Bölüm 2

171K 4.9K 544
                                    

Kafeden içeri girerken yüzünü yavaşça buruşturdu Efe. Kalabalıklardan pek hoşlanan biri değildi. Hele de hava bu kadar sıcakken! İstemsizce etrafın ter koktuğunu düşünüyordu.

İç çekerek gözlerini içeride gezdirdi ve sonunda arkadaşlarının oturduğu masayı fark etti. Kalabalık oldukları için iki masayı birleştirmiş, gürültüyle hasret gideriyorlardı. Mert, Anıl, Mehmet ve birkaç kız vardı üniversiteden.

Kızlar Efe'yi ilgilendirmiyordu pek, grup erkeklerini elde etmeye çalıştıklarında ön yargı oluşmuştu içinde onlara karşı. Sonuçta arkadaşlık önemliydi, insanın bazı şeylerde hassas olması gerekirdi. Onlar ne yapıyordu? Sanki hayatın merkezi erkeklermiş gibi illa ki yanlarında bir erkek olsun istiyordu. Ne gereği vardı? Zaten çevrede bir sürü erkek varken arkadaşlarını da elde etmeye çalışmanın anlamı neydi?

Diğerleri de Efe gibi karşıydı bu duruma ancak onlar kızlara tepkilerini gösterip bu duruma engel olmuyor, onlara aldırmamaya çalışıyorlardı bu tip durumlarda.

"Merhaba..." diye seslendi masaya ulaştığında. Herkes onu selamlarken gülümseyerek Mert'in yanındaki boş sandalyeye oturdu.

"Ooo Efe Bey!" dedi Mehmet hemen. "Sizi nihayet görebildik!"

"Çalışıyor çocuk oğlum!" dedi Anıl.

Mert de hemen karışmıştı lafa. "Eee Efe Bey, çalışma hayatı nasılmış?"

Hafifçe gülümsedi Efe. Babasının yanında çalışmaya başlayalı çok olmamıştı henüz. Pek bir işlevi de yoktu aslında. Asistan yardımcısı ne işe yarardı ki bir şirket için? "İdare ediyorum, daha alt kademelerdeyim. Malum, babam..." dedi omzunu silkerek. "Önce sorumluluk almayı öğrenmem gerektiğini söylüyor ama nasıl yapacağımı söylemiyor... Delirmeye başlıyordur belki de."

Hoş babası bütün ayak işlerini Efe'ye yaptırıyordu ama Efe için bunlar gerçek bir işi kapsamıyordu. Babası bazen saçmalayabiliyordu. Belki de yaşlanmıştı gerçekten?

Sorumluluk almalısın Efe, demişti ona. Bunun için ne yapması gerektiğini sorduğundaysa bir şey demeyip bakmıştı Efe'ye sadece.

Anıl bir kahkaha attı bu sözler üstüne. "Güvenini kazan o zaman oğlum!"

Tekrar silkti omzunu. Bu saçmalığa kafa yormayacaktı tabii ki de. "Aslına bakarsan halimden memnunum..."

"Bu çocuk gerçekten aptal..." dedi Mehmet başını iki yana sallayarak. "Yetkisini yükseltmek varken sürünüyor..."

"Yetkiye ihtiyacım yok Mehmet, boş versene..."

"Tamam, kapatalım bu konuyu arkadaşlar." dedi Yasemin gülümseyerek. "Herkes burada olduğuna göre sürprizimi açıklamak istiyorum!"

"Evet?" dedi Anıl kaşlarını kaldırarak.

Kızlar ve Efe hariç herkes Yasemin'e bakıyordu merakla. Kızlar zaten bildiğinden, Efe ilgilenmediğinden tepki vermemişti.

"Eee söylesene kızım?" dedi Mert de aynı şekilde.

Yasemin dudaklarını dişledi yavaşça, heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Sonra bir anda sözcükler fırladı dudaklarından. "Galiba ben evleniyorum!"

İlk şaşkınlığın ardından grupta alkışlar, ıslıklar yükselmeye başlamıştı. Üniversitenin bitiminden sonra herkes ilk kimin evleneceğini merak edilmişti hep, şimdi bu ilke Yasemin imza atıyordu işte...

Efe bu şamatanın etkisiyle buruşturdu yüzünü. Bunca gürültü evleniyor diye miydi yani? Hem de galiba evleniyor diye.

"Vay be! Hatun elden gitmiş de haberimiz yok!" dedi Anıl gülerek.

EvlilikWhere stories live. Discover now