Hayatınızda değiştirmeyeceğiniz üç şey vardır bunları biliyor musunuz?
Ölüm... Kader ve Geçmiş... Bunların üçünü asla değiştiremezsin. Ne olursa olsun bir şekilde ölümün belirlenir, kaderin belirlenir ve geçmişin belirlenir. Geçmişinden ne kadar pi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yamanla gülüşerek dansımıza devam ederken diken üzerindeydim. Kıraç'ın öldürücü bakışları benim için ya da Yaman içindi. Ama daha çok Yaman'a içinmiş gibi içimde bir ses yankılanıyordu. Kız, Kıraç'ın hareketlerini izlerken gözleri de üzerime kaymıyor değildi. Yalandan gülümsediğimde aynı şekilde karşılamıştı. Kulağıma dolan şarkıyla gülerek;
"Bu geçici hevesinin tadını çıkar
İkinizden birisi yarın bıkar..." diyerek ellerimi havaya kaldırıp sözleri devam ederken gözlerim onun denizlerine kayıyordu.
"Gözünün kamaştığına sakın aldanma
Yıldızların ışıltısı ay çıkana kadar..." dediğimde dengem sarılır gibi olduğunda Yaman iki eliyle belimden tutarak kendine çektiğinde bakışlarım ona kaymıştı. Gözleri anında belimde olan ellerine kaymıştı. Dişlerini sıkıyor olmalıydı ki çene kası aşırı belirginleşmişti.
Devreye gireceğini anladığımda yanında ki kıza bakarak "Eş değiştirelim mi?" deyi vermiştim. Kız daha ne olduğunu anlamadan Kıraç onu Yaman'a doğru itmişti. Ve elini belime sarmasıyla kendine sahiplenir gibi çekmişti. Göğsüm ona göğsüne çarptığında kahveyle harmanlanmış kokusu ciğerlerime daha çok dolmuştu.
Bakışlarını son kez Yamanda tuttuktan sonra bana çevirmişti. Peki bu bakışları uzun süredir görmüyordum. Sanırım bu sefer gerçekten de damarına basmışım gibi görünüyordu. Kırmızı ışığın altında mavi gözleri kanla kaplanmıştı. Nedense bu gözleri beni götürdüğü davette ki o sözlerini hatırlatmıştı.
"Sana çok ayar olamaya başladım. Bunu söylemiştim değil mi?" diye yüksek ses karşısında bağırdığında öfkenin de izlerini hissetmiştim. Ensemden aşağı soğuk bir ürperti inerken;
"Seni koruyorum geri zekalı. Öfkelenmek yerine teşekkür edebilirsin." Diye bağırdığımda dudaklarında tehditkâr bir gülüş belirdi.
"Rolleri değiştiğimizi bilmiyordum."
"Bilmemek ayıp değil. Öğrenmemek ayıptır." Dediğimde belimde ki el daha da sıkışarak beni kendine bastırmıştı.
"Sırf kıskandığın için o çocuğu ayarladığını bilmiyorum mu sanıyorsun?" dediğinde kaşlarımı çattım.
"Ne?"
"Duydun ne dediğimi, kızla takıldığım andan beri ne yapacağını şaşırdın. En sonunda o kemiklerini sikeceğim çocuğu gözüne kestirdin." Dediğinde küfür karşısında yüzümü buruşturdum.
"Hiçte bile seni kıskanmadım. Seni o kaşardan kurtardım." Dediğimde gülerek gözlerimin içine uzun, uzun baktı.
"Kesin öyledir." dediğinde çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım. Bu hareketimi beklemediği için gözlerinde şaşkınlık geçse de amacımı ona söyledim.
