23. BÖLÜM "Narin'in Anahtarı"

54.6K 4K 191
                                    

Erkenden gelen bölüm sevenler parmak kaldırsın! :) Evet, olaylar biraz gerginleşti. Narin'in düşünceleri abartılı gelebilir ama böyle insanlar çok var, başta bu hikayeyi yazan kişi olmak üzere. :D O yüzden kızımıza fazla yüklenmeyin, olur mu? :)

Bugün bölüm geldiğinden yarına bölüm olacağını sanmam, haftaiçi de çok yoğunum yani yeni bölüm yine cumaya ancak gelir. Yine de gözünüz buralarda olsun, benim sağım solum belli olmuyor malum. :D

Daha fazla tutmayayım. Haydi, iyi okumalar! :) ♥

Yirmi dört saat.

Sadece yirmi dört saat önce mutlu, neşeli, cıvıl cıvıl uyanmıştım yeni güne. Günün getireceklerini bilmeden neşeyle kalkmış, şarkılar söylemiş, heyecanla koşmuştum. Ama o ruh halimden geriye bir enkaz kalmıştı sanki. Uyandığımda kolumu bile oynatasım gelmiyordu. Uyumaya devam etmek, mümkünse gün boyunca gözümü bir kere olsun açmadan uyumak istiyordum. Ama annemin gece geç saatlerde eve dönmüş olmasından kaytarmam pek mümkün değildi. Hasta olduğumu düşünmesini istemiyordum, diğer yandan derdim olduğunu fark etmesini de istemiyordum. Kimseyle paylaşmak istemeyeceğim türden bir sıkıntının içindeydim.

Hava beklediğimden soğuktu. Kendimi ikna etmeye çalışsam da bisikleti kullanabileceğim bir hava değildi. Bir tatil gününde dolaşmak basit olabilirdi ama soğukta bisikletle işe gidip bir de mesaiye katlanmayı göze alamıyordum. Akşamı düşündüğümde de tekrar aynı anları yaşamaktan nasıl kaçacağımı düşünmeden edemiyordum. Belki de bir bahaneyle Onur Bey'den izin alıp erken çıkmalıydım. Ama bu da çok saçmaydı. Nereye kadar bu şekilde gidecekti? Havalar ısınmalıydı artık.

Annem teyzemi anlatırken ilgiliymiş gibi görünmeye çalışsam da düşüncelerim bakla noktalarda dolanmaktan geri durmuyordu. Canım acısa da annemin fark edebileceğini düşünerek gizlemekte direniyordum. Süt de ruh halimi anlamış gibi durgundu. Arkadaşımın keyfi bana göre değişiyordu.

Lokantaya vardığımda gözlerimin dolmasını zar zor engelliyordum. Erdem'i görecek olma fikri beni korkutuyordu. İlk defa onunla ilgili böyle hissediyordum. Neler düşünmüştüm, nasıl bir noktaya gelmiştim? Asla düşündüğümüz gibi olmazdı zaten. İnsan gerçekle yüzleştiğinde hayallerinin kırıklarını toplamaktan başka bir şey yapamıyordu.

Mutfaktan geçerken Fulya'yla karşılaştım önce.

"Narin..." deyip kolumu tuttu. Gülümsemeye çalıştım.

"Günaydın."

"Bugün gidip Erdem'le konuşacağım."

Onu kenara çektim hızla.

"Hayır! Seninle anlaştık. Söylemek yok."

"Neden Narin? Erdem de kötüydü geldiğinde, sen de kötüsün ve bu benim yüzümden. Bu şekilde olmasına izin veremem. Aranız boş yere bozuluyor!"

"Aramızda bir şey olduğu yok. Boşuna neden onların gözünde kötü olasın ki? Bak, gayet de toparlamışlar olayı. Gerçeği bilmeleri neyi değiştirecek?"

Gözlerini kıstı. Öfkeliydi ama pişmanlık da görüyordum sarı bakışlarında.

"Bu şekilde, vicdan azabı çekiyorum."

"Kötü hissetme." Kolunu okşayıp ona iyi olduğumu göstermeye çalıştım. Olmayan iyiliğimi umarım o görürdü. "Her şey yolunda. Aramızda kalacak, sadece bu." Tekrar gülümseyip ayrıldım yanından.

Erdem yoktu. Bu da demek oluyordu ki benim odamda olabilirdi. Bu odayı kilitlemem gerekiyor, diye düşünmeden edemedim. Ama neden bekleyecekti ki? Ben niye böyle bir beklentiye giriyordum?

ORTA ŞEKERLİWhere stories live. Discover now