1. ÖZEL BÖLÜM "Acı Tatlı"

44.2K 2.9K 414
                                    

Çifte Kavrulmuş okuyanlar Erdem'le Narin'in pabucunu dama atıyormuş gibi bir hisse kapılıyorum yalnız. :P Unutmayın, onlar olmasaydı Onur Derman'ı da tanımazdınız. :)) Hani söyleyeyim de. ;) İşin şakası, onları yazmayı çok özlemişim. ♥

İyi okumalar! :)

Not: Bir aksilik olmazsa yarın Çifte Kavrulmuş'a bölüm gelecek, salı günü de Son Bir Kitap'a. O hikayeme de beklerim. Ayrıca Bol Köpüklü Eylül ya da Ekim gibi başlayacak. :)

Notun notu: Seçtiğim castlara laf edenin gafasını gırarım.

Notun notunun notu: Gafayı gıramayabilirim ama sinirlenirim, ciddiyim.

Notun cılkı çıkmış notu: Sizi seviyorum. :D ♥

Olağan şartlar altında ailemiz en değerlimiz, en özelimiz olurdu. Herkes gibi benim için de öyleydi. Annem ve Süt'le beraber oluşturduğumuz küçük ailemizde eksikliklerimiz hüznüyle de olsa mutluyduk. Ama bir gün mutluluğun farklı bir şekliyle tanıştım, yepyeni bir tat aldım. Âşık oldum. Bu kabul etmekte zorlandığım bir duyguydu ama o kadar güçlüydü ki bütün soru işaretlerimden daha baskın çıktı. İşte o zaman kendi ailemi kurma şansına eriştim. Sevdiğim adamla birlikte, benim inşa ettiğim bir aile... Kaybetmekten ömrümün sonuna kadar korkacağım bir mutlulukla tanıştım. Hep usulca bir endişeyle yaşayacağım bir mutluluktu bu. Ama Erdem'in bakışları, gülüşü, varlığı o endişeyi derinlere gömüyordu.

Alışmam zor olmadı, hatta beni şaşkına çevirecek kadar çabuk ve doğal gerçekleşti bu süreç. Kapadokya'daki kısa tatilimizde sabahleyin gözlerimi onun kolları arasında ilk kez açtığımda kısa bir şaşkınlık anı yaşamıştım. Ama sonra derin bir nefesle kokusunu içine çektim ve o günden sonraki gelecek bütün günlere daha o anda alıştım. Erdem'le uyanmaya, Erdem'le gülmeye, Erdem'le ağlamaya, Erdem'le yaşamaya... Alıştım.

Evimizi beraber döşedik ama genelinde benim isteklerimi ön planda tuttu Erdem. Yine de ilk başta biraz yabancılık çektim. Annemin yokluğunu, Cadı'nın varlığını kabullenmem, Erdem'e alışmam kadar kolay olmadı. Günlerce sabah gözlerimi açtığımda kendimi yabancı bir odada bulmuş gibi hissettim, annemin sesini duymayı bekledim. Bu kısa bir an alıyordu, çünkü Erdem'i gördüğüm, hissettiğim anda evimde oluyordum.

Annem bizim evlenmemizden iki hafta geçmişken bir köpek sahiplendi. Bu beklemediğim bir hamleydi, çünkü Süt eve geldiğinde pek de memnun olmamış, hatta tepki göstermişti. Ama geçen yıllar pek çok şeyi değiştirmiş gibiydi. Annem Süt'ün varlığına sadece alışmamakla kalmamış, ona bağlanmıştı. Süt'ü geride, annemle bırakmayı düşünmemiş değildim ama bunu yapamadım. Annem ise kendisine bir arkadaş buldu. Arkadaşı vasıtasıyla sahiplendiği köpek çok tatlıydı. Yorkshire terrier cinsi bir dişiydi. Annem Süt'ün aynısından sahiplenmeyi istemişti ama satın alma yoluna karşı olduğu için bulabildiği en yakın seçenek o olmuştu. Aslında bir yaşından büyüktü köpek ama önceki sahibinin ona ne isim verdiğini bilmiyorduk. Kahverengi ve siyah tüyleri dans eden tatlı köpeğe Karamel ismini verdik.

İşin daha da hoş kısmı bu yeni arkadaş Süt'ün de ilgisini çekmişti. Tamamen aynı cinsten sayılmazlardı ama yine de birbirleriyle epey iyi anlaştıkları kesindi. Süt her köpeği kabul edebilecek bir köpek değildi, yani Karamel'in benim çevremdeki varlığını anlayışla karşılaması ondan fazlasıyla hoşlandığının kanıtıydı. Bu ileride küçük Süt ve Karamellerin ortalıkta dolaşmaya başlamasına sebep olabilirdi.

Ve sonbahar da geride kalıp tekrar kış kapıyı çaldığında herkes kendi hayatına devam eder bir hal almıştı. Hepimiz düzenimizi kurmuş ve yerleşmiştik. Daha da güzeli, dillendirmeye korkacağım kadar mutluydum.

ORTA ŞEKERLİWhere stories live. Discover now