Bölüm 35

8.8K 313 15
                                    

Yine Emirin olmadığı bir okul gününde dersin bitmesi için dakikaları sayıyordum. Emir olmadığı için yanıma Selin gelmişti ve bizde dahil bütün sınıf uyumamak için zor duruyordu.

Tarihi bilgiler bana her zaman sıkıcı gelmişti. Liseye geçince de dersine karşı olan düşüncem değişmemişti.

Emirin nerde olduğunu her zamanki gibi bilmiyordum. Dün Mertle bizim evden gittikten sonra bir daha ne aramış ne de mesaj atmıştı.

Aynı şekilde Mertte dün gittikten sonra Selini ne aramış ne de sormuştu. Ki bu Mert için tuhaf bir olaydı çünkü o, günün çoğunda Selini arayarak geçirirdi. Ayriyeten o da bugün okula gelmemişti.

Zil çaldığında yan sıramda uyuyan Barışı dürttüm.

Kafasını yavaşça kaldırıp etrafa anlamsız bakışlar attktan sonra bana dönüp gülümsedi.

Daha sonra onun önündeki Atakan ve Güney de kafasını kaldırıp oturdukları sırada gerindi.

" Bir an şu ders hiç bitmeyecek sandım " dediğinde tebessüm ettim.
" Bir şey sorabilir miyim? "
" Sor tabi " dedi bana doğru yan dönüp başını eline yasladı.
" Emir neden gelmedi? "
" Bende ne zaman soracaksın diye merak ediyordum " başını elinden kaldırdı ve bana tamamen vücudunu döndü.
" Bilmiyorum. Dün seninle beraber olduğu için hiç konuşmadık zaten. Bugün de sabah Atakan Emiri aradı. O da açmayınca Merti aradı. Ama o da açmadı "

Seline döndüğümde o da kafasını sıraya koymuş uyuyordu. Daha dördüncü derse yeni girecektik ve henüz dört ders kalmışken bu kadar uykulu olmak iyi değildi.

" Bir şey olmamıştır değil mi? "
" Açıkcası bu Emir. Şu an nerde, ne yapıyor bilemem de, bir şey olmamıştır " dedikten sonra ayağa kalkıp sınıftan çıktı.

Sıkıntıyla önüme dönüp sıranın altında olan telefonumu aldım.

Ne cevapsız arama ne de mesaj vardı. İnsan bir merak ederdi değil mi o kadar arama ve mesaja.

Rehbere girip Emirin numarasını buldum ve aradım. Telefonu birkaç kez çalınca heyecanlandım. Sabah aradığımda telefonu kapalıydı.

Ama aramamı cevaplandırmadığında heyecanım kursağımda kaldı ve telefonu umutsuzca kapatmama neden oldu.

" Hala açmıyor mu? " dedi Selin kafasını sıradan kaldırıp esnerken. Kafamı iki yana salladım.
" Dur ben bir kere daha Merti arayayım " dedi ve o da benim gibi sıranın altında duran telefonunu alıp rehbere girdi.

Aramayı yapıp telefonu kulağına götürdü ve beklemeye başladı.

Birkaç saniye sonra üzgünce kafasını iki yana salladı. Daha sonra kısa bir mesaj atıp telefonunu sıranın üstüne koydu.

" Üzgünüm, Mert de telefonunu açmıyor "
" Nerde bunlar ya? " dedim ellerimi saçlarımdan geçirirken.
" Geçen senelerde de böylelerdi. Okula bir gün geliyorlarsa bir hafta gelmiyorlardı "
" Tamam hadi okula gelmediler ama neden telefonlarını açmıyorlar "
" Bilmiyorum Peri. Ama merak etme, bir şey olmamıştır " dediğinde zil çaldı.

Öğrenciler teker teker içeri girerken Barış ve diğerleride girmişti.

Aslında onlardan Emiri aramalarını rica edebilirdim ama onları da sürekli Emir de Emir diye sıkmak istemiyordum.

Barış yerine oturunca bana döndü.

" Biz de aradık ama telefonu kapalıydı. İkisininde " dedi en son Seline bakarak. Başımı tamam anlamında salladım ve önüme döndüm.

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now