44. BÖLÜM "Biz"

38.9K 3K 261
                                    

Bayram şekeri niyetine, Orta Şekerli bölümüyle geldim huzurunuza. Epey beklettim, kusura bakmayın. :) Ayrıca açıklamalarım da var.

Hikayenin bölümlerinin arasının açılacağını söylemiştim. Gelecek bölüm, beklediğiniz bölüm artık ama bu bölümde Çifte Kavrulmuş'un karakterleri İrem ve Onur'un durumunu açık etmek istemediğim için bekletmeyi düşünüyorum. Çünkü İremlerin hikayesinde Nisan - Mayıs zamanları, bu hikayede Temmuz - Ağustos. Haliyle onların vaziyetini açık edebileceğimi düşünürsem gelecek bölüm epey geç gelebilir, diğer hikayede ilerleyebilmem için. Ama planlarımı değiştirebilirsem erken gelir, ayarlamaya çalışacağım. :)

İyi okumalar! :)

Vildan, Burçin, Cennet Teyze, Birsen Abla... Annem eksikti sadece. Terziyi bırakamamıştı ve benim gelinliğimi dikmeyi kafaya koyduğu için fazladan çalışması gerekiyordu. Henüz bana hiçbir şey göstermemekte kararlıydı. Nasıl bir şey istediğimi sormuş, sonra da işe koyulmuştu. Ben ona güveniyordum. Benim için en güzelini yapacağına emindim.

Ama onun yokluğu alışverişte beni bu çılgın dörtlüyle baş başa bırakmıştı. Düğün yaklaşmıştı ve gardırobum yenilenme aşamasına girmişti. Kendimi onların arasında oradan oraya savrulurken bulmuştum. Hayatımda düğün alışverişine katılmamış olduğum düşünüldüğünde, şimdi bunlardan birini yaşıyor olmanın şaşkınlığı içindeydim. Hele de benim düğünüm olduğu düşünüldüğünde... Bir Vildan, bir Birsen Abla üzerime kıyafetleri tutuyor, yakışıp yakışmadığı konusunda tartışıyorlar, sonra eğer içlerine sinen bir şey bulamazlarsa başka bir mağazaya beni sürüklüyorlardı. Başlarda direnmeye çalışsam da artık kontrolü ellerine almışlardı tamamıyla ve beni oradan oraya çekiştirip durmaktan haz alıyor gibiydiler.

Her şey iyiydi, hoştu, katlanılırdı ama alışverişin bir aşaması vardı ki, beni katletmişti.

Geceliklerin arasına dalıp benim ömrüm boyunca giymeye yanaşmayacağım türde giysileri seçmeye başladıklarında ne yapacağımı bilememiştim. Vildan siyah, dantelli, tuhaf bir gecelik seçti.

"Ay bu çok yakışır sana!" dedi heyecanla. Sanki evlenen ben değildim de, oydu. Kıyafeti de kendine alıyor gibiydi.

"Be-ben giymem böyle bir şey..." dedim uzaklaşmaya çalışırken. Hoş, ortada giyilecek bir şey de yoktu ya...

"Giyersin, giyersin... Hem çok da güzel olur..." Burçin hemen dalmıştı aramızda. Vildan'ın elindeki geceliği kapıp üzerimde tutarak uzun uzun baktı. "Afet olur!" derken Vildan'a bakmıştı. "Harika seçim tatlım!"

"Siz hangi ara bu kadar kaynaştınız?" Ben o kısmı tamamen kaçırmıştım.

"Kız siyah nedir, hiç zevk yok vallahi bunlarda..." dedi Birsen Abla aramıza girerken. Onun elinde de kırmızı bir gecelik vardı ya da gecelikten geriye kalan bir şey... "Bakın..."

"Haklısın, kırmızı Narin'in rengi ablacım!" dedi Vildan halinden memnun bir tavırla.

"Şu modele de bir bakın, Narin'in üzerinde nasıl durur?" diyerek Cennet Teyze elindeki geceliği salladı havada.

"Teyzeciğim, onu öyle göstere göstere getirmesen..." dedim utançtan yerin dibine girmek isterken.

"Ay hala teyze diyor! Saçını başını yolacağım ben bu kızın!" İyice yükselmişti sesi, yağmurdan kaçarken dolunun ayva tanelisine denk geliyordum. "Evleniyorsun kızım sen! Böyle şeyler giyeceksin tabi. Eskiden yoktu, siz gençlerin çıkardığı modalar bunlar. Uyacaksın kızım!"

Herkes elinde birer parça tutuyor, hangisinin daha çok yakışacağını hararetle tartışıyordu.

"Ben giyemem ama bunları..." dedim acıyla. "Şu pijamalardan alsam..."

ORTA ŞEKERLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin