chanyeol'e bakarken Chanyeol küçülmüş beyaz gözbebeklerini üzerime dikti.

Az önce olan bütün o garip olaylardan sonra gözüm hala kızarık dudaklarındaydı ve bunun için kendimi boğmak istiyordum. Bana dokunması dahi bedenimde fazla etkilere sahipken yüzüne bu kadar yakından bakmak ve ellerini belimde hissetmek şimdi ellerimin titremesine sebep oluyordu. Chanyeol ile yakın olduğumuzda başıma üşüşen hisleri atlatamıyordum.

"Baekhyun bu soruyu en az onuncu soruşun." Chanyeol sinirli bakan gözleriyle söylediğinde omuz silktim ve arkama yaslandım. "Sadece endişeleniyorum."

Endişeleniyordum çünkü gözlerimin önünde ona anlamadığım bir şeyler olmuştu ve o kısa süre içerisinde canının ne kadar acıdığını görmüştüm.

"Benim için endişelenmene lüzum yok." Tıslayıp kollarını bağladı ve gözlerini cama doğru kaçırdı.

Harika, o kısa yakınlaşmamızın ardından Chanyeol kesinlikle bana karşı biraz daha iyi davranmıyordu.

"Şatoya geri mi dönüyoruz?" Bir süre sessiz duruşumuzun hemen ardından sorduğumda Chanyeol iç çekti. "Maalesef, hayır. Bir gün boyunca yalnız kalmamız gerek, bu geceyi de kapsıyor."

"Öyleyse nereye gideceğiz şimdi?" Yandaki cama doğru yaklaşıp tülü sıyırdım ve dışarı baktım. Havanın kararmaya başladığını ve biraz da yağmurun çiselemeye başladığını gördüğümde ise şaşırmıştım çünkü az önce hava epey iyiydi.

"Strigoi'un bizim için hazırladığı eve gideceğiz." Bizim için olduğunu söylemesi kulağıma batarken camdan yüzümü çektim ve ona baktım. Ona uzlaşmak hakkında bir şeyler söylemek istiyordum fakat durumlar son olan olaylardan sonra epey bir karışmıştı, bu yüzden soramıyordum da.

Sanırım Chanyeol ve ben uzlaşamayacaktık. Uzlaşmaya çalıştığımızda ya da buna hiç uğraşmadan dahi bir şekilde birbirimize odaklandığımızda bu garip sonuçlar doğuruyordu. Örneğin, Chanyeol'ün benden bu kadar nefret etmesine ve benim de ona sırf sevdiğime benziyor diye katlanmama bakılırsa birbirimizi kavga sonunda öpmek istememiz anlamsız bir olay oluyordu fakat biz bunu yapmak üzere olduğumuz bir halde kalıvermiştik.

Bu garipti, gerçekten garipti çünkü Chanyeol'e yaklaştığım zaman kendimi tanıyamıyordum. Bana dokunduğunda cayır cayır yanmaya başlıyor ve nefeslerimi dahi kontrol edemez hale geliyordum. Gerçi, bu sadece bana dokunduğunda olmuyordu, onu uzaktan izlemeye dalarsam bile ne kadar güzel bir adam olduğunu düşünürken buluyordum kendimi ve böyle düşünenin ben olmamın imkânı yoktu.

Ben ondan nefret ettiğimi haklı olarak iddia ediyordum lakin bu iddialarım her defasında asılsız kalıyordu. Sebebini de anlamış değildim. Bilmiyordum, kafam karışıktı ve nefeslerim de henüz düzene girmiş değildi. Ben Chanyeol ile ne yapacağımı hiç bilmiyordum.

Sonunda ona bakmayı kesip yeniden cama döndüğümde, Chanyeol de aynı şekilde bana bakan gözlerini geri çevirmişti. Bir eli hala göğsünde duruyor ve ara sıra orayı ovuyordu. Acaba gizli kalbi mi var diye düşünecek kadar merak etmiştim bu durumu da.

Ayrıca, sanırsam o kargaşa sonucunda ceketini ve pelerinini Jongdae'nin kumarhanesinde bırakmıştı. Karşımda beyaz pileli gömleği ile oturuyordu ve sanırsam da üşüyordu çünkü bir elini diğer koluna doğru sarmıştı ve ara sıra kolunu ısıtmak için elini koluna sürtüyordu. Yine de üşüdüğünü belli etmiyor desem yeriydi.

Dendrophile || Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin