Bölüm 66 (1)

4.1K 151 20
                                    

Şarkı; Kargo - Yıldızların Altında

~~~

-Dün Gece-
GÜNEY KIRDAR

Restorana üç araba gelmiştik. Bir tanesi Emir'in, bir tanesi Mert'in ve bir tanesi de Atakan'ın arabasıydı. Emir'in arabasıyla sadece o ve Peri gidiyordu ve onlar gitmişti. Bizimkiler içmeye gitmek istediklerini söylemişti ama ben pek havamda değildim, bu yüzden onlar hep beraber Mert'in arabasıyla giderken bende eve gitmek için Atakan'ın arabasını almıştım.

Genelde tek başıma araba sürmeye çıkmadığım için -çünkü ne zaman dışarı çıkmaya kalksam mutlaka evden biri sıkıldığı için benimle gelirdi- yolda sıkılmıştım ve bir oyun oynamaya karar vermiştim.

Oyun oldukça basitti: Eve gitmek için bilmediğin yollara gir ve eve ulaşmaya çalış.

Tabi bu oyunu gece vakti oynadığım bilmediğim bir ara sokağa girdiğimde kafama dank etsede artık çok geçti.

" Hay ben böyle oyunun da, bunu düşünen kafamı da..." diye söylensem de boşunaydı.

Farlar yardımıyla karanlık ve normal yollara göre biraz dar olan sokaklardan geçerken önüme çıkacak olan herhangi bir şeyi düşünerek yavaş sürmeye çalıştım. Sonuçta geçtiğim yerler ara sokaklardı ve her an bir köpek, kedi veya geç vakit olmasına rağmen bir çocuk yolun ortasına fırlayabilirdi.

Birkaç kez sola ve birkaç kez de sağa döndükten sonra kendimi bir orman yolunda buldum.
Bu biraz da olsa rahatlamama neden olmuştu çünkü ara sokaklardan geçerken kendimi diken üstündeymişim gibi hissediyordum.

Arkama yaslanarak boş yolda hızımı biraz arttırdım.

Karanlık ve düz yolda sadece arabanın farlarıyla ilerlerken sağa doğru döndüm ve bir an karşıma çıkan ışıklardan dolayı gözlerim kamaştı.

Birçok dinlenme tesisine benzer yerler karşılıklı dizilmişti. Bir sürü restoran ve birkaç tane kıyafet mağazası gözüme ilişti.
O karanlık, ruhsuz yollardan sonra burası cıvıl cıvıl gelmişti.

Hızımı biraz düşürerek ilerlemeye devam ettim. Burada diğer yolların aksine arabalar oldukça fazlaydı ve bu yüzden istediğim hızda gidemiyordum.

Epey bir ilerledikten sonra ışıklı yerler arkamda kalmıştı.

Biraz daha ileride, -artık ışıklı yerler çok uzakta kalmıştı ama sokak lambaları başlamıştı- sağ tarafta yolun kenarında el kol hareketi yapan biri dikkatimi çekti. Henüz uzakta olduğu için kız mı yoksa erkek mi olduğunu anlayamıyordum.

Birkaç saniye sonra el kol hareketi yapan kişinin yanına yaklaştığımda kız olduğunu fark ettim. Genç, hatta belki de benimle yaşıt bir kız.
Tam önüne yanaştığımda sağ taraftaki camı açtım ve kafamı biraz eğerek kızı görmeye çalıştım.

" Sonunda " dedi heyecanla bağırarak. Ardından içten bir kahkaha attı.

Ben şaşkınca ne diyeceğini beklerken kahkahasını durdurdu ve boğazını temizledi.

" Beni evime bırakır mısın? " demesi kaşlarımı çatmama neden oldu. Bir anda böyle bir soru beklemiyordum. Daha önce otostop çeken biriyle karşılaşmamıştım.
" Neden? "
" Neden mi? Görmüyor musun? Yolda kaldım ve bir Allah'ın kulu da durmadı. Saatlerdir yürüyorum, ayaklarıma kara sular indi " dedi. Az önce kahkaha atan kız ortadan yok olmuş, yerine başka biri gelmiş gibiydi.
" Biraz ileride tesisler var " dedim parmağımla arkamı göstererek.
" Param yok, akbilim yok, telefonumun şarjı yok, gördüğün gibi arabam da yok. Yani anlayacağın otostop çekmekten başka bir çarem de yok " dedi hiç tesislere bakmadan.
" Sen bitmişsin zaten " Güldüğümde kaşlarını çattı. Öksürerek kendimi toparladım ve ardından, " Yani seni arabaya almamı istiyorsun "
" Evet, zeki şey. Tebrikler. Jeton köşeli herhalde "
" Senin sapık, hırsız ya da bir organ mafyası olmadığını nerden bileceğim? " diye sordum dediklerini es geçerek.

BAĞIMLITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang