BÖLÜM 34

302 30 7
                                    

Naeun'ın ağzından

Baş ağrısı ile gözlerimi açtım yavaş yavaş. Başım çok ağrıyordu. Gözlerimi tamamen açınca, bulunduğum duruma baktım. Kap karanlık,tozlu,iğrenç bir depodaydım. Yerde ellerim ayaklarım bağlı bir şekilde yatıyordum. Nefes almak istedim ama bugazıma birşey kaçtı ve öksürmeye başladım. Bir türlü geçmek bilmedi. Buğazım yanmaya başlamıştı.

Öksürük sesimi birisi duymuş olacak ki, içeri girdi. Yavaşça yanıma yaklaşıp su koydu. "İçirmemi ister misin? Yoksa sen mi içmek istersin?" Dedi. Sesi çok tanıdık geliyordu ama çıkartmıyordum.

"Ellerimi çözersen kendim içebilirim. Ellerim var." Diyince kahkaha attı. Ben ise 'deli mi bu?'diye bakınıyordum. Karanlık yüzünden yüzünü göremiyordum. "Aynı Naeun'sın. Hiç değişmemişsin. Beni tanıdın mı Naeun? Gerçi Jungkook'la çok mutlusundur. Acaba Jungkook şuan ne yapıyordur? Seni mi arıyordur? Bence öyle." Diyip gülmeye başladı.

"EunHe sen misin?" Dedim. Ses çıkmadı ve ardından deponun ışıkları yandı. Işık gözlerimi alınca kapattım,daha sonra açınca tahminimin doğru olduğunu anladım. Ama yüzü çok kötü bir haldeydi.

"Evet. Benim Naeun. Nasıl? Yakışıklı mıyım?" Diyip salak salak gülmeye başladı. Ben ise şok olmuş bir şekilde suratına bakıyordum. Ona ne olmuştu? Kim bu hâle getirmişti? İçim  gitmişti. Yüzü yanık ve baloncuk oluşmuştu. Bazıları da patlamıştı. Çok kötüydü.

"S-sen iyi misin?" Dedim korkuyla. "Sence iyi miyim?" Dedi. Gözünden bir yaş düştü. Bende ağlayacaktım neredeyse. Birisi ağlayınca ben hayatta dayanamazdım. Direk bende ağlardım.

"Sana bunu kim yaptı?" Dedim gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. "Bana bunu kim mi yaptı?" Diyip gülmeye başladı. "Evet. Sana bunu kim yaptı EunHe?" Dedim. Ciddileşip yanıma geldi ve beni depo da ki bir koltuğa oturtup o da yanıma oturdu.

"Naeun. Biliyorsun sana daha önce de söyledim. Seni seviyorum. Hemde herşeyden ve herkesten daha çok. Bunun üzerine Suga,Jimin,Jungkook başta olmak üzere herkes bana karşı olmaya başladı. Sen gittikten sonra bende dayanamadım. Senin yokluğun ölüm gibi geldi. Kardeşimi alıp çıkıp gittik o evden. Tabi durmadım. Canımı yakan herkes yaptıklarının cezasını çekecekti ve bende onlara ceza verdim. Jungkook o yüzden seninle sevgili olduğunu kimseye söyleyemiyor. Çünkü güzel bir sırları var elimde. İkisi de öğrenilmesinden korkuyorlar. Jungkook ama seni herşeyden daha çok sevdiği için sır onun için önemli ama sen kadar olmadığı için,seni korumak için herşeyi yapıyor. Ama şuan elimdesin. Ama korkma bende seni herşeyden çok seviyorum bu yüzden sana zarar vermem. Ama sevgilin için aynısını söyleyemeyeceğim. Onu öldürmek istiyorum,ki öldüreceğim de zaten. Yüzümü de Jungkook ile kavga ederken onun beni itmesi ile aygazın üstünde kaynayan suyun üstüne düştüm ve yüzüm o suyun içine girdi. Halim böyle işte." Diye uzunca konuştu. Ben ise dikkatli bir şekilde şokla onu dinliyordum.

Jungkook'un sırrı mı var? Ve bu sır neydi?

"EunHe. Ben Jungkook'un adına senden özür dilerim. Ama lütfen Jungkook'a zarar verme. Eğer ona birşey olursa ben ölürüm. Eğer beni seviyorsan lütfen aramızdan çekil ve bize zarar verme. Lütfen. Ben cidden özür dilerim. Beni sevdiğin için de teşekkür ederim. Ama lütfen rahat bırak bizi. Lütfen." Sonlara doğru sesim kısıldı, kafamı eğip ağlamaya başladım.

Eğik olan kafamı kaldırdı ben ise gözlerimi sımsıkı yumdum. Yüzüne bakamazdım. Göz yaşlarımı sildi parmaklarıyla bende öylece durup yeni göz yaşları akıttım.

Bir süre sonra dudaklarımda bir baskı hissettim. Gözlerimi anında açtım. EunHe beni öpüyordu. Geri çekilecektim ama izin vermedi. Sımsıkı tuttu beni. İstemediğimi belli ediyordum. Kafamı geriye atmaya çalıştıkça daha da çok sıkıyordu ve canım yanıyordu.

