II*

55.9K 2.6K 794
                                    



Mızmızlanarak elimi başıma götürdüm.

Uyandığımda benimle olan tek şey omuz ve baş ağrısıydı. Ayrıca dizim ve elim sızlıyordu.

Ve kanepede olmam konusunda hiçbir açıklamam yoktu.

Beni nasıl getirmişti ve neden kimse fark etmemişti? Evime nasıl girdi?!

Kurt denilen çocuk sağlam vurmuş olmalıydı.

Hiç etik değil.

İç geçirdim.

Kimseye bir şey söyleyememenin verdiği bunalımla içimdeki çığlık atma isteği büyüyordu.

Okulun koridorlarında yürürken etrafa ürkek bakışlar atıyordum. Dersleri dinliyormuş numarası yapmak bile yormuştu.Üçüncü ders arasında bugün asosyalliği farklı bir boyuta taşıdığımı kendimce onaylamıştım.

Sınıf boşalırken kollarımı masaya dayadım ve başımı ellerimin arasına gömdüm.

Varabildiğim tek sonuç yüksek ateşten halüsinasyon gördüğümdü. Yani öyle olması gerekiyordu. Yoksa kanepede uyumuştum da hatırlamıyor muydum? Dün hiç dışarı çıkmamış olabilir miydim?

Gözlerimi kapattığımda çıplak bedenler görüyordum. Ve kırmızı gözler.

''Kafayı yedin, kafayı.''diye mırıldandım kendi kendime ,sınıfın boş olmasının rahatlığıyla.

Kısa bir gülüş duyduğumda yerimden sıçradım.

''Hayır. Ben gerçeğim.''dedi alaycı bir ses.

Hızla başımı kaldırıp sesin geldiği yöne döndüm.

Gözlerim onu bulduğunda kaşlarım şaşkınlıkla çatıldı. Kitaplığın üstünde oturuyordu!

Sanki koca sınıfta başka yer yoktu.

Gerçi ağaçlarda gezdikleri de göz önüne alınırsa yüksek yerleri (!) tercih ettiklerini söyleyebilirdim.

Ama bakalım o kitaplık onu daha ne kadar taşıyacaktı?

Saçları birbirine karışmıştı. Açık kollarındaki çizik ve koyu lekeler onu hiç de rahat duran biriymiş gibi göstermiyordu. Özenle seçilmediği belli olan gri tişörtü yer yer terden koyulaşmıştı.

Şöyle bir baktığımda aslında özensiz ve...pisti.

''Sen..''diye kekeledim.

Konuşmaya başlamış olabilirdim ama diyecek bir şeyim yoktu. Yutkunup gerginlikle gözlerimi sınıfta gezdirdim.

Bir şey söylemem gerekir miydi?

Elimi anlıma götürüp ateşim olup olmadığını kontrol ettim.

Dudaklarının kenarı hafifçe yukarı kıvrıldı. Gizlice eğleniyormuş gibi bir hali vardı. Başı hafifçe yana yattı.

Yüzüne vuran güneşin açısını hesaplayıp hesaplamadığını merak ettim. Hoş görünüyordu.

Özgüvensiz hissederek dudağımı yedim.

Ama ben bunu neden düşünüyordum?

Boğazımı temizledim.

''Rain.''dedi,cümleme kendince bir cevap bularak.

Evet,bunu geçen gece öğrenmiştim.

Bakışmamızı kesip bir ona bir pencereye baktım.

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now