XI*

27K 1.6K 113
                                    




Elenour'un beni yemekhaneye sürüklemesine karşılık veremeyecek kadar sıkkındım.

Gözlerimi devirdim ve söylenmeye devam ettim.

Hayır. En yakın arkadaşım falan değildi. Benim öyle bir şeyim yoktu. Sadece diğerlerinden iyiydik. Ama bazen katlanılmaz oluyordu. Ona bağırmamak için kendimi zor tuttum.

O sırada tüylerimi ürperten bir hisse kapıldım.

Biri beni izliyordu.

Gözüme ilişen hareketlilikle sağıma döndüm. Ancak yakalayabildiğim tek şey bir ayakkabının topuğu oldu. Koridorda kayboldu.

Ben mi hayal görüyordum?

Tam kim olduğuna bakmak için gidiyordum ki Elenour bileğimden yakaladı. Gözlerini kocaman açmıştı ve her zamanki gibi heyecanla konuşmaya başladı. Tekrar dikkatimi ona verdim.

''Yeni nakilleri gördün mü? Birini gözüme kestirdim bile."

Yanaklarımı şişirdim ve tüm nefesimi verdim.Buraya kadar gelmişken en azından acı çeken midemi doyurabilirdim.

Yeni transferler beni hiç mi hiç ilgilendirmiyordu.

Daha büyük problemlerim ve haberlerim vardı. Ama paylaşacak değildim.

Elenour'un ellerinden onu kırmadan nasıl kurtulurum diye düşünürken gözlerim onları buldu.

Ne?!

Ben Ricky Martin'in gay olduğunu yeni duymuş gibi onlara bakarken Kurt bunu hissetmiş gibi bana döndü.

Dudakları kıvrılırken aralanmış ağzımı kapatma gereği duymadım.

Sinsi!

Elenour ''Gördün mü?''diye cırladı. ''Ağzın açık kaldı!''

Gözlerim istemsizce Rain'e kaydı. Bunun için kendime kızdım.

Nedense benim için bir gurur meselesine dönmüştü.

Dilimi ön dişlerimde gezdirdim.

Ya da saldıracak birini arıyordum.

Yüzünde her zamanki gibi sıkılmışlık ifadesi vardı. Beni tek fark eden Kurt'dü.

Masadaki tek iyi çocuğun Neil olduğunu düşündüm.

Ne yapacağıma karar veremeden yürümeye başladım.

''Benim revire gitmem gerek.''dedim ve cevap beklemeden hızla oradan çıktım.

Bu dayanılmazdı.

Kalbime böyle atmaması gerektiğini yüz binlerce kez söyledim. Üstelik onlar için. Onları görmek istemiyordum. Artık.

Yani belki Neil'a karşı kötü hissedebilirdim ama durum buydu.

Hayatımın en iğrenç anına tanık olmuşlardı. Üstelik buna hakları yoktu.

Dişlerim acıyınca sıktığımı fark ettim.

Artık her şeyi biliyordum. O günden sonra ne annemle ne de babamla bu konu hakkında konuştum. Ancak sonunda gururuma yenilip kapımın önünde nöbet tutan büyükbabamdan her şeyi dinledim.

Ve insan olmadığımı öğrendim.

Hala anormal ve tuhaftı.

Öfkeliydim.

Sıcak KanatlarΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα