14. BÖLÜM "Bir Tuhaf His"

59.2K 4.1K 329
                                    

Biraz geçiş bölümü gibi oldu, durgun... Ama yan karakterleri da tanımanız için böyle yazdım. Umarım beğenirsiniz. :) İyi okumalar!

Sessiz sakin bir iş hayatımın olmayacağını anlayalı çok olmuştu ama çevremdeki tuhaf insan sayısının gün geçtikçe artacağını da hiç düşünmemiştim. Ve benimle uğraşanlar listesinin her geçen gün uzaması da cabasıydı. Ama ben kaşınmıştım. Adama çarpmışım, sessiz sedasız geçip gitsem olmaz mı? Olmaz! İlla başıma dert açacağım, illa uzun dilim dert olacak bana. Hani, önce çalıştığım müessesenin aşçısı, sonra yine aynı yerin patronunun kardeşi. Bedevi şansı mı vardı bende?

Uslu uslu numunelerimi alıp kontrollerimi yaparken birden Ozan'ın mutfağa abartılı bir giriş yapmasıyla dikkatim dağılmıştı. Mutfakta değil de podyumda yürür gibi bir havası vardı. İlk anda manken sanmakta haksız değildim.

"Narin!" diye bana seslenirken diğerlerinin şaşkın bakışlarını umursuyor gibi değildi. "Ben de sana geliyordum."

"Bana derken?"

"Tecrübelerimden faydalanman için. Sana yardımcı olacağım. Sevgili ağabeyim, seninle kaynaşmamı söyledi ve tabi engin deneyimlerimi seninle paylaşmamı."

Onur Bey'in iyi niyetinden şüphem yoktu da, Ozan'la çalışma fikrinden hoşlandığım da söylenemezdi. Hele de daha kaynaşmadığımız halde anlaşılan üstten bakışlarını benden esirgemeyeceğini görebiliyordum.

"Sabırsızlanıyorum..." diye mırıldandım samimiyetsiz bir sesle.

"Aslında..." Birden Erdem yanımda bittiğinde şaşırmamı engelleyememiştim. Bizi dinlediğinin farkında bile değildim, çünkü işiyle meşgul, odaklanmış görünüyordu. "Benim ona soracağım şeyler vardı."

Ozan da ben de şaşırmıştık. Aynı şaşkınlığı onun da gözlerinde görebiliyordum ama ses çıkarmadım. İşin aslı, Ozan'la vakit geçirme taraftarı değildim, Erdem kesinlikle tercih edeceğim taraf olurdu.

Hey gidi hey! Nereden nereye?

"Ne soracaksın?" dedi Ozan ben sessiz kalınca.

Erdem burnunun ucuna dokundu ki artık bunun utandığı anlarda yaptığı bir hareket olduğunu biliyordum. Benim kafama takılan neden utandığıydı?

"Şey... Yemeklerle ilgili bir şeyler soracaktım."

"Yemek! Bana?" diye kendimi işaret edip epey dikkat çeken bir şaşkınlık tepkisi vermemi engelleyememiştim.

"Yani... Daha teknik olan... Senin alanınla ilgili şeyler."

Ozan bana laf bırakmadan atıldı.

"Bana sor. Hem Narin o arada işlerini halleder, biz sonra beraber çalışırız."

Kaçışım yoktu. Ozan bana bakıp göz kırptığında içimden bir ses onun niyetinin çalışmak olmadığını fısıldıyordu. Benimle uğraşacaktı, bunu görebiliyordum.

"Sana niye soruyormuşum? Bu lokantanın resmi mühendisi o." diye adeta dişlerinin arasından konuştu Erdem.

Ozan da pişkin bir gülümseme ile yandan bir bakış atmıştı adama.

"Ben daha tecrübeliyim. Daha bilgiliyim. Hem, kızın başka işleri varken niye bana sormayasın?"

"Hiç değişmiyorsun değil mi Ozan? Hala öne çıkmaya çalışan, kendini beğenmişin tekisin."

"Kendine bakıyor musun aynada?"

Aralarında bir gerilim olduğunu anlamıştım ama nedenini bilemiyordum. Evvelden gelen bir şey olabilirdi ama bu atışmaları, daha ilk günden pek hayrı alamet değildi.

ORTA ŞEKERLİWhere stories live. Discover now