XLIV

10K 757 200
                                    

Bir şey olduğunu onu ilk gördüğüm anda anladım.

Korkarak pencereye ilerlediğimde daha bilmeden içimde bir şeylerin sızladığına yemin edebilirdim.

Istemsizce vücudunu süzdüm.

Ancak soru sormaya cesaretim yoktu. Zorla yutkunarak ifadesiz yüzüne baktım.

Sadece yere bakıyor ve olabildiğince az konuşuyordu.
Tanımayan biri her şeyin normal olduğunu düşünebilirdi. Ancak ben düşmüş omuzlarını ve donuk bakışlarını ayırt edebiliyordum.

Derek'e haber vermeye gerek görmeden beni getirdiği gibi geri indirdi.

Ancak bu sefer arabanın yanındaydık.

"Arabayı ben kullanayım,ne dersin?"dedim kibarca.

Sadece başını salladı ve anahtarı uzatıp yolcu tarafına geçti.

Nefesim daralıyordu.

Ne olmuştu?

Lanet olsun! Ne olmuştu?!

Orada olmalıydım.

Yol boyunca 'İyi misin? Herkes iyi mi?' sorularını defalarca dilimin ucundan geri yolladım.

Rain'in arada ellerine bakışlarını yakaladım.

Yokuş görüş alanımıza girdiğinde cama dönüp derin bir nefes aldı.

Göreceğim manzaraya hazır mıydım ?

Ya da göremeyeceğim şeylere?

Ahşap evin çevresinde eskisi gibi kuşlar uçmuyordu.

Arabayı durdurup zorla yutkundum.

Ardından kapıları kitledim.

Rain bakışlarını bana çevirdi. Ardından tepkisizce oturmaya devam etti.

Bana bağırması,ne yaptığımı sorması gerekiyordu.

"Ne oldu,Rain?"diye sordum korkarak.

Bana tekrar döndüğünde gözlerinin kızarmaya başladığını fark ettim.

Tanrım.

Artık o ruhsuz ifadesi yüzünde değildi.

İçinde ne tutuyordu?

Hayır.

Ona doğru yöneldiğimde hemen hareketlendi ve kollarını bana sarıp yüzünü boynuma gömdü.

Gözlerim sızlamaya başladığında onları kapattım.

Cevabını duymayı her ne kadar istemesem de sordum.

"Kim?"

Hepsinin canını aynı yaktığına emindim.

"Neil."dedi zorla çıkan sesiyle.

Çektiğim nefes amacına ulaşamadı.

Aklıma Neil ile geçirdiğimiz anlar süzülüyordu.

Elimi saçlarına götürüp ona daha sıkı sarıldım.

Neil. Artık olmayacak mıydı?

Bir süre böyle durduktan sonra geri çekildi ve koltuğuna yaslanıp başını geriye attı.

Dudaklarını birbirine bastırırken iki damla yaşın yanaklarından süzüldüğünü seyrettim.

Ve bu beni daha çok ağlattı.

Ama sesimi çıkaramadım. Onun yasını bu şekilde baltalayamazdım.
Dün gece beni o kadar dışta hissettirmişti ki buna hakkım olmadığını düşünüyordum.

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now