34. BÖLÜM "Çifte Kumrular" (2. Kısım)

50.3K 3.5K 283
                                    

Ay bu Wattpad'in halleri. Bildirim size geldi ama ben o yazıyı paylaştıktan kaç saat sonra... Eh, bakalım bunun bildirimi ne zamana varacak? Bu arada bölümün ismini değiştirdim. :) İkinci kısmı yazmaktan vazgeçmiştim aslında, çünkü tamamen başka bir bölümün tekrarı gibi olmuştu ama sonra size söz vermiş de tutmuyor gibi hissettim ve başka bir şey yazdım. Umarım olmuştur. :) 

Bu arada... Sizi gidi sizi... Bölümlere bu kadar yorum gelmiyor, deneme atışında yağmış. :D Az bölümlerde de görelim, gözümüz bayram etsin. Benim cidden çok hoşuma gidiyor sizin yorumlarınız, siz benden esirgiyorsunuz. Olur mu öyle?? Olmaz bence... :))

Neyse... Sevenleri kavuşturalım. :) İyi okumalar! ♥

İlk defa odamı basmasına izin vermeden, Erdem gelmeden çıkmıştım. Zaten yanıma gelmesi de an meselesiydi ki koridorda karşılaşmıştık. Yandan gülümsemesi ile elimi kavrayıp çekerken rutinleşen bu hallerimizin tadının her zamandakinden daha lezzetli olduğunu hissediyordum. Ona geri dönüşü olmayacak bir bağla bağlandığımın farkındaydım, ona alışmış, hayatımın merkezine oturtmuştum ama bu bana mutluluk veriyordu.

Mutfaktan geçerken köşedeki kameranın önünde durdu ve kameraya doğru bakarak öpücük attı. Gerçekten öpücük attı. Onur Bey o an izlemiyor olsa bile nasılsa sonra izleyecekti ve Erdem bunu bilerek yapıyordu. Sonra beni çekip bir de yanağımdan öptü şaşkınlığımdan faydalanarak.

"Hala adamla uğraşıyorsun!" dedim gülerek.

"Eh, o kaşındı. Mesaim bitti, değil mi? İstediğimi yaparım mesajı veriyorum!"

"Şebeklik peşindesin hep."

"Senin şebeğin... Hoşuna gidiyor ama itiraf et."

Güldüm ama konuşmadan başımı iki yana sallamakla yetindim.

Gayet keyifliydim aslında ama kapıdan çıktığımızda duyduğum sesle bütün keyfimin dağılması uzun sürmedi. Kapıda bizi karşılayan Selda olmuştu. Ne işi vardı?

"Merhaba!"

Kısa bir selamlaşma faslının ardından gülümseyerek Erdem'e döndü.

"Ben de buradan geçiyordum da... İşten bu saatlerde çıktığını hatırladım, belki bir otururuz diye düşündüm." Bu sırada bana da bakıp gülümsemeyi ihmal etmemişti. Allah'ım bana sabır ver! Zaten kadına sinirliydim. Belki art niyetli olmayabilirdi ama o benim sevgilimin eski sevgilisiydi! Ve beni ezmeye çalışmıştı. Gayet de rahat gelip Erdem'le oturmayı düşlüyordu. Tamam, medenilik de bir yere kadardı!

Erdem son olanlardan sonra daha gergin duruyordu Selda'nın yanında. Bir süre sessiz kaldıktan sonra bakışlarını bana yöneltmeden konuşmaya başlamıştı ki ben böldüm nereden geldiğini bilmediğim net ve güçlü bir sesle.

"Kusura bakma ya, gerçekten... Biz de baş başa vakit geçirmeyi planlamıştık. Yazık oldu, buraya kadar da gelmişsin ama pek fırsat bulamıyoruz. Başka zaman uğrarsın artık." Ben de gülümsemeyi ihmal etmemiştim.

Selda şaşırmıştı ama çok sürmedi şaşkınlığı. Başıyla hafifçe selam verdikten sonra anlayışlı bir tavırla baktı.

"Zaten geçerken uğramıştım, planınız varsa gideyim."

Zahmet olur...

Ne olduğunu anlamadan vedalaşıp gitmişti ama ben ne yaptığımın farkına vararak Erdem'e döndüğümde imalı gözlerini bana doğrulttuğunu görmüştüm. Konuşmaya hazırlanıyordu ki yine az önceki gibi sözünü bölerek atıldım, diğer taraftan işaret parmağımı dudaklarına bastırmıştım.

ORTA ŞEKERLİWhere stories live. Discover now