Bölüm 3

17.2K 587 56
                                    

Annem ve babamın akşam arkadaşları gelecekti. Misafirlerden nefret ederdim. Bende misafirler gelmeden evden çıkıp dolaşacaktım. Belki daha sonra Selini de çağırıdım.

Dolabımdan kot şortumu ve üzerinde 'dreamer' yazan beyaz tişörtümü giyip üstüne de siyah kapüşonlu hırkamı giydim. Telefonumu ve paramı alıp aşağı indim.

" Kızım yine mi gidiyorsun? "
" Evet "
" Ne zaman misafirleri seveceksin acaba? "
" Sanırım hiçbir zaman. Neyse ben çıktım " dedim ve siyah air forsumun bağcığını bağlayıp kapıyı çektim.

İlk günkü gibi sokakta boş boş gezerken yine rastgele bir sokağa girdim. Bu sefer dikkat ederek girdim. Sokağın boş olmasına sevindim ve ellerimi cebime sokarak yürümeye başladım.

İlerden sesler duyunca adımlarımı yavaşlatıp duvara yaslandım ve sadece gözlerimle görebileceğim şekilde kafamı duvardan uzattım. İki tane erkek konuşuyordu.

" Getirdin mi? " diye sordu biri. Bu ses çok tanıdık geliyordu. Hatta ismi dilimin ucundaydı.
" Getirdim. Sen her akşam bunlardan alıyorsun. Bir paketi ne çabuk bitiriyorsun " dedi diğeri. Bu sesi tanımıyordum.
" Seni ilgilendirmez benim ne yaptığım. Sana paranı veriyorum " EMİR. Evet tanıdık sesin sahibi Emirdi. Ama adamdan ne alıyordu?
" Peki, bir şey demedim say " dedi diğer adam ve cebinden bir paket çıkarıp Emire verdi. Emirde aynı şekilde parayı adama uzattı.

Aldığı pakete biraz daha dikkatli baktım.

Emirin adamdan aldığı şey uyuşturucuydu.

Geri geri yürürken büyük çöp konteynırına çarptım ve çarpmamla büyük bir ses oluştu.

" Hay- " kendimi frenledim. Ayak sesleri buraya doğru gelirken ne yapacağımı bilemedim. Sanki elim ayağıma dolaşmıştı. Tam arkamı dönüp gideceğim sırada biri kolumdan tutup beni duvara yasladı. Korkudan hızlı hızlı nefes almaya başladım..

" Ne gördün? " dedi Emir. Cevap vermeyince soruyu tekrar sordu.
" Ne gördün diye sordum sana küçük casus "
" Sadece seni o adamdan uyuşturucu alırken gördüm "
" Uyuşturucu olduğunu nerden bildin? "
" Gözlerim iyi görüyor " dediğimde kendini iyicene bana yasladı. Boyum ondan en az beş altı santim kısaydı. Alnını alnıma yaslamak için kafasını biraz eğdi.
" Gördüklerini kimseye söylemeyeceksin. O yanındaki kıza , ailene hatta benim yanımda gördüğün erkeklere dahi kimseye söylemeyeceksin. Tamam mı? " dediğinde gözlerine baktım.
" Tamam mı? " diye tekrar sorusunu yeniledi. Tamam anlamında kafamı salladım.

Yavaşça alnını anlımdan çektiğinde bir an önce ordan ayrılmam lazımdı. Kalbim hızlanmaya başlamıştı. Tam aradan sıvışacağım sırada tekrar kolumdan tutup beni kendine döndürdü.

" Sana ara sokaklar hakkında ne dediğimi hatırlıyor olduğunu sanıyordum "
" Evet zaten senin ve arkadaşlarının olduğu sokağa girmedim. Senin de bu sokakta olacağını düşünmedim "
" Neden bu saatte dışarıdasın? "
" Yine sorgu mu yapıyorsun? "
" Hayır. Sadece merak " dedi omuzlarını silkerek.
" Annem ve babamın arkadaşları bugün bize yemeğe geldi "
" Yani? " dedi anlamayan gözlerle.
" Misafirleri sevmiyorum " dediğimde güldü.
" Her neyse. Ben gidiyorum " dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Neden böyle dediğimi bende bilmiyorum. Düşünmeden söylemiştim.

Evimiz sahile yakın bir yerdeydi bu yüzden sahile gitmeye karar verdim. Ellerimi cebime sokup sokak taşlarının üstünden atlayarak bir banka oturdum.

Kafamı neden bilmiyorum ama Emire takmıştım. Nedense demin gördüklerimden sonra kendimi kötü hissetmiştim. Bu yaşta öyle bir şeye başlamış olmasına üzülmüştüm.

