BÖLÜM 29

328 35 5
                                    

"Gözünüz aydın hanımefendi."
"Efendim?" Dedi Chorong unni şaşkın bir şekilde. Ultrasyonda gözüken küçük fasulye tanesine benzeyen yeri gösterip konuştu. "Bakın şu küçük fasulye tanesine benzeyen yapıyı görüyor musunuz?" Jimin oppa ve bende gösterdiği yere baktık.

"Evet!" Dedi Chorong unni.
"O işte bir umut, sizin umudunuz. Yani bebeğiniz hanımefendi iki günlük hamilesiniz."

Üçümüz aynı anda "Ne?" Diye bağırdık. Hemşire de gülerek cevap verdi. "Hamilesiniz hanımefendi."

"Kalkabilir miyim?" Diye sordu Chorong unni. Hemşire de onayladı ve kalkıp odadan çıktı. Bizde Jimin oppa ile peşinden çıktık.

Herkes biz dışarı çıkınca bize baktı.
"Ne oldu? Neyi varmış?" Diye sorular sordular. Bende "Chorong unni hamile." Dedim. Herkes sevinç çığlıkları atmaya başladılar. Ama Chorong unninin sesiyle hepimizin morali düşmüştü.

"Bu bebek doğmayacak." Jimin oppa ise koridorda sinirle yürüyerek çıktı. Biz ise şok içinde kalmıştık, Chorong unni ise ağlamaya başladı. Kızlar başına toplandı. Bende yanına gidip sinirle sordum.

"Bu da ne demek oluyor unni?"
"Bu çocuğu doğuramam Naeun. Yapamam!"
"Neden ama?"
"Çünkü... Çünkü.... Uff öyle işte."
"Unni söyle şunu. Neler oluyor?"
"İstemiyorum bu bebeği Naeun. İs *hıck* is *hıck* istemiyorum Naeun."
"Neden unni? Neden? Ne oluyor ya? Çıldıracağım! Doğru dürüst anlat şunu."
"Eve gidince anlatsam."

"Peki. Hepiniz eve gidin ben burada kalırım. Gidin duş alın giysilerinizi değiştirin. Düzelin azıcık. Siz gelince de ben giderim." Dedi Jimin oppa. Herkes o konuşunca ona döndü. Kafa salladık ve yola çıktık.

Hepimiz odalarımıza geçip odalarımızdaki banyoda duş aldık,üstümüzü değiştirip kendimize çeki düzen verdik.

Aşağıya indiğimde Chorong unniyi gördüm banyodan çıkmış salondaki koltukta oturuyordu. Birkaç iç çekiş geliyordu. Hızlıca yanına gittim.

Koltuğa oturunca kafasını çevirip bana baktı ve gözleri dolup ağlamaya başladı. Hemen sarıldım.

"Unni neler oluyor? Ağlama ve anlat lütfen." Dediğimde geri çekilip göz yaşlarını sildi.

"Sen uyuduğun zaman seni sandalyelere yatırdık. Daha sonra sandalyelerin önüne de Jimin uzandı ve orada uyuyakaldı. Bende onun ayaklarına uzandım. Birden telefonuna mesaj geldi. Belki önemlidir diye dürttüm ama uyanmadı. Bende cebinden telefonu alıp baktım." İç çekti ve devam etti.

"Bilinmeyen bir numaradandı mesaj açtım. Bir fotoğraf göndermişti. Fotoğrafa tıkladım ama keşke... keşke tıklamasaydım o fotoğrafa Naeun, keşke." Dediğinde ne olduğunu çok merak ettim.

"Niye unni? Ne vardı fotoğrafta?"

"Jimin ile bir kız yataktaydılar,Jimin'in üstü çıplaktı. Kızın da büyük ihtimalle öyleydi ama kız çarşaf ile kapatmıştı. Ben o fotoğraftan sonra öldüm Naeun, öldüm anlıyor musun?" Ağlamaya başladı. Ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Sarıldım.

"Ağlama unni. Eminim ki bir açıklaması vardır." Dedim güven vermek adına.

"Tek o değil Naeun. Bu numara daha önce de mesaj atmış. Diğer mesajları da okudum. Her seferinde başka fotoğraflar atıyor bu numara. Jimin ise 'bunlar ne?','bunları nereden buldun?','sen kimsin?' falan filan yazıyor. Naeun Jimin beni aldatmış ve ben bu çocuğu doğuramam. Hem zaten evli bile değiliz." Dedi.

Böyle birşey aklımın ucundan bile geçmezdi. Herşey üstüme üstüme geliyordu sanki. Jungkook bir yandan,bu olay bir yandan. Ne yapmam gerektiğini, nasıl başa çıkacağımı hiç bilmiyorum. Kafayı yemek üzereyim. Jimin oppanın böyle birşey yapacağını hiç düşünmüyorum. Ama fotoğraflar nasıl oluyor o zaman. Beynim eror verdi yaa ufff!

