Siyah Leke (+18)

Karanlık Düşüş

Sınıfı dolduran o sesten sonra hepimiz yine soluğu müdürün odasına almıştık. Müdür biz kızlara bakarken erkekleri görmezden geliyordu.

"Bu seferde mi kavgayı ayırmaya kalkıştınız?" dediğinde geçen seferli olayı hatırladığını anlamıştık. İstemsizce dudaklarımdan bir kıkırtı kaçtığında müdür dik, dik bakmaya başladı. Hemen kendimi toplayıp aynı savunmayı yapacaktım ki Umay benden önce davrandı.

"Hayır, bu sefer kavgayı biz çıkarttık. Çok iyi dövdük." Dediğinde çaktırmadan ayağına vurdum. Yangına neden körükle gidiyordu, yürek mi yedi acaba?

Müdür derin bir nefes alarak elini burun kemerine götürüp sıktı. "Neden kavga çıkarttınız o zaman güzel kızım." Dediğinde Umay araya gidecekti ki Ekin onu susturdu.

Cevap vermediğimizi gördüğünde sorusunu biraz daha yüksek sesle söylediğinde ortada ki sessizliği sadece iki otoriter kişinin sesi cevaplamıştı.

Kıraç "Sadece ufak bir şaka yapıyorduk. Ama o şaka kavgaya dönüştü." Dedikten sonra Ediz konuştu.

"Arkadaş haklı, şakanın dozunu fazla kaçırdı. Bende kendimi tutamadım." Dediğinde müdür gözlerini Barış ve Mirza'ya çevirdi.

"Sizde bu şakayı ortaya çıkaran iki şaklaban mısınız?" dediğinde Ekinle gülmemek adına dudaklarımızı birbirine bastırdık. Müdürün sorusuna ikisi de göz ucuyla Kıraç'a baktıklarını gördüm. Bir işaret bekliyordu. Kıraç kollarını göğsünde birleştirip gözlerini yumduğunda Barış konuştu.

"Evet, sadece kızlara şaka yapacaktık. Ama pek şakayı kaldıramıyorlar." Dediğinde Ekin sesini çıkartmayarak onun ağzını ökündü. Barış bunu gördüğünde belli belirsiz gülmüştü.

"Peki, bu kimin?" dediğinde ikisini incelemeyi bırakmıştım. Ve müdür masasının üzerinde ki duran bıçağa yönlendirmişti. Gümüş üzerinde tek bir leke izi olmayan o bıçakla göz göze geldim. Üzerinde K ve A harfleri vardı. Ve iki harf iç içe geçirilmiş şekilde tasarlanmıştı.

Kıraç "O bıçak benimdi." Diyerek gür bir sesle konuştuğunda müdür yerine geçerek ona baktı.

" Okuldan atılacağını biliyorsun değil mi?" dediğinde kızlarla göz göze gelmiştim. İstemeyerek de olsa bir şeyi başarmıştık. Kıraç hafifçe öksürüp güldüğünde Barış ve Mirza şüpheci bir şekilde ona baktı.

"Ama atmayacağınızı da biliyorum." Dediğinde yine şu bitmek bilmeyen özgüveniyle müdüre kafa tutmaya başlamıştı. Elin kolun o kadarda uzun olamazdı Kıraç Akıncı. O yüzden sana şimdiden bay bay demek için can atıyordum.

Müdür "Kızlar bu son hatanıza göz yumuşum. Barış ve Mirza'ya gelirsek bir süre okuldan uzak durmaları eğitim açısından daha iyi olacaktır." Dediğinde Ekin oh çeker gibi eliyle hareket yapmıştı. Umay'sa sinsice gülmekle yetinmişti.

Mirza "Ne kadar uzak duracağız?" diyerek sakin bir sesle konuştuğunda müdür elinde ki kâğıtlara baktı.

"3 gün aklınızı başınıza toplamaya yeterli olacağını düşünüyorum." Dediğinde Mirza tekinsizce gülerek başını salladı.

"Sanırım birilerinin karması oluyor bu da," diyerek yerinden kalktığında Kıraç'ta Barış'a işaret vermişti. İkisi müdürün odasından çıkışını izlerken "Sizlerde sınıfınıza gidebilirsiniz. Ama bir daha saçma sapan sebeplerden karşıma gelmeyin." Diyerek bizlere seslenmişti.