kural onüç: dans etme.

17.7K 1.7K 5.6K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

————————

"Bu ne demek oluyor?" dedim, sesimi sakin tutmaya çalışmıyordum bile ve olması gerektiğinden fazla bağırmıştım. "Bir yarım ruhum vardı da ben neden şimdi öğreniyorum?"

Kanım kaynıyordu, sinirimden tenimin altındaki kan kaynıyordu ve titriyordum. Bedenim duyduklarıma inanamıyordu, nasıl bir tepki vereceğimi zaten hiç bilmiyordum fakat sinirliydim işte.

Bu zamana kadar benim de bir yarım ruhum olduğunu tahmin etmemiştim hiç. Kendimde bütün duyguların olduğunu biliyordum ve ne bileyim işte, bambaşka bir dünyada benden farklı birinin ruhumun yarısı olabileceğini asla düşünmemiştim, düşünmek de istememiştim. Bu bana sadece yarım hissettirirdi, korkunç bir histi ve ben korkuyordum.

Neredeydi? Yarım ruhum nerelerdeydi, ölmüş müydü, ölmemişse nasıl biriydi, adı neydi, bana benziyor muydu? Her şeyi merak ediyordum.

Üstüne üstelik, ben burada bulunalı kaç hafta geçmişti, üzerime ne konular eskimişti fakat burada kimse çıkıp bana benim de bir yarım ruhum olduğunu söylememişti hiç.

Neden, diye soruyordum kendime. Ruhumun yarısı gerçekten farklı birindeyse, bundan benim neden kuytu köşe bir zamanda haberim oluyordu?

"Sana söylemek istedik fakat Chanyeol buna izin vermedi."

Bilge sesiyle dikkatimi çekerken hala karşımda duran Chanyeol'den ona doğru dönmedim, sadece başımı eğip sinirimden güldüm. Gözlerim neredeyse dolacaktı, oturup ağlayacaktım çünkü az önce öz zehirlenmesi yaşamıştım ve her şey üst üste biniyordu fakat ben sadece güldüm.

Her şey onun başının altından çıkıyordu, değil mi? Beni bilmem gereken her şeyden uzak tutan Chanyeol'dü, gerçekleri bilmeme izin vermiyordu ve ben sebebini de bilmiyordum.

"Benimle zorun ne?" Başımı kaldırıp büyük ihtimalle alev almış gözlerimi Chanyeol'ün gözlerine diktim. Onu gözlerimle yakma şansım olsaydı, bunu hemen şimdi kullanırdım.

Benim aksime soğuk bakan gözbebekleri beni deli ederken sinirden titreyen bacaklarımla üzerine yürüdüm ve bağırdım. "Senim benimle zorun ne lanet herif?!"

Buraya geldiğim günün sabahı bedenime gücünü uygulamıştı, özünü bana dudaklarımdan vererek bilerek acı çekmeme neden olmuştu, yıldızımı izlemek yerine kadınlarla flörtleştiği için yanlış özü almıştım, canımı da yakıp duruyordu ve şimdi de bu çıkmıştı. Benimle bir zoru olduğu çok açıktı, eğer bir sorunu varsa bana söylemeliydi yoksa onu burada boğarak öldürecektim.

"Baekhyun, sakin ol. Her şeyi anlatacağım." Bilge arkamdan gelip elini koluma koyduğunda elini ittim ve olduğu yerde duran Chanyeol'e biraz daha yaklaşarak gömleğinin yakalarını iki elimle kavradım.

"Senden hiçbir şey anlatmanı istemiyorum, Bilge çünkü sen de bu pislik sana, bana ne anlatman gerektiğini söylediyse onu anlatacaksın." Chanyeol yakalarından tutup onu kendine çekmemle dahi istifini bozmazken boyuma yaklaşan boyuna göz gezdirdim ve karşımdaki yüzüne baktım. "Beni öldürmeye çalışmanı anlıyorum, Chanyeol. Beni sevmediğin için yaptığını sanıyorum fakat yarım ruhumun olduğunu benden saklamak da ne oluyor?"

"Bilge, onu odasına götür." Chanyeol bana baktığı halde benimle konuşmazken dişlerimi kıracak kadar sıktım, beni görmezden gelişinin bana verdiği sinir ile yaklaşık üç yıl kafamı bir duvara vurarak çığlık atabilirdim.

"Burada sana yardım etmek için dünyasından ayırıp cehennemin dibinden getirdiğin birisi duruyor ve sen benim lehime olan hiçbir şey yapmıyorsun. Bana ruhumun bir yarısı olduğunu dahi söyleyemedin mi?" Sinirle güldüm. "Biliyor musun, berbat bir kralsın ve senin için bedenimde öz taşımak falan istemiyorum."

Dendrophile || Chanbaek Where stories live. Discover now