Bölüm 17: "Sarı Araba"

1.4K 105 178
                                    

Bölüm Şarkıları:

Uaral-Sounds of Pain (Chapter III-Inspiracion)

Beth Hart - Caught Out In The Rain

Riff Cohen - Meshoch Be Gufi

BÖLÜM 17: "SARI ARABA"

❄️❄️

Bir el saçlarımı okşamaya başladığında avuçlarımı toprağın içinden çıkan ele sardım. Soğuk, tenimi emiyordu, sıcaklığım soğuğuna karışıyordu. Bir yanımı toprağın altına gömmüşlerdi hiç şüphesiz.

Gecenin o kör karanlığı gözlerimin içine girmek istercesine göz kapaklarımın açılmaması için beni ikna ederken boğazımdan geçen o şeffaflığın ne olduğunu sorgulayamıyordum bile, nefessiz kalışımın ortasında. Kulaklarımın felaket derecesinde uğuldaması ve müthiş derecede bir basıncın beni alaşağı etmeye çalışması da mevcuttu. Dudaklarım katman katman kendi çölünde yarılırken, dudaklarımın renginin mora çalmak üzere olduğunun da bilincindeydim.

Uyumak istiyordum sadece. Avucumun içinde olan, her bir parmak boğumunu ezbere aldığım bu adamın, avucunun içinde ki soğukluğa teslim olarak yenilmek istiyordum.

Zaten yenilmedik mi?

Yenildik.

Soğuk ve karanlık ormanın içinde ki sessizliği bozan şey başıma dayanan silahın emniyetinin açılma sesi oldu. Bu sese nasıl bir tepki vereceğimi kestirmeden öylece durdum. Yutkunamadım, nefes alamadım, gözümü kırpmadım.

Hareketlerim beynimin verdiği komut dahilinde inzivaya çekilirken tek işlevim avucumun içinde duran toprak kokusu sinmiş elin ayasına dudaklarımı değdirmekten öteye geçememekti.

"Hoşça kal Evrem SÜVARİ."

Gözlerimi kapattığımda bana kucak açan ölümüme ruhumu soydum. Bu üşümemin nedeni ölüm meleğinin ateşindendir bilesiniz. Göğsüm maraton koşmuşum gibi hızla inip kalkmaya başladı ve ciğerlerim nefesimin izni doğrultusunda onu sarmalayan zarını yırtmaya ant içti. Asrın, bana bir adım daha attığında onun ayakkabısının burnunun ucu benim kalçalarıma değiyordu. Ölüm bir milim arkamda bir adamın parmaklarının arasında duruyor farkında mısınız?

Ardı sıra akan gözyaşlarım yanağımda cehennem çukuru açmaya devam etti bütün hızıyla. Korkuyla ellerimi karnıma sardım, onu da ölüme mahkum kılıyordu, kılıyorduk.

O esnada ne olduysa oldu ve o çok tanıdık sesi işittim. Sesi korkmama neden olurken, iki gerçeği önüme sundular. Bir yanım ölümümüzü engelleyecek, Katran karasıyla Savaş'a gidemeyeceğimiz için isyan ederken diğer yanım beni ve bebeğimi ölümün kolları arasında ki danstan çekip alacak diye seviniyordu.

Sadakate ihanet karışmıyordu, ihanet sadakate teslim olmuştu çoktan. Bunu şimdi daha net görebiliyor ve hissedebiliyordum.

"Yere yat Evrem!"

"Ne oluyor lan amına koyayım!"

Asrın öfkeyle silahı başımdan çekip sesin geldiği yöne öfkeyle döndüğü esnada, saniyenin onda biri kadarlık kısa bir süre için içimde kurduğum muhakemede onun dediğini yapıp yere yattım ve cenin pozisyonu alarak ellerimi karnıma siper ettim.

"Seni ona doğrulttuğun silahın namlusuyla sikerim!"

"Vay, vay, vay.." dedi Asrın, alayla karışık sesiyle namluyu ona doğrulttuğu esnada.

23.58Where stories live. Discover now