Bölüm 75 (Final)

3.3K 111 21
                                    

Olduğum yerde yere çöküp kahkahalar atarken gözlerimde yaşlar gelmişti.

Üçümüz, Emir, ben ve Ares, arka bahçede yaklaşık iki saattir oynuyorduk. Bütün gruptan ayrılıp taksiyle Emir'in anne ve babasının evine gitmiş, Ares'i alarak geri dönüş yolumuzun kırk beş dakikalık bir mesafesi olmasını umursamadan yürümüştük. Zaten başka şansımız yoktu. Evde Ares'e bakan yardımcı kadın her ne kadar arabayla götürmeyi teklife etsede Emir kabul etmemişti. Benim için sorun değildi. Hatta Aresle daha fazla vakit geçirebileceğimiz için güzeldi.

Yürürken bazen ben tutmuş, bazen de Emir Ares'i tasmasından tutmuştu. Eve varınca da boynundaki tasmayı çıkarmış ve ayaklarını kapı girişindeki bezle patilerini sildikten sonra serbest bırakmış. O da tıpkı Emir'in Ares'i özlediği gibi burayı özlemişti. Sürekli havlayıp koltukların üsüne çıkıyor ve oradan da atlayıp koşarak Emir'in, bazen de benim kucağıma çıkıyordu. Onları böyle görmek hoşuma gidiyordu.

Şimdi ise kahkahalarla gülme sebebim yine ikisiydi. Ares, bahçeye çıktığımızdan beri bir kere durmamış, sürekli koşup durmuştu. Haliyle Emir de ben de belli bir süre sonra yorulmuştuk. Bunu Ares'e de anlatmaya çalışmıştık. Emir beni elimden tutup bahçedeki koltuğa sürüklemiş ve uzanmamızı sağlamıştı. Ancak Ares bunu kabul etmeyerek ağzındaki topla yanı başımızda havlamıştı. Emir de en sonunda kucağında uzanan beni kaldırıp ayağa kalkmış, Ares'in ağzından topu alıp atmıştı. Bende onun yanında durmak için ayağa kalkarken Ares hangi ara yakaladığını bilmediğim topu ağzında getirerek büyük bir hızla Emir'in kucağına atlamıştı. Tabi Emir bunu beklemediği için yeri boylamıştı.

"Ares, yeter artık" dedi ayağa kalkarken. Bende hala gülüyor, bir yandan da yattığım yerde doğrulmaya çalışıyordum.

Ares bir kez daha havlayıp kuyruğunu sallamaya devam ettiğinde Emir, topu kenardaki dolaba kaldırdı. O da Emir'in arkasından gitse de Emir onun oynama isteğini umursamamıştı. Dolabı kapatıp eğilerek başını okşadı.

"Çok yoruldum, oğlum. Daha sonra oynarız" dediğinde Ares cevap olarak bir kere havlamış ve arkasını dönüp açık kapıdan içeri girmişti.

O içeri girdiğinde Emir, yanıma gelip iki elini belime koydu. Kendisi koltuğa sırt üstü uzatırken benide kendisine çekerek yüz üstü bir şekilde üstüne uzanmamı sağlamıştı. Sol elini belimin üstünden vücuduma dolarken sağ eliyle de saçlarımı okşuyordu.

"Yoruldun mu?" diye sordu saçlarımı okşamaya devam ederken.
"Senin kadar olmasa da, biraz" derken yanağım göğsüne yaslı olduğu için kelimelerim sanki ağzım doluyken konuşuyormuşum gibi çıkmıştı. Güldü.
"Aslında iyi oldu. Uzun zamandır Aresle görüşmüyordum"
"Biliyorum. İkinizi oynarken izlemek çok güzeldi"
"Emin ol ileride çocuklarımızla oynarken izlemek daha zevkli olacak"

Böyle bir şey demesini beklemediğimden saçlarımı okşarken mayışan bedenim bir anda canlanmış, gözlerim büyümüştü. Yine de cevap vermedim. Bu konu her açıldığında heyecanlanıp nedensizce utanıyordum. İleride yapmak istediklerimin çoğunu Emirle yapmak istiyordum. Evlenmek de, her ne kadar onu sinir etmek için aksini de söylesem, buna dahildi. Ancak bunları düşünme için de erken olduğunu düşünüyordum. Zamanı gelince hepsini konuşabilirdik, fakat şimdi fazla ileri gelecek konuşmak yerine onunla birlikte anı yaşamayı tercih ederdim.

Sessizliğim onu güldürürken göğsünde yattığım için bende onunla birlikte hareket etmiştim.

"Artık seni nasıl susturacağımı biliyorum" diyince kafamı kaldırıp çatık kaşlarımla ona baktım. O ise beni aksime sırıtarak bakıyordu.

Kucağından kalkmak için hareketlendim ve bilerek elimle göğsüne sertçe bastırarak doğrulmaya çalıştım.

"Ben içeri giriyorum" dediğimde yüksek sesli kahkahası bütün bahçeyi doldururken bundan faydalanarak ayağa kalktım ve onu bahçede bırakarak içeri girdim. Yüzümün kızardığını yanaklarıma basan sıcaklıktan anlayabiliyordum.

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin