Bölüm 7: "Cinayet"

4.1K 255 116
                                    

Söylenecek şeylerin bile bir sınırı var ki bunları da çok kolay bir şekilde ihlal ederken diğer şeyleri ihlal etmememiz imkansızlığı zorlardı bir yerden sonra.

Duhan'ı öldürme ihtimali kıyametin kopmasıyla eşdeğerdi. Duhan ölemezdi. O Lokman Hekim'in kaybettiği ölümsüzlük iksiri gibi yaşarken onun ölmesi gerçekten kıyametin kopması demekti.

Çektiğim acının daha yaşanmamış kısımları vardı. Ölmeden önce yaşamaya, öldükten sonra dirilmeye ihtiyacım vardı en evvel.

Beni yaşatarak öldüren bu adam, mezarımdan çıkartacaktı beni. Bu ne demek bilemez kimse. Kimse beni anlayamaz ve en mühimi benim için kimse ağlayamaz. Ben bile ağlayamam.

Biraz önce yaptığım ihanetimden sonra kimse benim cennete kabul edileceğimi söyleyemez.

"Ha..Harun.."

Sesim o kadar bitkin, o kadar benden bağımsız çıkmıştı ki birisi hatta birileri derimi söküyordu acımadan.

Benim cansız çıkan sesime aynı derecede benzeyen cansızlıkla yine sesimle tezat oluşturacak şekilde güçlü çıkan sesiyle "söyle!" diye karşılık verdi.

Yıldızlarım kendilerini gökyüzünden kovdurmak adına gökyüzümün sınırlarına gelirken, iyi telafuz ettiğim bütün harflerim kendilerini imha etmek adına ses tellerime asılmak için ilmek ucunda ki cümlelerimin üzerine çıkmıştı.

"Öldürme onu.."

Sessiz ağlayışımla ona yalvarırken bana destek olmak için gelen tek sey hıçkırıklarımdı. Ona "onu öldürme" dediğimde yüzünde koca bir şehri katledecek gücü vermişim gibi bir ifade takındı.

Kan yerine katran gezen damarlarımda olan her bir damarımdan, o katranı alıyormuş gibi hissediyordum. Katransızlıktan öleceğim farkında değil. Benim en büyük kaybım şu saniyelerde damarlarımdan akan katransızlık. Ölüm nedenim ise katran kaybı..

"Ölecek! Bu konu hakkında değil konuşmak, düşünemeyecek hatta üzülmeyeceksin!"

Azrail'i gördünüz mü siz hiç? Ben de görmedim ama duydum. Hissettim onu iliklerime kadar. Her bir harfte kendini en derinlerimde hissettirdi.

Bütün kelimelerim biraz önce çıktıkları idam sandalyesinden kendilerini boşluğa bıraktı. Her şey gidiyordu benimle Duhan arasından.

Gözlerim isyan edercesine Harun'a, sayısız yaşı salarken yanaklarımdan boşluğa benimle bir tek acı kalıyordu bu saniyelerde.

"O siktiğimin göz yaşlarını bir tek benim için akıtacaksın!"

Onun kurduğu her cümle yine ve yeniden Duhan için verdiği katli yüzüme çarparken iliğim kemiğimden, kemiğim derimden sökülüyordu.

Kezzap içmişim gibi boğazım yanıyordu. Tepkilerim tepkisizlik doğurmuştu ve hepsi ilk saniyeden ölmüştü.

"Ushan! Bu gece bizim mekana gidiyoruz. Bir şekil Duhan'ın kulağına orada olacağımızı duyur. Bu gece bitecek bu iş." bana dönerek konuştu "Ve Evrem o piçin katili sen olacaksın!"

23.58Where stories live. Discover now