Emiri önemsiyor muydum? Tabiki hayır. Onu tanımıyordum bile. Ama onun için üzülüyor muydum? Evet.

Biraz daha denizi izledikten sonra banktan kalktım. İleriden zar zor yürüyen bir adam geliyordu ve açıkçası korkmuştum. Sarhoş olduğu belliydi. Adam bana doğru gelmeye başlayınca yana doğru kaydım. O da benim gibi yana kaydı. Yanından geçeceğim sırada kolumdan tutup beni duvara yasladı.

" Ahhhhhhh! İmdaat " diye bağırdım. Ama sarhoş adam bir daha bağırmayayım diye ağzımı kapattı.

Karşımdaki kişi genç biriydi ve her hücresine kadar içki kokuyordu.

Adama vuracağım sırada adam elimi tuttu ve boynumdan öpmeye başladı. Gözlerimden istemsizce yaşlar akıyordu. Bir anda üstümdeki bütün yük azaldı. Duvardan aşağı kayarak yere oturdum. Dizlerimi kendime çektim.

Başımı kaldırıp karşıma baktım. Emir bana taciz eden adamı dövüyordu. Son yumruğunu atıp yanıma geldi. Dizimin altında bir elini ensemden de bir elini geçirip kucağına aldı. Kollarımı boynuna doladım ve burnuma dolan kokusunu içime çektim. Çok güzel bir kokusu vardı.

Bir arabaya bindiğimizde oda yanıma yani arka koltuğa bindi. Sanırım onun arabasındaydık. Nefes alış verişim hızlandığında Emir camları açtı. Kafamı camdan dışarıya uzatıp derin bir nefes aldım. Geri içeri soktuğumda koltuğa sindim.

" İyi misin? "
" Hayır " dedim ve ağlamaya başladım. Bir elini omzuma atıp beni kendine çekti ve göğsüne yasladı. Daha iki gün önce tanıştığım biri nasıl bu kadar yakın davranabiliyordu? Onu daha doğru düzgün tanımıyordum bile.

Bunun yanlış olduğunu düşündüğüm için ondan ayrıldım ve arabadan inmek için kapıya uzandım. Ama o beni bırakmadı.

" Seni evine bırakacağım "
" Emir gerçekten h-"
" Bırakacağım " dedi net bir sesle. Arka koltuktan inip ön koltuğa bindi. Arabayı çalıştırdığında aynadan boynuma baktım. Allahtan kızarmamıştı.
" Neden bunu yapıyorsun? " diye sorduğumda kaşlarını çatıp aynadan bana baktı.
" Neyi? "
" Daha iki gün önce tanıştığın birine bu kadar yakın davranıyorsun ya onu diyorum. Belki ben katilim ya da hırsızım nerden biliceksin? " dediğimde güldü.
" Senin öyle biri olmadığını biliyorum "
" Nerden? "
" Birini rehin aldığımızı gören nadir insanlarsın. Sana güvenip güvenemeyeceğimi bilmem lazım değil mi? " dediğinde gözlerimi büyüttüm. Beni araştırmış mıydı?
" Beni mi araştırdın? "
" Ona benzer bir şey " dedi ve bizim sokağa girdi.

Tam evimi nerden bildiğini soracaktım ki beni araştırdığını hatırladım. Evimin önünde durduğunda kemerimi çıkarttım.

" Teşekkür ederim. Hem kurtardığın için hem de bıraktığın için "
" Ne demek " arabadan indim ve kapının önüne geldim.

Arkama baktığımda arabanın içinden bana baktığını gördüm. Zili çaldım ve birinin açmasını bekledim. Kapı açıldığında arkamdaki arabada gaza basıp uzaklaştı.

" Hoş geldin kızım. Gel bir şeyler ye. Daha misafirlerimizle tatlı yiyeceğiz "
" Anne gerçekten hiç aç değilim "
" Sen bak bakayım bir bana " dediğinde gözlerimi gözleriyle birleştirdim.
" Senin gözlerin neden kızarık. Ağladın mı sen? "
" Ne ağlaması anne. Demin yolda yürürken gözüm kaşındı ben kaşıyım derken parmağımı gözüme soktum bu yüzden gözlerim doldu ve kızardı " dediğimde annem tek kaşını kaldırdı.
" Öyle olsun bakalım "

Annemi arkada bırakıp merdivenlerden yukarıya çıktım. Odama geldiğimde minyonlu pijamalarımı giyip yatağıma uzandım ve camekandan gökyüzünü izleyerek uykuya daldım.

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now