Bölüm 8: "Baykuş"

5K 258 184
                                    

Harun'un kucağında ilerlerken, görüş alanımdan çıkıyordu Duhan ve her bağırışımda ağzımdaki çığlıklarla bir parçam kalıyordu orada.

Ruhum kanıyor bayım. En son tırnaklarımı geçirdiğim yerden kanıyorum. Bayım, beni en en son bıraktığın yerden kanıyorum. Bak tırnaklarımın ucunda duruyor senden kalan parçalar.

Duhan'a gitmek için her çırpınışımda, Harun beni daha sıkı kavrıyordu. Benim çırpınışım tıpkı suya kavuşmak için oksijenle savaşan balığa, içimden çıkmak isteyen çığlığıma ve en çokta dualarımın kabul olmak için izdiham yaratmasına benziyordu.

Nefes aldığı yerden ayrılmadan önce son kez konuştum onunla. İçimden içine aksın istedim sözlerim.

"Bayım... Bilmiyorum hissettin mi ölümü? Canın çok yandı mı o anda. Seni ayırmak istedim o an zamandan. Seni ölümle ayırmak adına bayım tırnaklarımı geçirdim etine. Ama yine de başarılı olamadım, seni azrailden kurtaramadım. Bayım, tırnaklarımı geçirdiğim yerler acıyor mu teninde? Ya da sayısız kez göğsüne sunduğum yumruklar ağırlık yaptı mı göğsünde? Hissettin mi bayım?

Bir yerden okumuştum. Ölen insanlar, gömülmeden önce ruhu bedeninin dışında asılı kalırken yani araftayken her şeyi hissedermiş.

Hissetmişsindir bayım, kesin hissetmişsindir. Canın yanmıştır o kadar acının üstüne. Canını yaktım, canını yaktık hep bir elden.

Özür dilerim katran karası duman.. Her şey için özür dilerim bayım.."

Acı boğazımdan siyah harflerle çıkıyor, düştüğü her yeri kırmızıya boyuyordu siyah harflerim.

Arabanın içindeki sessizliğime ara sıra hıçkırıklarım karışıyordu. Harun sıkıntılı bir nefesi dudaklarından salarken, omzunun üzerinden bana bakarak "bana ait olan gözyaşlarını dökmenin hesabını ağır bir şekilde vereceksin!" diye hamurdandı.

Yirmi dört yıldır gebe kaldığım adamın, üç güne sığdırmaya çalıştığım sancılı doğumuydu şimdi ki ağrım.

Yirmi dört yıldır hiç bir hareketini hissetmediğim yarım, canımın en içi baskın bir sancıyla düştü kalbimin rahmine.

Duhan SARRAF.. Doğarken ölen, canımın en içini kıyamet gibi canımdan söken canım..

O benim katran karasına bulanmış sancım.. Nasıl olurda onun uğruna döktüğüm gözyaşlarımın hesabını veririm. Hesabını verebilir miyim ki?

Ne ara geldiğimizi anlayamamıştım bu cehenneme. Harun sinirle yerinden kalkıp kapıyı sertçe kapattı.

Yerimden hareket dahi edemiyordum. Bütün uzuvlarım küsmüştü bana ve bütün sinir sistemim çökmüştü. Kısacası felç geçirmiş gibiydim.

Benim oturduğum yerdeki kapıyı öyle bir hışımla açmıştı ki ruhsuz ve donuk olan bakışlarımı ancak bu şekil boşluktaki sürgünden çekebilmiştim.

Harun kolumdan öyle sert çekmişti ki resmen yere kapaklanmıştım. Düşmenin etkisiyle avuçlarım soyulmuştu ve derimin hapsinden kurtulan kanım dışarıya akmaya başlamıştı.

23.58Where stories live. Discover now