XIII*

27.4K 1.5K 51
                                    

Vitrinlere bakarak gezerken hala neden Kayla'ya kulak astığımı bilmiyordum.

Tatil günümü bunun için harcamam bile saçmaydı. Ama zaten tüm günü evde kitap okuyarak ya da ona benzer sıradan şeyler yaparak geçirecektim.

Ama artık beynim bir şeylere odaklanamıyordu.

Ne zaman bir şey yapmaya kalksam düşüncelerimin toplandığı nokta hep aynıydı.

Belki de bir kursa yazılmalıydım. Bir dil ya da çello kursu.

Dudaklarımı birbirine bastırarak bir mağazanın önünde durdum.

Mavi elbise şirin şirin bana bakıyordu. Kayla'nın bahsettiği gibi seksi ya da kadınsı sayılmazdı. Benim gibi asla seksi olamayacaklar içindi. Olgunlukla çocukluk arasında kalmış gibiydi. Belki de almalıydım. Benim sınırlarımı fazla aşıyor sayılmazdı.

Bazıları kesinlikle sanşlı doğuyordu. Eğer uzun ve çekici bacaklarım olsaydı yandaki kısa bordo eteğin pazarlığını yapıyor olabilirdim.

Her neyse.

Elimdeki paketlerde zaten asla giymeyeceğim ama yine de gurur yapıp aldığım iç çamaşırları vardı.

Camda gözlerimin yansımasına baktım ve omuz silktim.

Kendime karar değiştirme fırsatı vermeden içeri girdim ve bedenimi bulup denemeden aldım. Bugün fazla savurgandım.

Ama bu iyi hissettiriyordu.

Mağazadan çıktığımda yüzümde salak bir gülücük vardı. Daha iki adım atmıştım ki iki mağazanın arasındaki dar sokaktan gürültülü bir ses geldi.

Çöp konteyneri ya da ona benzer bir şeyin devrildiğini düşündüm. Etrafıma bakındım. Kimse tepki vermemişti.

Sonra onu gördüm. Kız koşarak geldi ve duvara yaslandı. Sokağı görebilmek için başını uzatırken gergin olduğunu buradan bile anlayabiliyordum.

Duvarın köşesine yasladığı ellerinin boğumları beyazdı. Turuncu saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve bir anda yerinden fırladı.k

Huzursuzca yerimde kıpırdandım. Hayır. Bunu yapmamalıydım. İçimdeki ses çok mantıklıydı. Diğer insanlar gibi öylece çekip gitmeliydim.

Ya başı beladaysa?

Ya biri de benim başım beladayken boş verirse?

Nefesimi dışarı verip hızla kızın peşinden gittim. Ne kadar saçma bir şey yaptığımın elbette farkındaydım. Ama bu artık birilerinin işine burnumu sokmak yaşam stilim haline gelmişti.

Sonu benim için kötü bitse de...

Çöpler gerçekten yere saçılmıştı. Basmamak için üzerlerinden atladım.

Bir yanım bir yerlerden Rain ya da Kurt'ün fırlamasını bekliyordu. Ama bildiğim bir şey varsa o da onları önceden fark etmem gerektiğiydi.

Ve şehirde olan her tuhaf şeyi onlara mal edemezdim.

Bu farklı bir şeydi. Geri dönmem gerekirdi. Hemen. Ama bunu yapamıyordum. Merak bacaklarıma adrenalin pompalarken gözlerim deli gibi kızı arıyordu.

Bunun olduğum şeyle bir alakası olabilir miydi? Beni asıl kontrol eden içimdeki şey olabilir miydi?

Aldığım gereksiz şeyler için küfrettim. Kayla!

Paketleri sıkıca tutup bir şeyler duymaya çalışırken koşmaya devam ettim. Ama hiçbir şey yoktu. Kedi bile yoktu.

Nefes nefeseyken durdum. Kalp atışlarımın duymama izin vermesini bekledim.

Sıcak Kanatlarحيث تعيش القصص. اكتشف الآن