Bölüm 27

10.8K 365 30
                                    

PERİ YILMAZ

Selin zili çaldıktan saniyeler sonra kapı açılmıştı.

" Peri, kızım? " Annem kollarını boynuma sardığında bende kollarımı onun beline sardım. Benden ayrıldığında yüzümü avuçları arasına aldı.

" İyisin değil mi kızım? "
" İyiyim anne. Sadece odama çıkmak istiyorum " dediğimde annem kafasını salladı. Ardından babam bana sarıldı ve saçlarımın arasından öptü.
" Hadi siz Selinle odaya çıkın " dedikten sonra benden ayrıldı.

Birkaç basamağı çıkmıştım ki annem beni durdurdu.

" Peri " dediğinde ona yorgun bakışlarımla baktım.
" Şey diyecektim.." Cümlesini bitirmeden Seline döndü. Bende Seline döndüğümde, Selinin kaşlarını iki kere aşağı yukarı kaldırdığını gördüm. Ama üstelemedim.
" Ne diyecektin anne? Ne söyleyeceksen söyle lütfen. Odama gitmek istiyorum "
" Bir şeye ihtiyacın var mı diye soracaktım "
" Hayır, yok " dedikten sonra yarım kalan basamakları çıktım.

Odamın kapısını açtığımda beklediğim kişiyle karşılaştığım için şaşırmamıştım.

Emir beni görünce döndüğü sandalyeyi durdurdu ve ayağa kalktı. Döndükten sonra birden kalktığı için başı döndü ve masadan tutundu. Ama daha sonra hemen kendini toparlayıp yanıma geldi.

" Selin bizi biraz yalnız bırakır mısın? " dediğinde Selinde dünden hazırmış gibi odadan çıktı ve arkasından kapıyı kapattı.

Selin kapıyı kapattıktan sonra Emir yüzümü avuçları arasına aldı ve Onurla Kaanın tokat attığı yanağıma baktı.

" Bu yanağına mı vurdular? " dedikten sonra bakışlarını yanağımdan çekip gözlerime kenetledi. Aynı şekilde bende onun gözlerinin içine bakıyordum. Tek fark onun gözlerinden ilk defa binlerce duygu okunurken, benim gözlerim ifadesizce ona bakıyordu. Duyduklarım bütün enerjimi emmiş gibiydi.

" Peri bak o piç sana ne anlattı bilmiyorum ama eğer tahmin ettiğim şeyleri anlatmışsa onları ben sana zaten anlatacaktım " Gözümden düşen bir damla yaş Emirin parmağına düştü.
" İnkar etmiyorsun " dedim titreyen ve kısık çıkan sesimle. Emir bir iki saniye durdu ve tekrardan konuştu.
" O şerefsiz olayları kendine göre anlatmıştır. Bir de benim ağzımdan dinlesen olayı, bana biraz hak verirdin "
" İki kişiyi öldürmüşsün Emir. İki masum insanı. Bu konuda sana nasıl hak vereyim? " dedim ağlarken. Emirin kaşları çatıldı.
" İki mi? Peri ben iki kişiyi falan öldürmedim "
" Kaan öyle söyledi ama " dedim. Aslında söylediğim şeyin yanlış ve kötü bir şey olduğunu biliyordum. Dediğim şeyin Emiri sinirledireceğini de biliyordum.

Emir ellerini yüzümden çekip çatık kaşlarıyla bana baktı.

" O orospu çocuğunun adını ağzına alma " dedi bağırarak. Daha sonra sinirle elini saçlarından geçirdi ve tekrardan bana döndü.
" Kendine gel Peri. O piçe mi inanıyorsun yoksa bana mı? Sana anlatacaktım diyorum. O it sürüsü seni kaçırmasaydı sana anlatacaktım zaten " dedi sesini yükselterek.
" Neden bunca zaman anlatmadın o zaman? "
" Seninle daha yeni sevgili olmuşken benden nefret etmeni istemedim çünkü " Sesini biraz daha yükseltmişti. Eğer biraz daha bağırırsa annem ve babam kapıya dayanacaktı.
" Şimdi öğrendim, ne olacak? "
" Onu ben değil sen söyle. Şimdi ne olacak? "

Duyduklarıma hala inanmak istemiyordum. Bir kere kafama yer etmişlerdi ve gitmiyorlardı. Emire inanıyordum ama işte içimde bir yerde de bu duruma karşı çıkan bir yanım vardı. Bir yanım ona bu kadar bağlanmışken ayrılmak istemiyor, diğer yanım ise 'ayrıl,ayrıl' diye bağırıyordu.

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now