"Unni. Bu bebek doğacak. Gerekirse Jimin oppa ile ayrıl ama bu bebeğin canına kıyma. Onun suçu ne hâ? Niye ona zara veriyorsun. Doğmasına izin ver hep birlikte bakarız ona. Lütfen bırak doğsun." Dedim ağlamaklı bir sesle.

"Peki doğuracağım." Dediğinde sevinçle çığlık atıp boynuna sarıldım. "Sağol unni. Jimin oppa ile konuşacağım uygun bir zamanda tamam mı?" Kafasını sallayıp "Tamam." Dedi.

Herkes işini halledince kızlardan Namjoo ile Hayoung evi temizlemek için evde kaldılar. Biz ise hastaneye geri döndük.

Jungkook'un odasının önüne geldiğimizde Jimin oppayı gördüm. Sandalyede oturmuş,kollarını dizlerinin üstüne koymuş, kafasını da kollarının arasına sokmuş bir şekilde duruyordu. Ama garip olan sanki yere damlalar düşüyordu. Yada buradan öyle gözüküyor. Yavaş yavaş yanına yaklaştım. İç çekişler gelmeye başlamıştı ve o zaman ağladığını anladım.

Yanına geçip omuzuna dokundum. Hemen kafasını kaldırıp bana baktı. Hafif tebessüm ettim ve omuzuna vurdum. "Oppa gel hadi birazcık seninle konuşmalım." Diyip kafam ile çıkışı gösterdim. O da gösterdiğim yönden Chorong unniye baktı. Chorong unni ile uzun süre bakıştılar sonra ise ayağa kalkıp yürümeye başladı. Bende arkasından yürümeye başladım.

Chorong unninin yanından geçerken ona gülümsedim ve güven veren bir şekilde kafa salladım. O da gülümseyip kafa salladı.

Dışarıya çıkıp bir banka oturduk. "Olay ne?" Dedi Jimin oppa. Bende ona döndüm. "Oppa bana telefonunu verir misin?"

"Ne!? Telefonum ne alaka?" Dedi. Bende tebessüm ettim. "Ver işte." Kafasını sallayıp cebindeki telefonu çıkartıp bana uzattı. Elimdeki telefonu korkarak açtım. Mesajlar kısmına girip en son atılan mesaja girdim.

Fotoğrafa baktığımda gerçekten de Jimin oppa nın olduğunu anladım. Telefonun Jimin oppaya döndürdüm. "Bu ne oppa?" Dedim sakince. Jimin oppa ise telefonu elimden alıp fotoğrafa baktı. "Bu ve diğerleri ne manaya geliyor? Ne iş o fotoğraflar? Neler dönüyor?" Diye sorular sormaya başladım. Jimin oppa ise gözlerini büyütmüş sadece telefondaki fotoğrafa bakıyordu.

"CEVAP VER BANA!" Diye bağırdım. "Bilmiyorum Naeun. BİLMİYORUM TAMAM MI? BİLMİYORUM. Birisi benimle oyun oynuyor aylardır bana böyle fotoğraflar atıyor. Ama ben hiçbir zaman böyle birşey yapmadım. Yemin ederim ki böyle birşey kesinlikle olmadı Naeun. Lütfen inan bana." Dediğinde sakinleştim.

"Ben inansam ne değişecek. Chorong unninin durumu çok kötü." Dedim. "Cidden ben değilim ama bu Naeun. Cidden ben değilim. Lütfen inan bana. Ben yapmadım böyle birşey." Ağlamaya başlamıştı. Devam etti. "Ben Chorong'u çok seviyorum Naeun onu deliler gibi seviyorum. Böyle birşeyi ben nasıl yaparım? Beni tanımıyor musun?" Dedi.

"Tanıyorum oppa ama bu fotoğraflar çok gerçekçi. Nasıl böyle bir şey yapabilirler gerçek gibi." Dedim kafasını eğip ağlamaya devam etti. "Bilmiyorum Naeun bilmiyorum. Ama emin olduğum şey varsa o da böyle birşey yapmadığım." Dediğinde üstüne daha fazla gitmek istemedim. "Peki oppa. Hadi sende eve git Namjoo ile Hayoung evde . Banyo yap yemek ye gelirsin. Hadi." Dedim kafasını sallayıp ayağa kalkıp gitti. Bende hastaneye geri gittim.

Jungkook'un odasının olduğu koridora gelince bir kalabalık gördüm ve arasına girdim. Chorong unni bayılmıştı. Bugün daha kaç tane kötü şey yaşayacaktık. Cidden anlamıyorum. Yoruldum ve gücümü kaybediyorum.

Artık ayakta duracak gücü kendimde bulamıyorum. Lütfen artık herşey geçsin. Mutlu halimize dönelim. Lütfen!

YANLIŞ NUMARA |JJK| • |SNE|Where stories live. Discover now