Bölüm 40

9.9K 303 22
                                    

Duyduğum sayıklama sesleriyle gözlerimi hafifçe aralayarak yanımda uyuyan Emire çevirdim bakışlarımı.

Belime sarılı kolları sıkılaşmış, gözlerini sıkıca yummuştu. Ayrıca alnından boncuk boncuk terler akıyordu. Söylediği şeyler çok kısık sesle olduğu için neredeyse duyamıyordum.

Hava zifiri karanlıktı ve tahminimce saat üç dört civarıydı. Emir de kabus görüyordu büyük ihtimalle.

" Hayır! " dedi Emir gözlerini daha çok yumarak.

Yattığım yerde doğrulmaya çalıştığımda Emir belimdeki ellerini daha çok sıkarak tüm hareket yetimi sıfırladı.

" Emir, uyan. Kabus görüyorsun " dedim onu sarsarak ama uyanmayarak sayıklamaya devam etti.
" Özür dilerim. Seni koruyamadım " dediğinde kimden bahsettiğini anlayamadım.

Acı çekiyordu, belliydi. Ve ben şu an onu uyandırarak acısına ortak olmak istiyordum. Ama uyanmayarak bunu zorlaştırıyordu. Ne gördüğünü merak ediyordum. Zaten normalde yeterince acı çekerken birde rüyasında kötü şeyler görerek üzülmesini istemiyordum.

Koruyamadığı kişi, kabusunda gördüğü kişi, Aslı olabilir miydi?

Sırtım yataktan kalkacak kadar doğruldum.

" Emir! " diye bağırdığımda birden kendimi altta bulunca gözlerim kocaman açıldı ve nefes alış verişlerim hızlandı.

Emir iki bileğimi de kafamı yanında sabitlemişti ve gözleri o kadar koyu, o kadar sert ve öfkeli bakıyordu ki gerçekten korkmuştum. Sanki yanlış bir şey söylesem beni öldürecekti.

" Sen ölmüştün " dedi kaşlarını çatarak. Gözleri gözlerimin içine bakıyordu ama beni göremiyor da sanki başkasıyla konuşuyordu.
" E-Emir ne diyorsun? "
" Seni o piç öldürmüştü. Nasıl buradasın sen? " dedi tıslarcasına. Bileklerimin üstündeki ellerinin baskısını artırmıştı. Beni Aslı mı zannediyordu?
" Emir benim, Peri "
" Hayır, hayır. Sen Peri değilsin " dedi kafasını hızla iki yana sallayarak.
" Sen Aslısın. Kaan şerefsizinin boş yere öldürdüğü kardeşim " diyerek devam etti. Gözleri dolmuştu.

Onu ağlarken bir kere görmüştüm ve canımdan can gitmişti. Şimdi tekrardan onu öyle görürsem dayanamazdım.

" Hayır gerçekten ben Periyim "
" Beni kandırma. Senin burda işin yok " diyerek üstümden kalktı.

Ben ona şaşkınca bakarken o beni sertçe kucağına alıp balkona götürmeye başladı. Gözlerimi büyüterek Emire döndüğümde onun sadece kaşlarını çatarak balkona baktığını fark ettim.

" Emir ne yapıyorsun? "
" Seni geldiğin yere göndereceğim " dediğinde yutkundum. Beni balkondan aşağı mı atacaktı?
" Emir bırak beni. Ben Periyim, Aslı değil " dedim ama beni dinlemeyerek yürümeye devam etti.

Balkona çıktığımızda sıkıca Emirin boynuna kollarımı doladım.

" Mert! Selin! " diye çığlık attım beni duyması için. Yoksa Emir beni aşağı atacaktı.
" Senin yüzünden çok acı çektim ben. Tekrar acı çekmek istemiyorum Aslı. Gitmen gerek " diyip mermere yaklaştığında korkuyla ona baktım. Gözlerim dolmuştu benimde.

Beni gerçekten kardeşi olarak görmüştü, Peri olduğumu görememişti. Acı ve öfke gözünü o kadar boyamıştı ki o siyahlığın arasındaki boşluktan benim Aslı olduğumu zannetmişti. Onu o karanlığa sürükleyen kardeşi sanmıştı.

" Emir, ne yapıyorsun lan? " dedi Mert koşarak balkona girerken.

Yanımıza gelip Emire yaklaşırken Emir, kucağındaki benle birlikte Merte döndü.

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin