Bölüm 8

13.4K 537 36
                                    

Evden çıktıktan sonra hiç durmadan koşmuştum. Ayaklarımı kara sular inmişti. Buda yetmezmiş gibi birde yağmur yağmış , sırılsıklam kalmıştım.

Şimdi de sahildeki ıslak banklara oturmuş bacaklarımı kendime çekmiş bir şekilde oturuyordum.

Emir'e sadece bir soru sormuştum ama o beni terslemişti. İnsanların beni terslemesinden ya da beni sinir eden cevaplar vermelerinden nefret ederdim. Bunu herhangi biri söylese ona laf sokar hatta döverdim bile. Yapmadığım şey değil.

Ama nedense Emir söyleyince kötü hissetmiştim. Ona aşık falan değildim. Sadece garip hissetmiştim.

Arkadan gelen korna sesiyle arkamı döndüm. Tanıdık siyah arabayı görünce oturduğum yerden kalktım ve koşmaya başladım. Yine.

Siyah arabada benle beraber geliyordu. Ben ne kadar hızlanırsam o da o kadar hızlanıyordu. Araba yanıma yaklaşınca cam açıldı. Kafamı ona çevirdim.

" Peri daha fazla koşma hasta olacaksın " dedi. Uyuşturucu içtiği belliydi. Hem gözleri yine kızarmıştı hem de gerçek Emir beni önemsemiyordu. Ama şimdi ise hasta olmayayım diye beni düşünüyordu. Kafası yerinde değildi.

" Sanane " dedim ve daha hızlı koşmaya başladım. Ben hızlanınca o da hızlanmaya başladı. Araba biraz daha hızlanıp ileriye gitti ve durdu. Emir kapısını açıp dışarı çıktı. Tam yanından koşarak gidecekken kolumdan tutup beni olduğum yere çiviledi.

" Kolumu bırak " dediğimde bana inat daha fazla sıktı.
" Koşma "
" Sanane "
" Benim yüzümden hasta olma " dediğinde gözlerinin içine baktım.
" Hasta olurum ya da olmam seni ilgilendirmez "
" Sen yine çok konuşmaya başladın " dedi ve ben daha ne olduğunu anlamadan beni kucağına aldı.
" Ya bıraksana beni " dedim ve sırtına vurmaya başladım.

Sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa beni oturttuktan sonra kendi koltuğuna geçti ve kapıları kilitledi.

" Ne yapıyorsun? "
" Şimdi benim evime gidiyoruz , sen kuruyorsun ıpıslaksın çünkü. Ondan sonra da seni evine bırakırım "
" Ben senin evine bir daha gelmem "
" Gelir misin diye sormadım zaten " dedi ve arabayı çalıştırdı.

Gerçekten çok fazla ıslanmıştım ve üşüyordum. Birden titreyince Emir kafasını bana döndürdü ama ben ona bakmadım. Isıtıcıyı açınca içimden ona teşekkür ettim.

" Sütyeninin rengi beyaz mı? " dediğinde gözlerimi büyüterek arabanın yan aynasından kendime baktım.

Asker yeşili olan tişörtüm ince olduğu için birde ıslandığı için üstüme yapışmıştı. Ve sütyenimin oldukça belli oluyordu. Kollarımı göğsümde birleştirdiğimde kısık bir sesle güldü.

" Çok utangaçsın "
" Sanane "
" Hay senin sananene " dediğinde gülmemek için dudağımı ısırdım. Tanıdık villanın önünde durduğumuzda hemen arabadan inip içeri girdik.

Salonda girdim. Tam oturacakken ıslak olduğumu hatırlayıp oturmadım.

" Gel sana kıyafet vereyim "
" Emir biliyor musun hiç gerek yok. Sen sadece beni eve bırak yeter " dediğimde kaşlarını çattı.
" Annenler seni böyle gördüğünde ne diyeceksin? "
" Annemler kızmaz bana "
" Beni ilgilendirmez kuruyana kadar burdasın " dedi ve yukarıya çıktı.
" Kiriyini kidir birdisin " dedim onu taklit ederek.
" Seni duydum " dedi yukarıdan bağırarak. Nasıl bir kulaktır bu? Kıkırdayıp bende yukarı çıktım.

