ONLAR BURADA!

2.7K 116 12
                                    

Hayatımın dönüm noktası mı yoksa kâbusu olarak mı bileceğim bir zamanın içine sıkışıp kalmıştım. Ne ileriye gidebiliyordum ne geri adım atabiliyordum. Öylece zaman durmuştu.

Beni arayıp sürekli rahatsız eden çocuk bu muydu?

Gözlerim şokun etkisiyle iri, iri açılırken o gülüşünü yüzünden eksiltmeyerek üstten bakmaya devam ediyordu.

"Selam ürkek kuş, sonunda karşına çıkabildim." Dediğinde onu cevap vermek yerine baştan aşağı süzmüştüm. Peki, şuan içinde bulunduğum durumda olmasam, karşımda yalı kazığı gibi dikilen çocuğu her hangi bir yerde görsem, ilk söyleyeceğim şey yakışıklı ve dikkat çeken bir aurosu olduğudur.

Yüz hatları sert ve erkeksiydi. Kahverengi sarı karşımı orta uzunlukta saçları, buğday tenli, ok gibi kirpilerinin altında pus mavisi gözleri beni korkutmaktan öteye götüremiyordu. Sanki mavi gözlerinin içinde dingin dalgalar geçse de bakışları içinde ki hırçınlığı gösteriyordu. Hafifçe çıkmış olan sakalları ona olgun ve tehditkâr bir hava katmıştı. Omuzları geniş ve bol sweet bedenini gizlemeye çalışsa da pek başarılı sayılmazdı. Bakışları çok farklı herkesi ürpertip istediğini elde edebilecekmiş gibi yüzüme bakıyordu.

Tanrım! Ben bu çocuktan nasıl kurtulabilecektim?

Yüzünde ki ukala gülüş büyürken başını hafifçe omzuna doğru eğip yüzüme ısrarla bakmaya devam etti.

"Sanırım klavye bebesini karşında görmeyi beklemiyordun?" diyerek etmiş olduğum sözleri yüzüme vurmaktan hiç çekinmemişti.

"Sen..."diyebilmiştim sadece ama cümlemi tamamlayamamıştım.

"Ben Kıraç Akıncı ve sende Alya Karamaçasın." Dediğinde adımı onun dudaklarının arasından çıkmasıyla kendime gelmiştim. Bir adım geri çekilerek aramıza mesafe koymuştum. Ardından bir iki adım daha atarak ondan baya bir uzaklaşmıştım.

Bu halimden eğlendiği apaçık ortadaydı. Siyah kirpiklerinin altında ki pus mavisi gözleri eğlendiğinin kanıtıydı.

"Bana diklenen kızın bu denli korkak olduğunu bilmiyordum. Uzaktan daha mı cesurdun? " Dediğinde kendimi toplayarak yumruklarımı sıkmaya başlamıştım.

" Hala cesurum ki karşında durabiliyorum." dediğimde sözlerime ben bile inanmamıştım. Şuan deli gibi korkuyordum. Tek başımaydım ve karşımda benim çocukluğuma kadar araştırıp bulan birisi duruyordu. Siz olsanız korkamaz mısınız? Kıraç gülerek kollarını serbest bırakarak ukalaca başlamıştı.

Gülmesini dindirerek "Ben istediğim için karşımda durabiliyorsun." Dedikten sonra bir adım bana doğru yaklaşmıştı.

"Cesur görünümlü hallerin çok komik, açıkçası şimdiden eğlenmeye başladım." Dediğinde ses tonu ve sözleriyle beni ezmekten hiç geri durmuyordu. Bu hallerim onu eğlendirirken beni daha da korkutuyordu. Ama bir şekilde kendimi dik tutmam lazımdı.

"Eğlenmeye devam et. Yakında polisler seni aldığında eğlence sırası bana geçecek," dediğimde bu cümleyi bile nasıl kurduğumu düşündüm. Kıraç'ın gülen yüzü aniden yok olmuştu. Onun yerine daha karanlık bir yüze sahip olan bakışları yerleşmişti.

"Unuttuğum bir gerçeği hatırlattın ürkek kuş, eğlencemi ilk dakikalardan bozmaya başladın." Dediğinde göğüs kafesimden fırlamak üzere olan kalbimi dindirmeye çalıştım.

" Gözlerimin önünde o araca bindiğinde, işte o zaman eğlencen tamamen bozulacak," dediğimde sinirlendiğini görebiliyordum. Dümdüz duran dudakları aniden kıvrılmıştı.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now