KIRMIZI LEKE

1.8K 62 77
                                    

Alya'nın Gözünden

Dışarı gittikçe soğumaya başlamıştı. Hatta lapa lapa kar yağıyordu. Çok kısa bir sürede şehir kendini beyaza boyamıştı. Yağan karı izlerken dizlerimde ufak bir hareketlilik olduğunda bakışlarımı camdan çekmiştim. Bir elimi kapıya yaslamıştım bir diğer elimse ince saçlarında dolanıyordu. Küçücük bedenini yol tuttuğun için uyumak zorunda kalmıştı. Yüzümde belirsiz bir gülümsemeyle güzel yüzünü incelerken aklım hala Ediz'in yaptığı iğrençlikteydi. Kalbim sızlayarak bu yapılanı inkâr etmek istiyordu.

"Beni çok korkuttun miniğim."

Onun düşünceli sesini duyduğumda bakışlarım Meva'nın üzerinde çekilip ona kaymıştı. Mavi gözlerinin içinde ki yangın dinmişti. Fırtınaları kardeşinin yüzünde dolaşırken korkunun izlerini çok az da olsa görmüştüm. Bugün onun korkusuz ruhu sarsılmıştı. Çaresizliğini çok az da olsa göstermişti. Kısaca Kıraç Akıncının zayıflığını bugün herkes görmüştü. Ama ben onu kardeşinden vurarak hayatımdan def edemezdim. Gözlerim karnına tuttuğu eline kaydığında kaşlarımı hafifçe çatmıştım.

"Senden bile beklerdim ama Ediz'den beklemezdim." Dediğimde gözlerini kardeşinden çekip yüzüme çevirmişti. Yay gibi kaşları hafifçe çatılarak;

"Ben bir çocuğun üzerinden tehdit yağdıracak kadar kalpsiz değilim." Diyerek kardeşinin saçlarını geriye atarak okşadığında gülümseyerek;

"Ha kalpsiz olduğunu kabul ediyorsun?" diye şakaya karışık konuştuğumda dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm oluşmuştu.

"Ben siyahım Alya. Siyah dalgaları yöneten bir kötüyüm. Parmaklarımda bir sürü insanın kanı var sence de kalpsizliği kabul etmem normal olmaz mı?" dediğinde gözlerimi devirdim.

"Bazen öyle bir konuşuyorsun ki insanın kafasını karıştırıyorsun. Sanki birisini öldürdün." Diyerek hırçın dalgalarına baktığımda dudağı tekinsiz bir şekilde yukarıya doğru kıvrılmıştı.

"Öldürmedin değil mi?" dediğimde gözlerini kardeşine çevirdi.

Ardından Mirza'ya bakarak "İlk Meva'yı bırakalım annesi merak etti. Sonra da Alya'yı bırakırız." Dediğinde Mirza sesini çıkartmamıştı. Kıraç bakışlarını cama çevirdiğinde "Sorumu cevaplamadın." Diye üstüne gittim. Ama o susmayı seçmişti. Zihnimde ki derin düşünceler sarsılırken arabanın yavaşladığını hissetmiştim.

"Gel bakalım miniğim." Diyerek bana doğru uzanmıştı. Meva kalkmamak için sıkıca tutunduğunda, Kıraç ne yapacağını bilemeyerek yüzüme baktı. Elimi kız kardeşinin saçlarında gezindirdim ve kulağına doğru eğilerek;

"Minik prenses şatosuna geldi. Uyanmazsa içeride ki çikolata bombalarını göremeyecek," diye fısıldadığımda cam mavisi gözlerini aralayarak yüzüme baktı.

"İçeride geyçekten vay mı?" dediğinde gözlerim Kıraç'a kaymıştı. Ne demek istediğimi anladığında Mirza'ya seslenerek aklımdakini yaptırmıştı.

"Neden olmasın. Gidip bakalım mı?" dediğimde Meva yerinden kalkıp kapıya yönelmişti ki abisi onu tutarak durdurmuştu.

"Ama önce çıkarttığın montunu giyiyorsun." Dediğinde yanaklarını şişirerek abisine baktı.

"Ya api evimiş, şuraya hemen üşümem."

"İtiraz istemiyorum minik mafyam. Bugün sözümü dinlememe günü mü ilan ettin." Diye hafifçe kaşlarını çatarak söylediğinde Meva ellerini beline koyup abisine sinirli, sinirli baktı.

"Şen hep dinlemiyoysun. Onu ne yapacayız?" dediğinde Kıraç gözleri irileşirken gülmemek adına alt dudağını dişledim.

"Bence çocuk haklı." Dediğimde Kıraç mavi gözlerini üzerime çevirip tek kaşını kaldırdı ardından kız kardeşine dönerek;

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now