LIII

10.8K 514 105
                                    

Cern , beyni bunu reddetmesine rağmen titreyen göz kapaklarını araladı.

Ne kadar süredir baygındı?

Gözleri patlayan borudan sızan suya ilişti. Henüz ayağının ucundaydı.

Hayır,çok uzun bir süre geçmemişti.

Ancak durumunu gözden geçirmesi zonklayan başı yana düşene kadar sürdü.

Gördüğü kırık dökük kapının ve çatlayan duvar sıvalarının devamı kendi üstünde olmalıydı.

Ayrıca cızırtılar vardı.

Göğsünün üstünde yük varmış gibi ağır ağır inip kalkıyordu. Cern ise çekebildiği kadar nefesi hemen soluklanmak istiyordu.

Ama derin bir nefese her yeltendiğinde karşılığında acı çekiyordu.

"Cern! Cern!"

Kendi adını duyduğunda tekrar gözünü açmayı denedi.

Yanında dizlerinin üstüne inmiş kendisine dehşetle bakan Rain'i görünce halsizce elini kaldırıp loş otoparkı göstermekle yetindi.

Sol kolu büyük ihtimalle çıkmıştı. O ince,sinsi sızıyı tanırdı.
Katlanabilirdi.

Rain gösterdiği yere bakıp tereddütle tekrar kendisine döndü. Emin olamıyor gibiydi.

Onu orada bırakmalı mıydı?

(°°)

Uzanıp üstündeki kapı kirişini yana itti. Sanki kırılabilecek olan şey kapı değil de Cernmiş gibi.

Cern ise acıdan sıklaşan kesik nefeslerinin arasından "Lily."diyebildi sadece.

Bunun üzerine kararını veren Rain yerinden fırladı ve içeri girdi.

Tek başına kalmıştı. Yine.

Gözünün önüne düşen buklesi iğrenç kokuyordu.

Başını eğip kaldırdığı koluna baktı.

Boş gözlerle bakmaya devam ederken gözleri oradan üzerine kaydı.
Sonra bacaklarına..

Yutkunup dudaklarını yaladığında diline yayılan kan tadı beyninin içinde tehlike çanları çınlattı.

Bildiği birkaç küfrü mırıldandı.

Neresi kanıyordu?

Sırtının acısı vücudunu yoklamasını engelliyordu.

Tek bacağını yavaşça kendine çekti.

Aklına alakasız şeyler doluşmaya ve başı dönmeye başladığında kafasını iki yana salladı.

Bu kulaklarının çınlamasına neden olduğunda gözlerini kapatıp yüzünü buruşturdu.

Ardından duyduğu seslerle aniden gözlerini açtı.

Ve bugün verdiği kararların kendisine sadece zarar verdiği dersini hala alamadı.

Çünkü kapıya koşan çocuğun peşine takılmak o sırada onun üstüne vazife değildi.
Kendine düşeni yapmaya çalışmıştı zaten.

Ancak koşarak patlayan kapının kalıntılarının üstünden atlarken bunları düşünmüyor gibiydi.

Doğrulduğunda eklem yerlerinden çıkan çıtırtıyı duyduğuna emindi.

Tabanları tok bir sesle yere çarptı.

Ne kadar kendini tutmaya çalışsa da canı yanıyordu ve ağzından çıkan haykırışı tutamadı.

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now