Bölüm 1

306K 5.7K 324
                                    

Yoğun istek üzerine yıllar sonra kitap tekrar sizlerle, keyifli okumalar. 12 yıl geçmesine rağmen hâlâ bu aileyi sevenler olduğu için çok mutluyum. ♥️



Güneş incecik, açık mavi tüllerin arasından süzülmeye başladığında uyanmıştı Aras. Birkaç saniye öylece durup derin nefesler almış ardından gözlerini cama dikmişti.

Havalar iyice ısınmaya başlıyordu ve bu karısının ona sürekli "Aras yapışık ikizler gibi davranmayı keser misin canım?" diyeceği anlamına geliyordu.

İç geçirerek uyuyan karısını izledi. Yaşlanmanın etkisiyle kırışan yüzü, hafifçe kırışmış gözaltları ve grileşen saçlarına rağmen gözleri aynıydı. Karısına bakışlarından hiçbir şey eksilmemiş, gün geçtikçe yenilenmişti sadece.

Aşkla, sevgiyle gülümsedi yaşlı adam. Ruhu genç de olsa bu gerçeği kabullenmeye başlıyordu artık. Koca bir oğlu, evlenmek isteyen bir prensesi vardı ne de olsa. Yaşlanmıştı Aras Karaman, biliyordu.

Yine de yaramaz bir çocuk gibi davranmaktan vazgeçemiyordu. Nitekim dudakları karısının saçlarını bulduğunda da gözlerinde o muzır ifade vardı. "Karıcığım..." diye fısıldadı Zehra'nın saçlarının arasına. Onun deniz kokusunu içine çekerken Zehra'nın mırıltısını işitti.

"Günaydın canım."

"Günaydın da sen hala gözlerini açmadın ki..."

Dudaklarını bükmüştü yaşlı adam, bu haliyle tüm kırışıklıklarına rağmen çocuk gibiydi.

Zehra gülümseyerek kocasına baktı.

"Böyle daha iyi..."

Zehra da yaşlanmıştı geçen zamanda. Aras'tan bir farkı yoktu. Belki daha olgundu, o kadar.

Elini Aras'ın yüzüne bastırıp diğer yanağını sıcacık bir öpücükle süsledi. "Gidip kahvaltıyı hazırlayayım, sen de giyin canım. Bugün dışarı çıkacağız. Çeyiz için... Unutmadın ya?"

"Of, başlarım çeyizine!"

"Aras başlama yine." diye uyardı Zehra.

Aras ona aldırmayarak silkti omuzlarını. "O pislikle kızımın evlenmesini istemiyorum."

Zehra azarlar gibi baktı kocasına. Ece'nin hayatını bu katılığıyla zehir ediyordu Aras. Kızının erkek arkadaşlarını dahi onaylamıyordu ancak Kenan'a yapmadığını bırakmamıştı. Zehra onun gibi düşünse, bir an adamdan şüphelense desteklerdi ama Kenan kızına o kadar saygılı ve sevgi doluydu ki sadece kızıyordu Aras'a.

"Canım, lütfen. Ece duyarsa yine çok kırılır. Hadi gülümse biraz. İstersen biz tek gideriz?"

"Yok canım, başka? Kurtlara davetiye mi çıkarayım?"

Yaşlı kadın sabırlı bir şekilde içini çekip güldü. Kocası çok kıskanç, korumacı bir adamdı. Ona bayılıyordu bu yüzden. Ve daha birçok nedenden...

Yerinden kalkıp üzerini hızlıca giyindi. Sade, siyah bir elbise giymişti. Yüzünü yıkamak ve saçlarını taramak için banyoya yöneldiğinde Aras'ın çapkınca onu izlediğini görüp kıkırdamadan edemedi.

Bu adam hiç değişmeyecek miydi?

Değişmese daha iyiydi. Ona böyleyken âşık olmuştu ve bu aşkla ölecekti.

***

Kahvaltı masasındaki sessizlik yüzünü asmasına sebep olmuştu Aras'ın. Elbette bunun sebebi Zehra'nın sessizlikten hoşlanmamasıydı.

"Neyiniz var sizin?" dedi karısının uzattığı ekmeği alırken. "Uyanamadınız mı hala?"

"Hiç..." dedi Ece gülümseyerek. "Sadece bugün neler alacağımı düşünüyordum babacığım..."

Yüzünü buruşturdu yaşlı adam. Şu Kenan denen pislikten kurtulamamıştı bir türlü. Hayır, neden kimse onun gibi düşünmüyordu? O adamın kötü bir yanı vardı, hissediyordu ama kanıtlayamıyordu. Yine de bu evliliği yakın zamanda engelleyeceğinden emindi, çalışmalarını hala sürdürüyordu.

"Ne istiyorsun peki prensesim?" dedi Zehra'ya imalı bir bakış atarak. Karısı onaylarcasına gülümseyince iç çekti. Bu kadına hayır demeyi başarabilecek miydi acaba bir gün?

"Bilemiyorum... Kenan için bir takım elbise alabilir miyiz?"

"Onunkilerin suyu mu çıkmış?"

Efe gülerken, Zehra da katılmıştı konuşmaya. "Canım, hediye olarak almak istiyor Ece..."

"Üstünde paralansın." diye homurdandı Aras sessizce. Ece duymamıştı ama kaşlarını çatan Zehra ve gülmeye devam eden Efe yeterince sessiz olmadığının ispatıydı.

"Sen ne yapacaksın bir tanem?"

Gülümseyerek annesine döndü Efe. "Arkadaşlar beni çağırdı... Yasemin'in sürprizi mi ne varmış..."

"Acaba ne?" dedi Ece merakla, iri yeşil gözlerini ağabeyine dikmişti. "Çok merak ettim!"

Umursamazca omzunu silkti Efe. "Öğrendiğimde söylerim."

"Sinir..." derken simsiyah saçları ağabeyinin omuzlarına doğru savrulmuştu. Yerinden kalkıp gülümsedi sonra. "Afiyet olsun... Ben gidip hazırlanayım?"

"Tabii canım, biz de hazırlanırız. Çıkarız birazdan."

Ece neşeyle üst kata çıkarken homurdandı Aras tekrar. "O it de gelecek mi?"

"Aras!" dedi Zehra. Dehşetle irileşmişti gözleri. "Ne biçim konuşuyorsun öyle?"

"İt işte, yalan mı?"

"Çocuk gibisin!"

Efe gülerek başını iki yana salladı. Yerinden kalkıp hala tartışmakta olan anne ve babasına aldırmadan üst kata çıktı. Ailesini gerçekten çok seviyordu, böyle neşeli bir ortamda büyüdüğü için fazlasıyla şanslıydı.

Odasına geçtiğinde yorgunluktan ağrıyan omuzlarını yok saymaya çalışarak dolabına yöneldi. Babası bazen çok acımasız olabiliyordu. Aslında Aras Karaman bir erkek düşmanıydı Efe'ye göre!

Yine de onun düşüncelerine saygı duyuyor, yaptığı hiçbir şeyi yadırgamıyordu.

Haftanın bütün ciddiyetini yansıtan takım elbiseleri es geçerek kısa kollu, spor bir gömlek aldı eline. Küçük mavi-yeşil karelerle çevirili gömleği üzerine geçirdikten sonra siyah, keten bir pantolon giyip aynaya baktı.

Saçlarını da düzelttikten sonra telefonunu ve cüzdanını alıp çıktı evden. İçinde bir parça bile merak kırıntısı yoktu ama arkadaşlarını göreceği için mutluydu.

EvlilikWhere stories live. Discover now