kural onaltı: ağlama.

22.3K 1.7K 5.1K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

---------

"Ne yaptım dedin?"

Chanyeol'ün sinirli sesi büyük salonda yayılırken neden uzun zamandır bu odada olduğumuzu anlamıyordum. Chanyeol altında ceset yığını olan tahtında rahat rahat oturuyordu fakat Strigoi ve ben yarım saattir ayakta dikiliyorduk, üstüne üstelik şu korkunç ceset yığınını da görmek zorundaydık. Buradaydık çünkü sanırım Chanyeol tahtını özlemişti.

Ben Uyuyan Güzel özünün etkisinden çıktığım anda şatoya geri dönmüş, hemen ardından da soluğu bu odada almıştık. Hiç ama hiç uykum yoktu ve bu durum beni oldukça memnun ettiği için Strigoi ve Chanyeol'ün konuşmaya daldığı uzun süre boyunca yorulmadan uzun salonu gezip etrafı incelemiştim. Ve en sonunda bu oda hakkında çıkardığım sonuç, kesinlikle bomboş olduğuydu.

Büyük duvarlarda korkunç birkaç katliam fotoğraflarını andıran fotoğraflar asılıydı, onun haricinde bomboş bir odaydı, sanırım buranın tek olayı tahtın burada olmasıydı.

İşte ben böyle etrafı izleyip dururken Chanyeol ve Strigoi'un arasındaki konuşma aniden Chanyeol'ü sinirlendirmiş, beyaz gözbebekleri koskocaman olmuştu. Haliyle ben de Strigoi'un yanında durup ona bakmaya başladım.

"Ne konuşuyorsunuz siz?" Onları hiç dinlemediğim için konuya merakla atladığımda Chanyeol'e başı eğik cevap veren Strigoi beni umursamadı. "Üzgünüm kralım ama eğer onları yemeseydim ajana saldıracaklardı."

"Strigoi." Chanyeol iç çekti, bıkmış gibiydi. İlk önce burun kemerini parmaklarıyla sıktı, hemen ardından başını kaldırdı. "Sana zaten Jine'nin orada ölmesini sağla dememiş miydim? Ölmesini istemiyorsan da kurtları yemek zorunda değildin!"

Chanyeol'ün söylediği ile şaşırırken dudaklarım aralandı. "Ajanın ölmesini mi istiyordun?"

Vay anasını, ben o ikisi arasında cinsel ilişki olduğunu dahi düşünmüşken Chanyeol çoktan ajanı gözden çıkarmış, ölmesine izin mi veriyordu? Gerçekten duygusuz ve acımasızdı.

"Beni de anla, Koruyucu. Onlar benim düşmanlarım." Yine ben umursanmadığımda Strigoi başını sallayıp söyledi, sinirli gibiydi. "Onların soyları hala bu kadar fazlayken benim tek kalmam adil değil. Onlar benim düşmanım ve onları yemem çok normal değil mi? Eğer ben onları yemezsem onlar beni-"

"Senin düşmanlıkların beni ilgilendirmiyor!" Chanyeol aniden bağırdığında irkildim ve hala ne hakkında bahsettiklerini anlamadan kös kös ikisine baktım. "Eğer kurtların üzerinde sana ait izler bulunursa özü çalanın bir kral olduğu anlaşılır. Bir kralın bir kraldan herhangi bir şey çalması tahmin ettiğinden daha büyük bir suç."

"Kurtları nehire bıraktım, onları kimse bulamaz." Strigoi hızla devam etti. "Ayrıca unutma ki başta bizim özümüzü çalan Hileci'ydi. Eğer Hileci bunun için bizi büyük mahkemede yargılamaya çalışırsa, eli boş döner."

"Vay, burada mahkeme mi var?" Duyduklarımla şaşırıp gülümsediğimde Chanyeol'ün gözleri bana çok kısa bir an değdi, değdiği gibi içime bir korku saldı ve hızla gülümsememi sildim.

"Yarın Hileci buraya gelecek, büyük ihtimalle gelecek." Chanyeol oturduğu yerde parmaklarını dudaklarına dayadı. "O vakit yanımda olacaksın ve göreceksin, her şey bu gecenin tam zıttı olacak."

"Fena olmayacak." Strigoi güldü. "Ayağına gelecek, seni suçlayacak ve sen de onu kendi elindekilerle alt edeceksin."

"Eğer kurtları yemeseydin daha iyi olacaktı." Chanyeol sinirli sinirli Strigoi'a baktıktan sonra iç çekti. "Neyse ne, olan olmuş. Yardımcım aç oburun tekiyse yapacak bir şeyim yok. Yarın eğlenceli olacak."

Dendrophile || Chanbaek Where stories live. Discover now