Bölüm 20

13K 400 26
                                    

" Ne olur sanki sorularımı cevaplasan. Ben senin adın ve soyadın dışında bir şey bilmiyorum ki "
" Okulumu ve sınıfımı biliyorsun " dedi ve elimdeki çikolata sürülü ekmeği ağzına attı.
" Çünkü okul ve sınıfımız aynı Emir "
" Tamam bu sana yeter " dedi kahvaltısına geri döndü.

Sabah kalktığımda Emiri kahvaltı hazırlarken yakalamıştım. Ona ne kadar saçma olsada ne yaptığını sormuştum. O da haliyle 'gördüğün kadarlıyla acıktığım için kahvaltı hazırlıyorum' demişti. Balkona çıkınca iki tane servis ve meyve suyu görmüştüm.
Ama bunun üstünde durupta Emire herhangi bir şey sormamıştım. Hoş sorsam bile cevaplayacağını sanmıyordum ama neyse.

Şimdi ise oturmuş kahvaltı ediyorduk. Yani o ediyor bende ona merak ettiğim soruları soruyordum. Her ne kadar hiç birini yanıtlamasada.

" Ya Emir " diye hafifçe sesimi yükselttiğimde bakışlarını tabağından alıp bana dikti.
" Bana sorduğun soruları cevaplamam için bir neden söyle " dedi ellerini çenesinin altında birleştirerek.
" Seninle beraber birden fazla kez uyuduk , kıyafetlerini giydim , seninle zorlada olsada iki kere öpüştüm ve ilk öpücüğümüde sana verdim. Bence bunlar sorularımı cevaplaman için yeterli sebepler " dediğimde sırıttı.
" Öpüştüğümüzü söyledin "
" Zorla öpüştüğümüzü söyledim "
" Kendi adına konuş " dedi ve masadan kalkıp içeriye girdi. Arkasında da şaşkın bir şekilde duran bir ben bıraktı.

Ne yani beni kendi isteğiyle mi öpmüştü? Tamam ikincisini kendi isteğiyle öpmüştü. Ama ilk öpücüğümü aldığında bana çok konuştuğum için öptüğünü söylemişti. Şimdi ise kendi adına konuş diyordu. Kafam karışmıştı. İlk öptüğünde mi yalan söylemişti yoksa şimdi karar verememiştim.

Bununla daha sonra uğraşmak için aklımın bir köşesine not ettim.

Ayağa kalkıp bende onun gibi içeri girdim. Çift kişilik koltukta uzanmış telefonuyla uğraşıyordu. Bende onun uzandığı koltuğun yanındaki tek kişilik koltuğa oturup bacaklarımı kendime çektim ve ona bakmaya başladım.

Her neyle uğraşıyorsa çok dikkatli bir şekilde bakıyordu ekrana. Bende bundan fırsat bilip onu incelemeye karar verdim. Çünkü onunla konuştuğum zamanlar genelde gözlerine bakamıyordum. Baksam bile bu bir ya da iki dakika sürüyordu.

" Daha ne kadar bana bakmaya devam edeceksin? " Emir'in sesiyle kendime geldim ve gözlerimi bana dikmiş olan gözlerine çıkardım.
" Sana baktığımı da nerden çıkardın? " dediğimde iki saniye sessizce bana baktı.
" Yalan söylemeyi bile beceremiyorsun " dedi ve telefonuna geri döndü. Bende bir şey demeden parmaklarımla oynamaya başladım.

Ama bir müddet sonra parmaklarımla oynamak sıkıcı gelirken tekrardan Emir'e bakmaya başladım.

Emir'e bakmayı sürdürürken bir anda aklıma gelen soruyla ağzımı açtım.

" Sinirlendiğin zaman sakinleşmek için aklına bir şey getirir misin? " sorduğum soruya karşılık Emir bana kaşlarını çatarak bakmıştı.
" Ne? " anlamadığını belli eden bu soru karşısında oturuşumu biraz dikleştirdim.
" Diyorum ki sakinleşmek için ne yaparsın? "
" Saçma sorularını kendine sakla Peri " dedi ve parmakları tekrardan ekranda hareket etmeye başladı.
" Sana yardım ediyorum işte " dediğimde elindeki telefonu kapatıp yanına koydu ve yayıldığı koltukta dikleşip öne doğru eğildi.
" Bana saçma sapan sorular sorarak nasıl yardım etmeyi düşünüyorsun? "
" Sen orasına karışma. Sana söz verdim ve sözümü tutacağım "
" Bunun acısını daha sonra alırım yalnız " dedi ve tekrardan arkasına yaslandı. Gülümseyip rahat bir pozisyon aldım.
" Şimdi şöyle başlayalım. Önce seni sakinleştiren şeylerin listesini çıkaralım. Mesela seni sinirlendiğinde neler sakinleştirir? " diye sorduğumda hiç düşünmeden cevap vermedi.
" Birilerini dövdüğümde sakinleşiyorum " benim heyecanla sorduğum soruya verdiği cevaba gözlerimi devirirken başka bir yol denemeye karar verdim.
" Peki. Şöyle diyeyim o zaman. Hobilerin neler? "
" Sen de yardım edicem bahanesiyle merak ettiğin soruları araya sıkıştırıyorsun galiba " dedi sırıtarak.
" Hayır sana yardım etmeye çalışıyorum. Sana da iyilik yaramıyor " dedim ve su içmek için ayağa kalktım.

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now