Bölüm 5: "Doğruluk Mu Cesaretlik Mi?"

5.1K 280 94
                                    

Bazı şeyler bitmeliydi en başından. Her şey ait olduğu yerde kalmalıydı ve o güzel günler kapımızdan bizleri teğet geçmeden önce yanımızda durmalıydı bir beş dakika dahi olsa.

Mevsimler zamanında yaşanmalıydı. Herkes en çok yaz mevsini sevmeliydi ve herkes kışa kavuşmak için gün saymalıydı...

Katilimi bekliyordum celladımın koynunda. Onunla, yani katran karası dumanımla gelecek olan ölüm meleğini de bekliyordum bu karanlık gitdapta.

O adam ki, beni burada görecekti ve eminim benden en çok burada yattığım için nefret edecekti. Ben bile kendimden nefret ederken, onun beni sevmesini isteyemezdim.

Ruhum içimdeki son kalan çocuğu sarıp sarmalarken, içimde uykuya yatan kara şövalyeler tek tek uyanıp kılıçlarını bileyliyorlardı.

Bütün hücrelerim intihar için sıraya dizilmişken, korkum pençelerini çıkartıp bütün masumiyetimi tırnaklarıyla kanatıyordu.

"Efendim."

Celladımın uşağı celladıma hitap ederken bütün tüylerim bedenimden kaçmak için diklenmişti. Kim olduğunu göremiyordum zira benim bulunduğum yerle sesin geldiği yerin arasında siyah bir perde vardı.

"Getirin!"

Katilim gelmişti. Geçmişiyle gelmişti.. İdamımı izlemeye gelmişti. O bana gelmişti benden gitmek için. Kısacası o bugün tam manasıyla "yerle yeksan olmaya" gelmişti.

Harun üzerime eğilip biraz önce talan ettiği karnımın üzerine elini koyup bastırdı. Bağırmak istiyordum lakin onun sesiyle duraksadım. Bütün çığlıklarım içimde yankılanırken konuştu.

"Bak şimdi güzelim misafirlerimiz geldiğinde sesini dahi çıkartmayacaksın. Onlara Harun Arduç'un yani benim kadınım olduğunu göstereceksin!"

Sakin söylediği her cümlenin altında bir tehdit yatıyordu. Ve bu iş bittiğinde dediklerini yapsam da yapmasam da zararda çıkacak olan bendim.

Korkuyla kafamı salladım. Yüzünde memnuniyet ifadesi ihtişamla büyürken alnımı öptü. Geri çekilmeden konuştu saçlarımın arasından.

"Misafirlerimiz gittiğinde seninle duş alalım. Bu kokuyu daha fazla saçlarının arasından solumak istemiyorum."

Tiksintiyle başımı çevirmeye çalıştığımda çenemi tek eliyle kavradı. Kendi tarafına çevirirken başımı, bütün kaslarım gerilmişti.

Önce kapının duvara çarpma sesinin gelmesiyle benim içimi cehennem çukuru Harun'un yüzünde ise bayram yeri oluşurken, Duhan'ın sesini duymamızla benim içimde bayram yeri oluşurken, Harun'un yüzünde cehennem çukuru oluşmuştu. Umrumda değildi doğrusu. Yüzünü göremesem de katran karası dumanın, sesi adeta bir sis tabakası gibi canlı kanlı kulaklarımda yankılanıyordu.

Ölümden sonra hayatın olduğuna bir kez daha inandım. Zira Duhan'ın burada olması bu sözün doğruluğunun kanıtıydı. Yeniden dirildim ölmek için ve yeniden duydum sesini sağır olmama ramak kala.

Harun ellerini birbirine ritimli bir şekilde vurarak perdeye doğru yürüyordu. Perdeyi açmadan önce yatağın üzerinde olan ışığı kapatmıştı. Kısa süreli bir karanlıktan sonra aydınlığın gözlerimi yakacağını biliyordum. Buna rağmen o ışığı istiyordum.

23.58Donde viven las historias. Descúbrelo ahora