YANLIŞ NUMARA |JJK| • |SNE|

BÖLÜM 14

Sabah uyandığımda yatağımda olduğumu ve saçımın güzel bir şekilde örülmüş olduğunu gördüm.

Demek ki gece Jungkook saçımı tararken uyuyakalmışım ve o da saçımı örmüş. Ama nasıl bu kadar güzel tarayıp örebilmişti ki? O bir erkekti, garip gelmişti.

Jungkook'un yatağına baktığımda hala uyuduğunu gördüm. Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Elimi yüzümü yıkadım ve banyodan çıkıp aşağıya indim.

Aşağıya indiğimde kızların kalkıp kahvaltı işine giriştiklerini gördüm.

"Günaydın." dediğimde hepsi bana doğru baktılar.

"Günaydın." Hepsi gülümseyip söylediklerinde, bende gülüp yanlarına gittim.

"Yardım edilecek bir şey var mı? Bende bir şey yapayım."

Chorong unni dönüp bana baktı. Ve konuştu " Burada edilecek bir şey yok, ama herkes uyuyor onları uyandırabilirsin."

"Peki." diyip ilk giriş kattaki odalarda yatanlardan uyandırmaya başladım. İlk odada Jihyung ve Sarang yatıyorlar. Ne kadar girmek istemesem de kapıyı açıp içeriye girdim. İçeri girmemle iğrenç bir koku doldu burnuma. Oda darmadağınık, bavullar ve kıyafetler yerde, yatağın üstünde olması gereken yorgan ve yastıklar yerlerdeydi. Kendileri ise ayı gibi yatıyorlardı.

Burnumu parmaklarıma kapatarak, ilk başta kapalı olan perdeleri açtım. Sonra da camı açtım. Yüzlerine vuran güneş ışığıyla ikisi de kıpırdanıp, homurdanmaya başladılar.

"Ne oluyor ya?" Sarang'ın söylediği şeye göz devirip burnumu kapattığım için boğuk çıkan sesimle konuştum. "Kalkın hadi. Ve şu odayı bir toparlayın, leş gibi kokuyor ve darmadağınık."

"Yaw! Kes! Çık odadan." Jihyung'un söyledikleriyle tekrar göz devirdim. "Ayy size ve şu iğrenç odanıza bayılıyordum zaten. Bu evin bir kuralları var ve sizde o kurallara uymak zorundasınız. Kalkın ve bir işe yarayın." dedim ve ikisi de yatakta oturur hale geldiler.

"Tamam tamam. Anladık hadi çık." Diyen Sarang'a da göz devirip odadan çıktım. Sonra yan odada yatan Eunah ve Seohyung'un odasına girdim. Onların odası, diğerleri gibi değildi. Temiz ve düzenliydi, kötü de kokmuyordu.

Çekili olan perdeleri açıp kızlara döndüm. Onlarda güneş ışığında uyanmışlardı. "Günaydın, hadi kalkın." Dedim ve onlarda bana "Günaydın." Diyip kalktılar. Bende odadan çıkıp diğer odaya girdim. Bu odada JooSoo ve Rap Monster oppa kalıyordu. Odaya girdim. Bu oda da temizdi. Perdeleri çekip yatanlara baktım. Uyanmamıştılar. Gidip ilk JooSoo'yu kaldırdım. Bana boş boş bakıp kalkıp banyoya girdi. Dönüp bu sefer de Rap Monster oppayı kaldırdım. "Oppa uyan." Dedim gözlerini aralayıp bana baktı. "Tamam Naeun." Diyip ayağa kalktı.

"Heberin olsun JooSoo banyoda. Kapıyı da kilitlemedi yani yanlışlıkla girme." Diye uyardım.

"Oh! Peki girmem merak etme." Dedi. Bende odadan çıkıp bir üst kata çıktım. Orada da Namjoo ile Suga oppa yatıyorlar. İçeriye girdim ve Suga oppayı uyandırmaya çalıştım. Namjoo zaten çoktan kalkmış, yatağını kaldırmış, perdeleri de çekmişti. Bana da Suga oppayı kaldırmak kalıyordu ve en zor iş buydu.

Suga oppayı dürtmeye başladım. Hiçbir tepki yoktu. Bende hem dürtüp, hemde seslenmeye başladım. "Oppa! Suga oppa! Ya! Oppa uyansana. Hadi kal. Ya! Oppa! Hadi kalk!" Bu kelimeleri tekar edip durdum. Ama hiç istifini bile bozmadı. Son kez tekrar aynı kelimeleri söyleyerek dürttüm. Bu sefer kalkmıştı. Ama aslında pekte öyle olmamıştı. Bana bağırmaya başlamıştı.

