XXVIII*

16.9K 1.2K 252
                                    


Aynı evde kalmamıza rağmen Rain'i iki gündür tesadüfen bile görmüyordum. Tabi ki onu aradığımdan değil...

O çok önemli ve yoğun işleriyle meşgul olduğuna inanmak istiyordum. Ama kendimi kandıramıyordum. Suçluluk ve istenmezlik duygusu sanki bir bulut gibi üstümde geziniyordu.

Midemin 'Ben açım!' feryatlarına rağmen bir şey yiyecek keyfim yoktu.

Sarsak adımlarla okul bahçesinde yürürken ayaklarımın beni nereye götürdüğünü yeni anlıyordum. Alışkanlık...

Hayır, buna cesaretim yoktu. Derek'in gözlerindeki duygusuzluğa kendimi alıştırabilmem için daha çok zamana ihtiyacım vardı.

Bir süre yurt binasının soğuk duvarlarına baktım ve zor da olsa arkamı döndüm.

Derek'I düşündüğümde bana hissettirdiği her şey her zaman olumluydu. Heyecan,özgüven,şefkat,güven...

Ama şimdi en çok da onun düşüncesi bana değersiz hissettiriyordu. Boğazımdaki hisle yutkundum.

O sırada okul kapısına gözüm ilişti.

Neil, Kurt, Ace ve Rain.

Üç ders kala okula gelmişlerdi. Bana doğru yaklaşırlarken auralarını yavaşça hissetmeye başlamıştım. Kesinlikle diğerlerinden farklıydılar.

Bakışlarımı Rain'den uzaklaştırmaya çalışıyordum. Ancak kalp atışlarıma yapacak bir şeyim yoktu.

Neil küçük bir gülümsemeyle yetinirken Ace etrafa delici bakışlar atmakla meşguldü. Aslında ne kadar içten bir kişi olduğunu dışarıdan bakan biri asla anlayamazdı. Kabukları o kadar kalındı ki hala ismi bile beni tuhaf bir şekilde germeye yetiyordu.

Kurt kolunu omzuma attı ve yanağımdan makas aldı. Bana en şirin sırıtışlarından birini gönderirken etraftaki kızlar tarafından senaryolaştırılan ölüm sahnelerimi tahmin etmeye çalışıyordum.

''Eve geç kalma.''dedi ve zilin çalmasıyla gözlerini devirip kolunu omzumdan çekti.

Bu hareketine sırıtmadan edemedim. Bu kadar güzel hissettirmesi normal miydi?

Sırıtmamın yüzümden silinmesi sadece minik bir bakış yüzündendi.

Sadece bir saniyelik.

Rain Kurt'le önümüzden geçmeden önce bir anlığına göz göze geldik.

Bir bakış nasıl bu kadar kötü hissettirebiliyordu? Benimle defalarca alay etmişti, eğlenmişti. Hatta küçümsemişti. Ancak hiçbiri bu kadar incitici değildi.

Bunun beynimin bana bir oyunu olmasını isterdim. Ama şuan pantolonunun dışındaki gömleği ve gevşek kravatıyla tamamen bir lise serserisine benzeyen Rain, benden nefret ediyordu.

Ağlama isteğimin daha da artmasıyla kendimi ona sinir olmaya zorladım. Hayır, onun beni etkilemesi imkansızdı. Öyle olması gerekirdi. Umrumda olmamalıydı. Buna hakkı yoktu. Benim hakkımda ne düşündüğü umrumda değildi!

Kimin yüzünden Derek ilea ran bozuldu,Lily? İyi düşün.

Bakışlarımı öğrencilerin arasına karışmış ve kızların bakışlarının üç ana hedefinden biri olan Rain'in sırtına diktim.

Lanet herif!

Sinirle onların bir üst kata çıkışını izledim.

Kurt'ün dönüp bana göz kırpmasıyla bir üst dönemdeki kızdan yediğim omuz dahi umrumda değildi. Aksine bana sinirlenmek için bir bahane verdiği için ona minnettardım. Belki de asıl yapmak istediği omuz atmak değildi.

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now