Odasına bir kaç saat önce gizlice girdiğim için yerini biliyordum. Koridorun sonundaki siyah kapılı odanın yanına gittim ve içeriye girdim. Emir dolabından bana üst seçiyordu.

" Bunlar bana küçük geliyor. Bunları giyebilirsin " dedi ve siyah kısa kollu tişörtle gri eşofmanı yatağa fırlattı.
" Şunu da al " dedi ve ardından siyah bir hırka attı. Verdiklerini elime alıp banyoya gittim.

Islak tişörtlerimi çıkarttıktan sonra sütyenimi de çıkartıp kenara koydum. Siyah tişörtü üstüme geçirdim ve ardından ıslanan pantolonumu çıkarıp onu da diğerlerinin üstüne koydum. Gri eşofmanı da giyip üstüme hırkamı giydim. Kıyafetlerimi de alıp banyodan çıktım. 

Odasına geri girip orda olmadığına baktım. Yatağına uzanmış telefonuyla uşraşıyordu. Beni görünce telefonunu kenara bıraktı.

" Poşet var mı? "
" Ne için? "
" Kıyafetlerim için "
" Şurda dün bir tane görmüştüm " dedi ve eliyle dolabının içini gösterdi. Dolabını açtığımda aşağı kattaki poşeti gördüm. Poşeti alıp kıyafetleri için koydum.

Odadan çıkacağım sırada seslendi.

" Nereye? "
" Çantam aşağıda ve kıyafetlerimi içine koyacağım ve aşağıda oturacağım " dedim ve odadan çıktım. Arkamdan geldiğini adım seslerinden anlayabiliyordum.

Kapının yanında olan aynanın yanındaki çantamı görünce adımlarımı oraya yönlendirdim. İçini açıp poşeti koydum ve geri kapattım. Salona geçtiğimde Emir CDlere bakıyordu.

" Film izlemem ben " dedim ve koltuğa oturdum.
" Sebep? "
" Zaten burda zorla duruyorum. Birde film izleyemem "
" Peki ne yapmak istersin? "
" Eve gitmek "
" Onu geç " dedi net bir şekilde.
" Mesela bana neden uyuşturucu içtiğini söyleyebilirsin. Örneğin neden dışarıda benim yanıma gelmeden önce içtiğin gibi " dediğimde önce şaşırdı sonra da kaşlarını çattı.
" Neden bunu öğrenmek istiyorsun? "
" Merak "
" Sana anlatmayacağım " dedi ve çatık kaşlarıyla ayağa kalktı.
" Bende eve gideceğim " dedim ve ayağa kalktım.

Çantamı omzuma alıp montumuda elime aldım ve kapıyı açtım. Tam çıkacakken kapıyı kapattı ve kolumdan tutup salona geri sürükledi. Yavaşça koltuğa doğru itti ve oturmamı sağladı.

" Geçen geceye kadar benim uyuşturucu içtiğimi kimse bilmiyordu..." dedi sesini yükselterek.
" İnsanlar bunu öğrenirse benimle dalga geçecek sanıyorum. Çünkü uyuşturucu insanı ölüme yaklaştırıyor. Bir nevi intihar ediyorsun. İntihar edenler her şeyden kaçan , korkak insanlardır. Ama ben öyle biri değilim. Her zaman istediği alırım ve hiç bir şeyden korkmam "
" Hayatımda hep beni buna iten şeyler oldu. İlk denediğimde kendime sadece bir kez içicem dedim ama daha sonra bir kez daha içmek için her şeyimi vermeye hazırdım. Daha sonra onu içince bütün acılarımın gittiğini hissettim " diye iyicene sesini yükselttiğinde  istemsizce gözlerim doldu. Onun da gözünden bir yaş düştü.

Emirin sözleri karşısında şok olmuştum. Kafama takılan sorular vardı.

Onu buna iten şey neydi? Acılarım yok oluyor demişti. Acıları nelerdi? Niçin başta böyle pis bir şey içmek istemişti? Kafamdaki sorulara yanıt veremiyorken benim de gözümden bir yaş düştü.

Duygusal bir insandım. Eğer biraz daha burda durursam ağlayacaktım. Ayağa kalktım.

" Bence sen onu içerek kendini öldürmekten başka bir şey yapmıyorsun " dedim ve kapıya yöneldim. O sırada söylediği şeyle durdum.

" Sende beni bırakıp gitme "

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now