"YA!NAEUN DEFOL YA! ZATEN YARIN OKUL BAŞLIYOR ERKEN KALKMAYA BAŞLAYACAĞIZ VE BEN BARİ SON GÜN İSTEDİĞİM KADAR UYUYAYIM! RAHAT BIRAK BENİ!" Diye saymaya başladı. Bende korkup geri çekildim.

"Peki sen uyu. Ama yemek yemeyecek misin?"

"Uyandığımda atıştırırım." Dedi ve tekar geri yattı.

"Peki iyi geceler sana, yada iyi sabahlar mı demeliyim? Neyse işte ondan."

"Peki peki, git artık."

"Tamam gittim." Diyip odadan çıktım. Yan odaya geçtim orada da Hayoung ile Jin oppa yatıyordu. İçeri girdiğimde Jin oppanın da uyandığını ve yatağını topladığını gördüm.

"Günaydın oppa." Dedim.

"Oh! Günaydın Naeun'ım. Beni uyandırmaya mı geldin?" Dedi. Bende kafamı onaylar şekilde salladım. O da gülüp kolunu omuzuma attı ve birlikte odadan çıktık. O aşağıya inerken ben durdum. "Ne oldu? Niye durdun?" Dedi.

"Oppa benim işim daha bitmedi. Sen in aşağıya diğerlerini de uyandırıp geliyorum." Dedim bende. O da kafasını olumlu anlamda salladı, daha sonra gülerek başımı okşayıp aşağıya indi. Bende yan odaya girdim. Orada da Eunji unni ve J-Hope oppa yatıyordu.

Odaya girdim. Eunji unni odayı düzenlemiş zaten. Bende J-Hope oppayı uyandırdım. Son kata çıktım ve ilk Bomi unni ile V oppanın odasına girdim. V oppayı dürtmeye başladım. Gözlerini aralayıp bana baktı. "Efendim Naeun?" Dedi.

"Uyan oppa. Birazdan yemek yiyeceğiz." Dedim. "Tamam canım." Diyip kalktı. Bende gülüp odadan çıktım. Yandaki odada bizim odaydı. Yatağımı toplamadığım aklıma gelince hemen odaya girdim. Jungkook hala uyuyordu. Jungkook uyandırmadan önce yatağımı topladım,sonra da perdeyi çektim. Perdeyi çekmemle Jungkook kıpırdanmaya başladı.

Biraz kıpırdandıktan sonra yavaş yavaş gözlerini aralayıp bana baktı. "Günaydın." dedim. O da diklenip, gözlerini ovuşturduktan sonra, yataktan kalkıp gülümseyerek yanıma doğru geldi ve başımı okşayıp banyoya girdi.

Bu çocuk neden birden bire bana iyi davranmaya başlamıştı ki? Anlam veremiyorum. Umursamayıp onun da yatağını topladım. Daha sonra da odadan çıkıp son oda olan Chorong unni ve Jimin oppanın kaldığı odaya gittim. Odaya girdiğimde yatakların toplu olduğunu ve odada kimsenin olmadığını gördüm. Aşağıya indiğini düşünüp bende aşağıya indim.

Kızlar yemekleri hazırlamış,sofrayı kuruyordular. Bende sofrayı kurmalarına yardım ettim. Herkesi masaya çağırdık. Herkes yerlerini almış bende son şeyleri koymuş oturuyordum ki zilin çalmasıyla oturamadım. Gidip kapıyı açtım ve karşımda bizim yaşlarımızda bir kız ile bir çocuk vardı,birde yanlarında menejerimiz.

Şaşkınlık içinde onların içeri girebilmeleri için yer verdim. Onlar içeri bavullarla girince herkes onlara baktı. Herkes neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. O sırada çocuk ile kız eğilip selam verdiler.

"Merhaba arkadaşlar. Biz okuyacağınız okulda ki grubuz. Buraya size okul hakkında bilgi vermek ve buraya alıştırmak için geldik. Bize iyi bakın. Ben SoonHe." Dedi kız olan. Çocukta selam verip "Bende EunHe. Biz kardeşiz ve annemiz Koreli. Babamız ise Amerikalı, bizde melez oluyoruz. Bu yüzden Koreceyi konuşabiliyoruz." Dedi çocukta. Biz ise onlara hala şaşkın şaşkın bakıyorduk.

Neden böyle bir şey yapma gereği duyuluyordu ki. Özellikle daha onları tanımadan, onlarla iç içe olacaktık. Bizden onlara güvenmemizi beklemeleri çok yanlış. Benim içime pek sinmedi bu iş ama hadi hayırlısı.