42. BÖLÜM "Tuzlu Kahve" (3. Kısım)

31.7K 3.3K 258
                                    

Kısa bir bölüm kaldığını söylemiştim. :) Yarın finallerim başladığı için yorumlara cevap yazamadım, gerçekten özür diliyor ve çok teşekkür ediyorum hepinize. :)

Burada birkaç açıklamam olacak.

Öncelikle, Orta Şekerli bölümlerinin aralıkları epey uzayacak. Bir haftada, iki haftada bir bile bölüm gelebilir. Sona yaklaşıyoruz ve zaman atlamaları olacağı için ben de aralıklarla sindire sindire yazayım son bölümleri istedim. Bu arada da Biçare başlayacak ve ayrıca Nakarat'a da yoğunlaşacağım. Bizimkileri özlerseniz ara ara orada görebilirsiniz. :)

Ayrıca, önceden de yaptığım bir açıklamayla ilgili... Desteğiniz benim için gerçekten çok özel. Ben çok güzel bir kitle edindiğime inanıyorum. Nicelik değil niteliğine bakıyorum ve gördüklerimden çok da mutluyum. Benim gibi biri için gerçekten çok güzel bir karşılık alıyorum...

Ama yine de Wattpad'ten ayrılma kararım şu anda kesin. Aslında birden ayrılıp ortadan kaybolmayı düşünüyordum. Ama bu beni destekleyen herkese haksızlık olacağı için herkesin bilgisi olmasını istiyorum. Daha önce de söylediğim gibi bu uzun bir süreç, tanıtımlarını paylaştığım hikayeleri de bitirip öyle gitmek, aklımdaki kurguları tüketmek istiyorum.

Bazı karakterlerin kurgusunu istediğinizi biliyorum ve ayrılmadan önce bunu yapıp yapmama konusunda emin değilim. Ama ayrı hikaye yazmasam bile onlara, belki birkaç kısa ek bölüm yazabilirim. Şu anda hiçbir şey kesin değil. :)

Çoooook yazdığımı biliyorum ama bölüm zaten kısaydı, açıklamalarımın hepsini aradan çıkarayım istedim. :) Bu hafta için bana çok dua edin, çünkü gerçekten işe yarıyor. :))

Sağlıcakla kalın! 

İyi okumalar. :)

Aşağı indiklerinde artlarındaydım ben de bu sevimli aileyi uğurlamak için. Kapıya geldiğimizde Erdem'le babası yan yana önümden gidiyorlardı ve o anda beklemediğim bir şey oldu.

Babası Erdem'in kafasına hafifçe vurdu.

"Seni gidi hergele! Memnun oldun mu şimdi?"

"Baba ya! Kızın önünde ne yapıyorsun sen?"

Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Arabanın yanında bekleyen Burçin ise sokağı ayağı kaldıracak bir kahkaha atmıştı bile. Onun kafasına bir şaplak annesinden geldi.

"Ayıp kız! Sokak ortasında böyle gülünür mü?" Ama Burçin çok da umursamamıştı, gülmeye devam ediyordu.

Diğer yandan Erdem'le babasının atışması da sürmekteydi.

"Kızın önündeymiş! Sen bizim aile meselelerimizi ortaya sererken iyiydi! Kuduruk hergele!"

"Baba! Ne yaptım sanki? Sevdiğim kızla evlenmek istemem suç mu? Hemen yuvamızı kuralım, diyorum!"

"Her şeyin adabı var sıpa! Sana kalsa yarın nikah kıyacaksın!"

"Yaparım valla..." Erdem hafiften bana bakıp gülümsemişti. Bu adam...

"Bak hala yaparım diyor!"

"Genetik babacığım genetik... Bak, annemi abisi evlenene kadar evlendirmeyeceklermiş de sen ben o kadar bekleyemem diye kaçırmamış mısın? Aynı mesele..."

"Ulan... Seni az dövdüm ben, ondan böyle oldu."

Erdem ise geniş bir sırıtmayla bakıyordu babasına. Onları izlemek içimde çiçekler aşmasına neden oluyordu. Babam olsaydı şimdi, biz nasıl konuşurduk acaba bu konuyu? Erdem'e nasıl davranırdı? Düşünmeden edemiyordum. Babamı Erdem'in, aşık olduğum adamın yanında hayal ediyordum. Asla gerçekleşmeyecek bir hayaldi.

Düşüncelerimden Erdem'in babasının sesiyle uzaklaştım.

"Bin hadi sen arabayla, ben Narin'le konuşacağım."

"Ben konuşsaydım..."

"Oğlum, kızla bitişik mi doğdun? Hasbinallah!"

"Tamam... Tamam..." Bana el sallayıp sürücü koltuğuna geçti. Burçin'le annesi de arka koltuğa yerleşmişlerdi bile araba.

Erdem'in babası ise bana yaklaştı ve karşımda durup sıcak bir gülümseme ile bana baktı.

"Şimdi bizim bu deli oğlan aceleci çıktı ama senin de gönlün var değil mi? Eğer rızan yoksa bileyim..." dedi dikkatle bana bakarken.

Ben gülümsedim karşılığında.

"Benim için sorun değil..." dedim. Ne diyeceğimi bilememiştim.

"O zaman bize söz düşmez. Artık nasıl münasip görüyorsanız, öyle yaparsınız. Düğün tarihi, yeri, şekli şemali konuşulur en yakın zamanda." Sessizce başımı salladığımda bir elini yumuşak bir şekilde omzuma koydu. "Bu hergele seni üzerse hemen bana haber edeceksin, hesabını keserim ben onun." Bu sözlerine gülmeden edemedim. O ise devam etti. "Bundan sonra bir baban daha oldu kızım, bir annen, bir kardeşin daha. Bir derdin oldu mu, hemen beni arayacaksın. Sıkıntını bizimle paylaşacaksın, anlaştık mı?"

Gözlerimin dolmasına engel olamazken başımı salladım. Elini öptüm ve beni arabadan dikkatle izleyen Erdem'e binlerce kez tekrar tekrar teşekkür ettim içimden.

Aşkı ve mutluluğu bana getirdiği için...


ORTA ŞEKERLİWhere stories live. Discover now