Cennetin İçine Saklanan Gölgeler

1.1K 49 5
                                    

Kıraç beni yerimden kaldırıp götürmeye başladığında kalbim deli gibi atıyordu. Sonunda onlarla tanışıyordum. Evet bu kulağa garip bir heyecan gibi görünse de sonunda onları canlı görmüştüm!

Gözlerim uzun zamandır beklediğim, bana Ekin yoluyla mesajlar gönderen Asel'e kaymıştı. Ç-Çok güzeldi. Uzun saçları beline kadar iniyordu ve mercan rengi gözlere sahipti. Yüzü bembeyazdı ve hafif çilleri vardı. Boyu benle aynı boy denebilirdi.

Gözlerim yanında Uzay olduğunu düşündüğüm adama kaymıştı. Asel'den çok uzundu. Hatta Kıraç'la aynı boy bile diyebilirim. Geniş omuzlu, kaslı olduğu tişörtünden belli olurken, saçları koyu kumral ve kısaydı. Ama çok değil, gözleriyse... Griydi. Ve...Evet Kıraç gibi bakıyordu. Ruhsuz, soğuk ve ürkütücü!

Kıraç'la konuştuğum da telefonda kafasını uzatan bir diğer arkadaşına baktığımda gerçekten bu Akıncı ailesini sulak bir yerde büyüttüklerini düşünecektim. Neden bunların boyları bu kadar uzun! O Uzay'ın aksine nötr bakıyordu. Diğerleri gibi geniş omuzluydu siyah uzun saçlara sahipti. Gözleriyle saçları aynı renkti. Neredeyse Mirza ile ikiz denebilecek türde bir benzerlikleri vardı. Hatta ikisinin de sağ kollarında yılan dövmelerini şimdi fark ediyordum. Ama Mirza'nın ilk haline göre sıcak görünüyordu.

Kutay'sa mavi, yeşil karışımı gözlerle gülerek el sallarken karşımda ikinci bir Barış görür gibi olmuştum. Saçları açık kumral ve teni diğerlerine göre biraz daha buğday tene yakındı. Kollarında ki dövmeler nedense ilk dikkatimi çeken durumdu. Şafaktan ve Kutay'dan biraz kısaydı. Ve üçünün de sporla ilgilendiği bari ortadaydı.

"İşte ekibin yada ailemin geri kalanından ilk Şafak. Onu tanıyorsun. Bu sefer ilk onu tanıtalım yoksa Uzay'la kafamı şişirecektir." Dediğinde gülerek ona baktım.

"Merhaba,"

"Merhaba yenge, demek Barış'ın imana geldiğinde duasını tutan o kız sensin." Dediğinde ona anlamayarak baksam da Kıraç güldü.

"Barış konser gecesi 'Allah'ım Kıraç'ın karşısına aynı onun gibi birisi çıkart' diye dua etmişti. Ondan bahsediyor." Dediğinde anlayarak başımı salladım.

"Barış'ın nadir imanlı zamanlara demek ki," dediğimde gülerek beni gösterdi.

"Kafa dengesin. Sevdim seni yengem. Ama ne olur senden bir şey isteyeceğim." Dediğinde merakla baktım.

"Ne gibi?"

"Bak bu ikisi beni çok uğraştırıyor. Ne olur sende deli çıkma." Diyerek Uzay ve Kıraç'ı gösterdiğinde ikisi yalandan gülümseyerek Şafağa bakmıştı.

"Söz veremem ama denelerim." Dediğimde Şafağın yüzü düşerken Kutay elini uzattı.

"Sen ona bakma yenge, kendisi abimiz gibi davranır. Hepimizi korumaya çalışır. Bu arada ben Kutay." Dediğinde aynı sıcaklıkla elini tutup sıktım.

"Memnun oldum seni ilk kez görüyorum. Fotoğraflar da görmüştüm ama canlı hiç karşılaşmadık."

"Normaldir ben biraz çapkınım. Diğerleri de beni nadir görür." Dediğinde Kıraç;

"Kendisi evi bulamayan, bulursa otel gibi kullanan bir kardeşimdir." Dediğinde Kutay gülerek omuzlarını indirip kaldırdı.

"Ayıpsın arada bir uğruyorum."

"Sağ ol ya nur yüzünü gösteriyorsun." Dedikten sonra bakışları Uzay'a kaymıştı.

"Ve bu de benim esas ikizim olan Uzay." Dediğinde Kıraç'la ikisi göze göze gelmişti. Ardından Uzay gözlerini yüzüme çevirdiğinde yerime sabitlenmiştim. Bakışları aynı... Kıraç gibiydi. Ama Kıraç'ın Akıncı halini karşıma seriyordu. Ensemden aşağı bu sıcakta soğuk bir ürperti inmişti.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now