Güçlükle iki ayağımı da kaldırıp erkekliğine bir tane geçirdim. Acıyla dudaklarımı bıraktı ve beni itip yere düşmemi sağladı. Çok hızlı ittiği için canım acıdı ve yerdeki kırık cam parçaları yüzümün her yerine battı,bazıları da çizdi. Dudağımda acıyordu. Kesin patlamıştı. Acıyla çığlık attım.

EunHe'nin acısı geçince kalkıp sinirle yanıma geldi. Korkuyla geri geri gitmeye başladım. Üzerime gelip yakalarımdan tuttu.

"Seni seviyorum. Birşey yapamam diyorum ama sakın sınırlarını zorlama aklına gelemeyecek şeyler yaparım sana." Diyince gülmeye başladım. Delirmeye başlıyordum. "Beni bırak lütfen. Jungkook'u özledim. Lütfen ya lütfen. Aahh! Canım acıyor. Bari ellerimle ayaklarımı çöz. Lütfen ya lütfen." Dedim ağlayarak. "Jungkook'u bu kadar çok neden seviyorsun? Onda olup bende olmayan ne var? Onun neyini bu kadar çok seviyorsun?" Dedi. Ben ise ağlayarak tüm sorularını cevapladım. "Jungkook'u senelerdir seviyorum bunu sana anlatacak ve sığdıracak cümleler bulamam. Onda olup sende olmayan tek şey onun beni benimde onu herşeyden çok sevmem. Onun herşeyini çok seviyorum. Onun her zerresine deli gibi aşığım ben." Dedim ağlayarak tekrar.

Canımın acısı ile bağırdım. "Ahhh!"

"Naeun iyi misin?" Dedi hemen yanıma gelip omuzlarımı tuttu. "Camlar canımı yakıyor. Lütfen birşey yap. Canım acıyor." Dedim. Hemen yanımdan kalkıp koşarak depodan çıktı. Ben ise ağlamaya devam ettim. Dizlerimi kendime çektim. Yavaş yavaş uykuya daldım.

Jungkook'un ağzından

Herkesle tek tek konuşup tüm olayları anlattım ve her yerde hep birlikte Naeun'ı aramaya başladık. Gidebileceği her yere baktık. Ama yoktu. Kaçırıldığını düşünüyorum ama hiçbir ipucu yok. Sahile gidip her zamanki banka oturdum. Ağlamaya başladım.

Biz bunu hak etmedik. Normal bir aşk yaşayamaz mıyız? Birbirimizi deli gibi seviyoruz ama doyasıya öpüp,koklayamadan bir şeyler oluyor. Ben sevdiğim kıza doyasıya sarılamadan elimden kayıp gidiyor. Naeun şuan ne yapıyor? Durumu nasıl? Hiçbir fikrim yok. Çok korkuyorum ve çok özledim. Ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim dâhi yok. Canım yanıyor.

Baya bir orada oturup ağladım. Daha sonra yanıma o günkü kız geldi. Ellerimi tuttu ve güzelce bana baktı.

"Abi ne oldu? Niye ağlıyorsun?" Dedi sevimli bir şekilde. Bende hafif acı bir şekilde tebessüm ettim. "Sevdiğim kız kayıp ve onu bulamıyorum canım acıyor bende ağlayarak rahatlatmaya çalışıyorum. Ama olmuyor." Dedim.

"Abi Naeun unni eminim ki geri gelecektir." Diyen kızı kucağıma alıp sarıldım. Ağlamaya devam ettim,bir müddet sonra ise kız da kucağımda ağlamaya başladı. Ayrılıp kıza baktım.

"Neden ağlıyorsun bakim?" Diyince bu sefer hıçkırarak ağlamaya başladı. "B-ben özür dilerim." Diyince kaşlarımı çattım. "Ne için özür diliyorsun sen?"

"Jungkook abi. EunHe benim abim. Naeun unniyi o kaçırdı. Bir depoya getirecekti. Orada ona bakacak ama size karşı kötü davrandığını söyleyip sizi kullanacak ve sizi kötü şeyler yaptırarak kötü hâle getirecekmiş. Lütfen dikkatli ol. Ayrıca sırrınızı da öğrendim,Jimin abi ile olan o sırrı. Bence Naeun unni sizi affeder birde Chorong unni. Birazcık ilk başta atar yersiniz ama affederler. Bence abim onlara demeden siz diyin. Başkasından duyarlarsa daha kötü olabilir. Benden bu kadar. Herşeyi söyledim ve rahatladım." Diyince. Şok geçirdim.

"Naeun'ı nereye götürdüğünü biliyor musun?" Dedim aceleyle. "Naeun unniyi Busan'da ormanlık alandaki bir depoya götüreceğini söyledi." Dedi. "Sen bunları nereden öğrendin?" Dedim. "Abimle birisi telefonda konuşurken duydum. Seni öldürmek istiyor. Lütfen dikkatli ol." Diyince ona sıkıca sarılıp öptüm.

"Herşey için teşekkür ederim güzelim. Naeun unnini bulup döneceğiz tamam mı?" Dedim gülümseyip kafa salladı bende gülüp hemen koşarak Jimin hyungu arayıp herşeyi anlattım. Bir yerde buluşup hemen diye Naeun'ı aramaya çıktık.

Aşkım geliyorum. Bekle beni kurtaracağım seni ondan. Dayan lütfen. Kimsenin bir daha aramıza girmesine asla izin vermeyeceğim. Bir daha asla.

YANLIŞ NUMARA |JJK| • |SNE|Where stories live. Discover now