Duygusal Labirent

1.3K 54 130
                                    


"Ve en sonunda Barış'la garip bir konuşma yapmıştım." Diyerek gözlerim dumanı tüten kahvenin üzerinden çekerek ona baktığımda gözleri iri, iri açılarak yüzüme baktığını görmüştüm.

"Bir şey söyle Umay," dediğimde silkelenerek kendine gelmişti.

"Ne söyleyeceğimi bilemiyorum Alya. Yani Kıraç'ın amacından sapmasına mı şaşırayım yoksa Mirza ile olan o konuşmasına mı? Ya da Barış'ın sana abi edasıyla yaklaşmasına mı?" dediğinde kahvemden bir yudum alarak sertçe yutkundum.

"Ben bunların bir plan olduğunu düşünüyorum. Yani en azından Barış'ın ve Mirza'nın davranışları, beni bu düşünceye itti."

"Peki ya Kıraç?" dediğinde dudaklarımı büzmüştüm.

"Onu bilmiyorum...Yani çok saçma geliyor. Bir düşünsene bu şehre düşmanını indirmek için geliyorsun. Beni buluyorsun, uğraşıyorsun, korkutuyorsun ve en sonunda nefret duygusu yerine başka duygular besliyorsun." Dediğimde elindeki kahveyi sehpanın üzerine bıraktı.

"Kıraç bu, her an her şeyi planlayabilir ona güven olmaz...Peki sen?" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Ne beni Umay?"

"Sen ona bir şey hissediyor musun?" dediğinde öfkeden köpürmek üzereydim.

"Evet."

"Ne?"

"Ona hissettiğim tek duygu nefret, ondan öyle nefret ediyorum ki sırf onu indirmek için Ediz'i bahane ederek yanlarına çekildim. Neden? Çünkü bir şey bulup onu oradan vurayım diye ama planladığım gibi gitmedi." Diyerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. "Son zamanlarda ki bana yakınlıklarını düşündükçe aklımı kaçıracak gibi oluyorum. Beni yuvaya götürdüğü gün 'sana aşığım' diye bağırmıştı. Ardından şaka demişti ama daha dün Barış şakalarının altında bir gerçeklik var dedi." Dediğimde oflayarak ellerimi saçlarıma götürdüm.

"Ben onu bitirmek isterken duygularının gerçek olmasından korkuyorum Umay." Dediğimde elini omzuma koydu. Umay konuşmak için dudaklarını araladığı sırada sokağın ortasında tanıdık sesle birbirimize bakmıştık.

Yerimden kalkıp kapıya doğru koştuğumda onun sesini daha net duyabiliyordum. Kapıyı açıp baktığımda Barış'la kavga ettiğini görmüştüm.

"Ne demek izin veriyorsun! Ediz'in planını bilmiyor musun?"

"Abi bir dinle, kız seni yanında istemiyordu bende böyle bir çözüm buldum."

"İyi halt ettin. Yanımda olmak istesin ya da istemesin. Burası onun için güvenli değil." Diyerek kapıya doğru dönmüştü ki göz göze gelmiştik.

"Ürkek kuş?" diyerek bahçeye adımını attığı an kapıyı suratına sertçe kapattım. Umay kapının pervasından başını uzatmış bana bakıyordu.

"Ondan kurtulamayacak gibi görünüyor."

"Sağ ol maviş içime su serptin." Dediğimde burukça gülümsemişti. Ardından sırtımı yasladığım kapı birden yumruklanmaya başlamıştı.

"Aç şu kapıyı Alya burada güvende değilsin!"

"Gayet güvendeyim, sen yoksun!" Diyerek bende topumu kapıya vurmuştum.

"Alya gerekirse bu kapıyı kırar seni omzuma atar o eve götürürüm." Dediğinde Umay 'çüş' diyerek dudaklarını oynatmıştı.

"Beni bir yere kapatırsan kaçarım. Hep de kaçtım. Gelmek istemiyorum be adam anlasana, senin yanında güvende değilim." Dediğimde kapıya vurmaya son vermişti.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now