kural ondört: sonsuza kadar uyu.

16.9K 1.6K 3.7K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

--------

Uyuduğum oldukça rahatsız uykudan uyanırken, yatağımda olmadığımı hissetmek zor değildi. Bunun verdiği korku ile gözlerimi açamadım fakat çok yakınlarımdan, hatta başımı yasladığım sert kumaştan gelen Chanyeol'ün kokusu bana güvence veriyordu ve dün kolumu kıran bir herifin kokusunun bana neden güvence verdiği konusunda kimseyle tartışmak istemiyordum.

Başımın altında yaslanmış olduğum kumaşı fark etmemin hemen ardından kaymış bedenimi yukarı taşımak için bacaklarımın altındaki ellerin beni yukarı doğru itmesiyle birinin kucağında olduğumu fark etmem çok kısa bir zamanımı almıştı.

Olanlardan ne hatırlıyordum? En son Chanyeol'ün peşinden arabaya binip öz almıştım, daha öncesinde ise Chanyeol'ün bana kolyemi verdiğini ve elbette, bana yaklaştığı gibi kulağıma beni yerle bir edecek birkaç kelime fısıldaman gidemediğini de hatırlıyordum.

Peki öyleyse, şimdi nerede ve kimin kucağında olabilirdim? Gerçi, kokudan ve bacaklarımı tuttuğu halde sıkıyor gibi acıtan kaba ellerden kimin olduğunu anlamak zor değildi fakat anlamamazlıktan gelmek istiyordum çünkü eğer Chanyeol'ün kucağındaysam, bunun utancı ile önümüzdeki bir hafta uyuyamayabilirdim.

"Yena?" Benim uyandığımı fark etmeyen Chanyeol durup, uyanmamam için sessizce fısıldadığında ellerimin sarılı olduğu boynunun ve omzunun arasında sıkışmış burnum yüzünden zorla nefes alıyor olmam işimi zorlaştırıyordu. Yine de uyandığımı fark etmemesi için düzenli nefesler almaya devam ettim.

Neden beni bir bebek gibi kucağında taşıyordu ki? Bu ne kadar utanç verici olsa da kucağı acayip rahattı, kokusuna yakın bir yerdeydim, bu yüzden benim için sorun yoktu fakat Chanyeol'ün bana dokunmaktan ve o eylemin türevlerinden bütünüyle nefret ettiğini biliyordum.

Açılırken gıcırdayan kapının ardından Yena'nın sesi geldiğinde Chanyeol'ün kucağında olduğum için kulaklarımı sağır edecek kadar hızlı atan kalbimi dinlemeyi kestim ve onun sesine odaklandım. "Geldiniz mi? İçeri geç."

Chanyeol başını sallayıp yürümeye başladığında başını yukarı kaldırdığı anda rahat bir nefes alabilmiştim.

Sanırım benim odama gelmiştik ve Chanyeol beni yatağıma bırakacaktı. Merak ediyordum, acaba her öz sonrası uyuduğumda beni odama getiren o muydu? Bunu hiç düşünmemiştim aslında.

"Neler oldu? Halledebildiniz mi?" Chanyeol beni rahatlığından dahi yatağım olduğunu anladığım yere bırakırken hımladı. "Halledememiş gibi mi duruyoruz?"

"Hayır ama, plan işe yaradı mı merak ediyorum sadece." Yena konuşurken sesine odaklanmak oldukça zordu çünkü o sırada Chanyeol üzerime soğuk yorganı örtmüş, hemen ardından da gözlerime kadar uzayan ve yüzüme yapışmış kahküllerimi eliyle geriye doğru atmıştı.

Resmen saçlarımı sevmişti! Sadece kahküllerimi geriye atmış olsa dahi sonuçta sevmiş oluyordu ve saçlarının sevilmesinden oldukça keyif alan biri olduğumdan sadece şunu söyleyebilirdim, saçlarımı olup olmadık kişilere dahi sevdirdiğim halde Chanyeol'ün saçımı sevmesi, sanırım aralarında en iyi hissettireniydi.

Gözlerimi açıp çığlık atmamak için kendimi çok fena tutuyordum, saçımı sevmesine bir tepki verememek çok acı vericiydi. Ve öf, bunu yüzüme yansıtamamak da oldukça zordu. Elini saçımdan çekerken elini tutup biraz daha sevmesini söyleyememek çok zordu.

"Az kalsın yaramıyordu fakat şans işte, yaradı." Chanyeol iç çekip söylediğinde Yena'nın meraklı sesi mırıldandı. "Başında bulutla gezen bir çocuğun şansından bahsedemezsin Chanyeol."

Dendrophile || Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin