I*

83.1K 3.1K 1.5K
                                    



Kaçsam beni hemen yakalayabilir miydi?

Kendi kısa, titrek bacaklarıma sonra onun uzun ve atletik vücuduna baktım. Sırtındaki uzun kesikten kan sızıyordu. Ama derin olduğunu sanmıyordum.

Hiç şansım yoktu.

Ne yapıyordu O?!

Elini bu sefer adamın ensesine götürüp sıkıca kavradı ve parmaklarının arasına aldı.

O, sırtındaki deriyi iğrenç bir ses eşliğinde yırtarken hemen kolumla gözlerimi kapattım. Sesimi bulamadım, çığlık bile atamadım. Aralanan dudaklarım arasından titrek bir nefes kaçtı.

İçimdeki dürtüyü anlamlandıramıyordum. Beynim beni ne için uyarıyordu? Sırtım tekrar ürperince istemsizce gözlerim açıldı.

Ama açmamış olmayı diledim.

Daha kabusum bitmemişti. Ağaçların arasında birkaç süliet daha belirdi.

Kalbim kulaklarımda atıyordu. Ellerim titriyordu.

Sanki rüyadaydım ve kontrolünü kaybetmiştim. Sızlayan ellerimi yanaklarıma bastırdım. Tekrar ona dönen bakışlarıma engel olamadım.

Kaçmayı başarırsam polise ne anlatmalıydım?! Bir cinayete tanık oluyordum!

Çocuğun üstüne kan sıçramasını beklemiştim.

Ne?!!

Bir saniye. Anlamanız için anlatmaya yarım saat geriden başlayacağım.

    ****

Çıplak ayakla zemine bastığımda henüz akşam olduğunu bilmiyordum. Açık balkon kapısından gelen soğuk hava terli bedenimi ürpertmişti.

Direnen göz kapaklarıma rağmen gözlerimi açmayı başardım.

Uykudan sıyrılamadan titreyerek iyice doğruldum. Sürünen adımlarla balkona çıkıp birkaç saniye soğuk havanın tenimde gezmesine izin verdim ve etrafı kestim. Balkon kapıları hafif rüzgarla salınarak gıcırdamaya devam etti. Onun dışında sadece baharın geldiğini haber veren böcek sesleri duyuluyordu.

Kaç saat uyumuştum?

Elim alnıma gitti. Ateşim düşmüştü, saç diplerim terden sırılsıklamdı. İçimi çekerek tekrar odama döndüm ve kapıları kapattım.

Son zamanlarda sürekli ateşim çıkıyor ve bitkin hissediyordum. Oysa kolay hastalanmazdım. Bazense enerjimi harcayacak yer bulamıyor ve bu dengesizliğe ayak uyduramıyordum..

Başucumdaki saat 23:19'u gösteriyordu. 9 saat uyumuştum.

Hemen geceliğimden kurtuldum ve ılık bir duş aldım. Saatlerce uyumama rağmen hala gözlerim kapanıyordu.

Alt kattan televizyon sesi geliyordu. Bugün cumartesiydi. Ailem işten erken dönmüş olmalıydı.

Evet. Tahmin ettiğim gibiydi. Tüm dikkatini rakip takımın kalesine giden topa vermiş babam beni fark etmemişti bile.

Açlığımı göz ardı ederek hızla çıkış kapısına yöneldim ve ardımdan kapatmadan önce mutfak kapısında kaşlarını çatmış bana bakan anneme el salladım.

Aydınlatılmış dar koşu yoluna kadar yürüdüm ve sonra hafif tempoda yürümeye başladım.

Hareket etmezsen hastalığı atlatamazsın, diyen büyükbabamın sesi sanki beynimde yankılanıyordu.

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now