Hapsedilen Özgürlük

1.8K 79 64
                                    

İlk iki ders tarihini çabalamak ve ben uyumak adına büyük bir sarf ediyordum. Ekin, Umay ve Nira'dan oluşan kafalarını listeye koyuyorlardı. Dörtlü arasında sadece benim ayakta durmam çok enteresandı.

Dersi sadece ben mi dinliyordum. Başımı arkalara çevirdiğimde Ediz'le göz göze geldik. Ellerini çenesinden birleştirip hocayı dinliyordu ama ona baktığımı gördüğümde gülümseyerek geri hocaya dönmüştü. Gözlerimi arkalarda gezindirdiğimde sınıfın suyundan uyuduğunu gördüm.

Kamera kenarının en gözetleyen gözlerim istemsizce kaydığında Barış ve Mirza uyuyordu. Kıraç'sa dinle oturarak hocayı dinliyordu. Onu izlediğimi fark etmiş olacaktım ki bakışlarını yüzüme çevirerek dik, dikmeye başlamıştı. Dudaklarında tekinsiz bir gülüşler yüzüne yayılarak göz kırptığında hızla önüme dönmüştüm.

Bu da neydi şimdi?

Omzumda bir el hissettiğimde bakışlarımı Ediz'e çevirdim. Bana ' ne oluyor?' der gibi kaş göz yaptığında bir şey olmadığına dair omuzlarımı indirip kaldırmıştım. Ama Ediz bundan pek tatmin olmamıştı ki hızlıca ona doğru döndü. Bize bakmıyordu dersi dinliyordu. Yâda dinliyor gibi yapıyordu.

"Ediz Osmanlı devletinin imzaladığı son antlaşma nedir?" dediğinde Ediz bakışlarını benden çekip hocaya çevirmişti. Boğazını temizlemek için öksürdüğü sırada sınıfın kapısı açılmıştı. İçeriye girenleri gördüğümde sevinç içinde bağırmamak adına kendimi dindirdim.

Müdür " Dersinizi bölüyoruz Naz hocam." Dedikten sonra gözlerini sınıfta gezindirdi. " Kıraç Akıncı bu sınıfta değil mi?" dediğinde bakışlarım ona kaymıştı. Kıraç'ın yüzünde korkuyu görmek istemiştim ama beni hayal kırıklığına uğratmıştı çünkü tepkisizdi. Aksine öldürücü soğuk bakışları donuktu. Hiçbir duygu hissi yüzünde gezinmiyordu.

Bu çocuğun duyguları olduğuna emin miyiz? Rolünü bu denli iyi oynamazdı.

"Benim, sorun ne müdür?" diyerek gür sesiyle sınıfın sessizliğini bozduğunda müdür başı ile onaylamıştı. Ardından polisleri içeriye doğru çağırarak "Aradığınız çocuk burada komiserim." Dediğinde yüzümde ki gülümsemeyi engel olamamıştım.

Ekinler uykusundan kalarak sınıfın hengâmesine bakarken ben bakışlarım onun yüzünden ayırmıyordum. Son derece soğukkanlı bir şekilde yerinden kalktığında Barış ve Mirza da kalkmıştı.

Kıraç "Oturun." Diyerek fısıldadığında birbirlerine bakmışlardı.

Polis "Kıraç Akıncı hakkınızda şikâyet var. Bizimle karakola gelmek zorundasınız." Dediğinde Kıraç başını sallayarak yerinden çıktı.

"Hay, hay polis bey" dediğinde bakışları yüzüme kaymıştı. Çok sakindi. Yüzünü bu şekilde hayal etmemiştim. Polis onu omuzlarından tutarak çıkartırken Ediz hızla omzumdan tutarak ona dönmemi sağladı.

"Sakın bunu seninle bir bağlantısı olduğunu söyleme." Dediğinde sesinde ki şüpheyle başımı iki yana salladım.

"Hayır, ama birisi benden önce davranmış," dediğimde Ediz tek kaşını kaldırıp yüzüme baktı. Ona inanması için gözlerinin en derinine bakmaya başladım. Aniden sırasından kalkıp sınıfın koşarak çıkmıştı. Bunu beklemediğim için boş gözlerle bakan ben olmuştum.

Ekin "Az önce ne oldu?" dediğinde bakışlarım dışarı da yanıp sönen ışıklara kaymıştı.

"Plan iptal oldu." Diyerek yerimden kalkıp bende Ediz'in peşinden gittim. Dışarı çıktığımda polis Kıraç'la konuşuyordu. Götürmeleri gerekmiyor mu? Adımlarım Ediz'in yanında durduğunda elini karnıma koyup gitmemi engelledi.

Siyah Leke (+18)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu