4. ÖZEL BÖLÜM "En Güzel Ses"

41.6K 2.9K 173
                                    

5. ne zaman gelir hiç bilmiyorum. :)

İyi okumalar! :)


Hayat akıp gidiyordu. Küçük bir çocukken yıllar sonrasını düşünmek, planlamak zordu. Sadece hayaller vardı her çocuk için. Bir gün o yaşlara varacağımızı düşünemezdim bile.

Bir yetişkin olduktan sonra aşkı bulmak benim için gerçek bir dönüm noktasıydı. Narin'i bulduktan sonra mutluluğun farklı tonlarıyla karşılaşmaya devam ediyordum.

Sabahları mesaisi benden sonra başladığı için işe geç geliyordu bana göre. Araba almayı teklif ettim ama trafiğe çıkmak konusunda pek istekli değildi ehliyeti olsa da. Toplu taşımayla idare ediyordu, akşamları da beraber dönüyorduk ama benim içim pek rahat etmiyordu.

Ama hatunlara kim söz dinletebiliyor ki? Hele de alttan bakıp hafifçe gülümseyince... Köprüden atla, dese yapacak kıvama getiriyordu beni. Bilerek de yapmıyordu üstelik! İstese parmağında oynatırdı beni.

Mutfaktaki yoğun bir gündü, gözüm Fulya'ya iliştikçe iç çekmekten kendimi alamıyordum. Asla çok yakın olmuş değildik, o kapalı bir kutu gibiydi, işteyken sadece çalışmasıyla kendini gösterirdi. İşte özellikle bu yüzden onun artık yardımcım olmayacak olması beni üzüyordu. Yerine kimi seçeceğimi belirlemişti bile ama kimse onun gibi olamazdı. Yine de onun için seviniyordum, şef olmayı gerçekten hak eden bir insandı.

Artık iş arkadaşı olmayacağımızı bildiğimden ister istemez daha fazla takılıyordum ona.

"Nasıl gidiyor çalışmalar Fulya Hanım?"

"İdare ediyoruz Erdem Şefim, sizde haberler nasıl? Evliliğiniz nasıl gidiyor?" diye sordu yeşil gözlerini çevirdiğinde.

"Evliliğim süper gidiyor. Mutluyum. Biraz da pişmanım. Keşke parkta karşılaştığımız o ilk anda Narin'i sırtıma atıp nikâh kıysaymışım. O kadar ay boşa gitmiş gibi."

"Bence devlet evliliği özendirme kurumu kurup başına da seni getirmeli."

"Hayır, demem Fulya'cığım. Bekârlık sultanlıktır, sözüne tepki olarak doğmuşum resmen." Gülerek başımı iki yana salladım. "Beni bırakalım bir kenara. Lokanta açılışına az kaldı. Heyecanlı mısın müstakbel şef hanım?"

Suratı hemen asıldı Fulya'nın, sarımsı yeşil gözlerinde alevler yanıyordu.

"Patronumdan nefret ederken ne kadar heyecanlı olabileceksem..."

"İrem'den mi?" dedim şaşırarak. Epey iyi anlaşıyor gibiydi ikisi.

"Hayır. Büyük Derman'dan. Oğuz Bey var ya hani. Adam resmen nezakete tepki olarak doğmuş. Kepçeyi kafasına geçirmemek için kendimi zor tutuyorum. Var ya, Onur'un hatırı olmasa kovulmayı bile umursamazdım!"

Cidden sinirlenmişti. Oğuz Derman'la birkaç karşılaşmamızda katı bir adam olduğunu anlamıştım ama Fulya'yı bu kadar öfkelendirecek ne yapmıştı bilmiyordum. Onur'la İrem Paris'ten dönünce lokanta için son rötuşlara girişmişlerdi. Fulya da ilk resmi toplantılarına katılmıştı şef olarak. Bu kadarını biliyordum ama besbelli toplantıda bilmediğim şeyler olmuştu.

Yoğun günümüzü de bu şekilde atlatıp dönüş yolunda dikkatimi çeken şey Narin'in dalgınlığı olmuştu. Sessizce camdan dışarı izlerken kafasında dolaşan düşünceler her neyse havayı epey ağırlaştırdığını fark ediyordum.

"Hey! Tatlı kız!" dedim kısa bir bakış atıp tekrar yola döndüğümde.

"Efendim?"

"Nerelere daldın gittin bakayım?"

ORTA ŞEKERLİOù les histoires vivent. Découvrez maintenant