Yaralı Kalbin Sürprizi

1.4K 56 60
                                    

Kahvaltımızı yaptıktan sonra masayı toplamaya başlamıştık. Bulaşık makinası yıkandığından ötürü ben onları yerine yerleştiriyordum. Kıraç'sa çıkarttığımız kirli tabakları yıkıyordu.

"Güzelim?"

"Hı?" diyerek elimde mat rengi siyah tabaklarla doğrulduğumda elindeki su damlacıklarını yüzüme serpiştirmişti.

"Kıraç!" diyerek geri çekilirken o gülerek bu hareketlerini tekrarlamıştı.

"Bak kaşınıyorsun." Diyerek tabakları kare şeklinde yarım tezgaha bıraktığımda gülerek "Kaşısana o zaman ürkek kuş." Diyerek meydan okumamı kabul etmişti. Gülerek tabakları yerine bırakırken ona doğru yanaşmaya çalıştım. Ve birden elimi akan suyun altına götürüp ona doğru savurmuştum.

Gözlerini kapatarak güldüğünde aynı gülüşle karşılık vermiştim. Ama o hiç durmadan bir kez daha yüzüme doğru büyük suyu fışkırtmıştı. Gözlerimi araladığımda ağzım açık kalmıştı.

"Yuh resmen banyo yaptırdın Kıraç." Dediğimde elindeki köpükleri yıkayarak bana baktı.

"Yavrum şurana baksana çok kötü olmuş." Dediğinde gösterdiği yere bakmamla yüzüme attığı suyla iyice sırılsıklam olmuştum.

"Kıraç..." diyerek sadece adını çok kısık bir şekilde fısıldamıştım. Yanıma doğru yaklaşarak "Emret güzelim." Diyerek burnumun dibinde bittiğinde öfkemi kontrol ederek gözlerimi aralamıştım. Gözlerinin içine uzun, uzun bakarak ona doğru yaklaşmaya çalıştım.

"Beni kendine bağlamandan korkuyorum." Diyerek dudaklarını öpmeye milimlik kala durdum. Kıraç sözlerim etkisiyle yüzümü avuçlarının içine aldı.

"Bütün korkularını yok edeceğim." Dediği an akan sudan doldurduğum bardağı başından aşağı boşaltmıştım. Saçları, kıyafeti ıslanırken ben gülerek geri çekilmiştim.

"Ah Akıncı, bana bu denli sırılsıklam âşık olma. Darbenin nereden geldiğini göremezsin." Dediğimde gülerek ıslanan saçlarını geriye doğru attı. Gözlerini açtığında bir adım gerilememe neden olmuştu. Çünkü bu bakışları uzun bir süredir görmemiştim.

"Demek hamlenin nereden geldiğini göremem öyle mi?" diye o ses tonuna büründüğünde gülümseyeme çalıştım. Bir adım gerilemek istedim ama Kıraç'ın bilerek böyle davrandığını anlamıştım.

"Çok etkileyici ama yemezler." Dediğimde tavrını hiç bozmadı. İlk zamanlardaki gibi bakarak bir adım üzerime doğru gelirken bir adım gerilemiştim.

"Kıraç şöyle bakmasan mı?"

"Neden, korkuyor musun?" dediğinde dik durdum.

"Hayır, aksine daha da etkileniyorum." Dediğimde ciddi tavrı bozularak gülmeye başlamıştı.

"Kızım niye bozuyorsun." Dediğinde gülerek ona baktım. Ardından yanıma doğru iyice yaklaşarak ellerini belime sarıp beni bir hışımla kendine çekti. Göğüslerimiz birbirine çarpıp kalplerinin ritimlerini hissederken gözlerimiz de bir zelzele yaratmıştı.

"Bu tavırlarımın seni korkuttuğunu düşünüyordum." Dediğinde dudaklarımı büzmüştüm. Gözleri anlık dudaklarıma kaymıştı.

"Sanırım... Hastalığın bulaşıcı olmaya başladı. Korku duygusu farklı duygularımı uyandırdı." Dediğimde dişlerini göstererek güldü.

"Demek hastalığım sana da bulaştı."

"Hıhı..." diyerek gözlerimi bütün eşsiz yüzünde gezindirdim. Kıraç kulağıma doğru eğilerek "Bu kadar etkilenme ürkek kuş hamlelerimi görmezsin." Diye tüylerimi diken, diken ve kramplar girmesini sağlayan o ses tonuyla boynumu öperek geri çekildiğinde kurduğu cümleyi anlamaya çalıştım. Ardından beni kucağına aldığında dudaklarımdan bir çığlık kaçmıştı.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now