15. BÖLÜM "Kobra Takibi"

58.3K 4.1K 645
                                    

Beni özlediniz mi? Ben sizi özledim, Narinleri yazmayı özledim ve kendime ödül niyetine bölüm yazdım! Bu yoğunluk, hiçbir şeye yetememe hali beni bitiriyor ama biraz daha dişimi sıkarsam bitecek umarım! Bana dua edin!

İyi okumalar! :)


Süt'le, güneşin zar zor kendini gösterdiği pazar gününü dışarıda geçirmeye karar vermiştim. Eve kapanıp kalmış ve tekrar depresyona girmeye meyilli halleriyle beni korkutan Süt'e zaman ayırmam gerektiğinin farkındaydım. Artık çalışıyor olmama, eve geç gelmeme alışık olsa da yemek yemediği, sırtını bana dönüp sessiz sessiz oturduğu zamanlar da oluyordu.

Parka geldiğimizde ipini çekiştirip duruyordu ama orada özellikle tutuyordum. Çünkü bu Erdem'le karşılaştığımız parktı. Her şey ilk günkü gibi gözlerimin önünde can bulurken zamanın ne çabuk geçtiğini ve her şeyin ne kadar değiştiğini düşünüyordum. O gün Erdem'le yakın olabileceğimizi tahmin edemezdim.

Yakın mı? Biz mi? Ne münasebet! Yani sen de Narin...

Başımı iki yana salladım. Güneşe rağmen soğukluğu hissediliyordu havanın. Kapüşonumu çekmeye çalıştım başımın üzerine ama kıvırcık, kabarcık saçlarım pek de izin veriyor değildi.

Büyükçe bir ağacın ardında Süt'ün tuvaletini yapmasını beklerken bir kişi dikkatimi çekti. Erdem! Bu kadar da olamazdı! Orada ne işi vardı onun? Ağacın arkasına gizlenip dikkatle baktım. Yanında bir de kadın vardı! Sarı saçlarının doğal olmadığı aşikârdı. Uzun boyu ile Erdem'in yanında benim olduğum gibi ezilir değildi. Güzel bir gülüşü de vardı. Erdem'le yürürlerken hararetli hararetli konuşuyordu kız. Arada yana döndüğünde Erdem de dönüyor, birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı. Dişlerimi sıktım. Kimdi bu kız? Erdem'le ne yapıyordu? Sevgilisi miydi? Sevgilisi olduğunu söylememişti ama. Ama söyler miydi? Neden söyleyecekti?

Meraktan çatlamak üzereydim ki Erdem kızın omzuna elini atıp onu kendine çektiğinde kız da elini Erdem'in beline doladı. Epey samimi halleri karşısında gözlerimi iri iri açmış, hayretle bakıyordum. Kız bir de yanağından öptü Erdem'i. Ciddi ciddi Erdem'i öpmüştü!

Bana neydi canım? İstediği herkesle samimi olabilirdi, beni ilgilendirmezdi.

Ama sonuçta iş arkadaşıydım değil mi? Merak etmek hakkımdı. Onur Bey de olsa aynı merakı yaşardım. Emindim.

Ben de onları takip etmeye karar verdim. Mantıklı olup olup olmadığını düşünüyor değildim. Süt arkamdan dilini sallaya sallaya geliyordu. Biraz mesafe bırakmaya özen gösteriyordum ki fark edilmeyeyim. Zaten onlar birbirleri ile o kadar ilgili halde yürüyorlardı ki önlerine geçip bağırsam bile beni göreceklerinden şüpheliydim.

Yürüdükleri kaldırımdan karşıya geçtiklerinde ben yerimde kaldım. Orada bir erkek takım elbise mağazasına girdiler. Bir süre bekledim. Süt de sabırsızca çekiştirip duruyordu.

"Biraz bekle! Şu an hemcinsin neler karıştırıyor onu bulmaya çalışıyorum!"

Sanki anlıyormuş gibi olduğu yere oturdu ve benim gibi mağazayı incelemeye başladı. Az sonra ikili elleri boş bir şekilde çıkıp ilerlemeye başladığında biz de caddenin karşısına geçtik ve mesafemizi koruyarak ilerlemeye devam ettik.

Bir gelinlik mağazasına girdiler. Gelinlik mağazası? Yoksa? Olamaz! Olamazdı, değil mi? O kadar ciddi bir ilişkisi olsa bilirdim. Kendisi söylemese bile mutfakta konuşulurdu.

Yıldırım nikâhı falan mı yapacaktı? Belki de daha yeni tanışmışlardı. Birden âşık olmuş ve aradığım kadın bu, demişti. Belki de bir dakika bile onsuz yapamayacak kadar vurulmuş, hemen nikâh yapmak istemişti.

ORTA ŞEKERLİWhere stories live. Discover now