BÖLÜM 19

429 38 10
                                    

Sabah uyandığımda Jungkook yanımda değildi. Yatağına baktığımda toplu bir şekilde durduğunu gördüm. Bende ayağa kalktım. Tam odadan çıkacakken banyonun kapısı açıldı ve Jungkook kafasında havlu ile dışarı çıktı. Üstü giyinikti,havlu ile saçını kuruladığı için hâlâ beni fark etmemişti. Bende bunu fırsat bilerek onu güzelce izliyordum. Daha sonra da atarıma tabiki de devam edecektim o kadar kolay affedemem. Eğer hemen affedersem, gelecekte yaptığı hataları 'nasıl olsa affediyor hemen, birşey olmaz.' gibisinden şeyler diyerek yapmaya devam edebilir ve bu da hiç iyi olmaz.

"Oh! Naeun uyandın mı?" Dediğinde soğuk bir şekilde banyoya doğru yürüdüm. "Evet." Dediğimde tip tip bana baktı. Tam yanından geçip banyoya girecekken kolumdan tutup durdurdu beni. Dönüp ona baktım ama o havluyu omuzuna asmış bana değil önüne bakıyordu. "Hâlâ o konu için mi böylesin?" Dedi. Sesinde kırılmışlık vardı. "Evet. Çünkü sen bunu hak ediyorsun." Dedim ve elimi çekmeye çalıştım. Ama bırakmadı sinirli bir şekilde dönüp bana baktı.

"Ben bunu mu hak ediyorum? O zaman ağzımdan o çıktı. Ben bu şekilde bizi öğrenmelerini istemediğim için ve bir anda şaşırdığım için ağzımdan kaçırdım. Tamam mı? Zaten daha sonra herkese söyledim. Gerisi sana kalmış. Ben açıklamamı yaptım." Dediğinde sinirle elimi çektim. "Bana kalmış öyle mi? Peki o zaman benden uzak dur! Anladın mı beni? BENDEN UZAK DUR!" Sonlara doğru sesim yükselmişti. Jungkook'un sinirlendiğini hem gözlerinden,hem yumruk yapıp sıktığı,ellerinden,hem sıktığı dişlerinden,hemde kasılıp orataya çıkan damarlarından gayet te iyi anlaşılıyordu.

"TAMAM! SENDEN UZAK DURACAĞIM! AMA BİRŞEY OLDUĞUNDA SAKIN YANIMA GELME!" Dediği şeyle üzülsem de belli etmedim. "GELMEM ZATEN,SANA KALMADIM!" Diyip banyoya girip kapıyı da arkasından kapatıp kilitledim.

Kapının arkasına yaslandım ve ağlamaya başladım. Onu gerçekten çok fazla seviyorum ama dediği şeyle sinirlerim tepeme çıktı. Kapının arkasında çömelip biraz ağladıktan sonra zamanın geçtiğini fark ettim ve hemen küçük bir duş aldım. Daha sonra da dişlerimi fırçaladım. Çıkıp okul kıyafetlerimi giyinip, saçımı ve makyajımı yaptım. Çantamı hazırlayıp ayakkabılarımı da giyinip aşağıya indim. Herkes aşağıdaydı. Küçük küçük birşeyler hazırlamış yiyordular.

"Naeun canım gel sende birşeyler ye." Diyen Chorong unniye olumsuz anlamada başımı salladım. "Hayır unni ben aç değilim siz yiyin ben okulda acıkırsam birşeyler yerim." Diyip kapıya doğru gittim. "Çıkıyor musun? Ama daha erken." Dedi Bomi unni dönüp tebessüm ederek cevap verdim. "Evet gidiyorum unni. Birazcık hava almak istiyorum. Deniz kenarına gidip hava aldıktan sonra okula geçeceğim. Okulda görüşürüz." Diyip adım attım ama Eunji unninin sesiyle durdum. "Dikkatli ol. İstersen bende geleyim yemeğimi bitirdim." Dediğinde "Gerek yok unni. Biraz tek kalıp kafamı dinlemek istiyorum. Dikkatli olurum merak etmeyin. Görüşürüz." Dedim kafalarını salladılar hepsi.

Bir ara Jungkook'a gözüm gitti ama bana bakmıyordu, yemeğiyle ilgileniyordu. Bende dönüp evden çıktım.

Deniz kenarına geldiğimde tam denizin olduğu yerdeki banka oturdum. Denizin dalgaları ayağıma geliyordu. Ama ayakkabım su geçirmediği için sorun etmedim. Rüzgar saçlarımı okşarcasına  dağıtıyordu. Rüzgar sadece beni teselli etmeye çalışıyordu sanırım. Tam kalkacağım zaman yanıma birinin oturmasıyla kalakaldım. Yanıma bakınca onun Taehyung oppa olduğunu gördüm. Hafif tebessüm ettim.

"Nasılsın güzelim?" Dediğinde. Yalandan bir gülümseme koydum yüzüme. "Bunu bende bilmiyorum oppa. Peki ya sen nasılsın?" Dediğimde düşünür gibi yapıp bana döndü. "Bunu bende bilmiyorum güzelim." Beni taklit ediyordu. Hafif gülümseyip önüme dönüp denizi izlemeye devam ettim. O da önüne dönüp benim gibi denizi izledi. "Sanırım Jungkook'un dediğine takıldın? Doğru muyum?" Dediğinde duraksadım.

"Aslında hayır oppa. İlk başta evet oydu. Ama sonradan bana bugün dedikleri yüzünden." Dedim.

"Anlıyorum. Jungkook az çok anlattı o yüzden sormuyorum. Peki ya ayrıldınız mı?" Dediğinde bunu benimde bilmediğim aklıma geldi. Acaba biz hâlâ sevgili miydik yoksa ayrıldık mı?

"Bunu bende bilmiyorum oppa ama sanırım ayrıldık." Dedim. Bana döndü ve ellerimi tuttu. "Ayrılmadınız Naeun. Sen hâlâ Jungkook'un sevgilisisin tamam mı? Ona göre hareket et lütfen." Dediğinde tekrardan sinirlendim. "Nedenmiş? Bunu Jungkook mu söyledi? Seni buraya o mu gönderdi?" Dedim sinirle ayağa kalkarak. Bileğimi tutarak yerime oturttu.

"Öncelikle sakin ol. Birincisi buraya kendim isteyerek geldim Jungkook'un gönderdiği falan yok. İkincisi Jungkook'un dediği şey sadece 'biz ayrılmadık, yani o hâlâ benim sevgilim' dedi. Bende sana bunu söyledim. Üçüncüsü ise neden olabilir sence? Tabiki de o hâlâ sana sevgilim dediğine göre, başka erkeklerle konuşmaman gerek ve onunla konuşmasanız bile sevgilim diye tanıtman gerekir. Yoksa aranız çok daha kötü olur. Ama 'ben aramız kötü olsun istiyorum zaten' diyorsan sen bilirsin tabi. Benden bu kadar ben gidiyorum. Sende daha fazla kalma burada yoksa geç kalacaksın okula. Hemen gel." Dedi. Bense sadece kafamı salladım. O da elinin birini cebine koydu, diğeri ile de saçımı karıştırıp gülerek ilerledi. Bende ona tebessüm edip önüme döndüm. Birazcık daha rüzgarın tesellilerini hissetmek istedim. Tam rüzgarla bütünleşmiştim arkamdan bir ses geldi.

"Rüzgarla çok bütünleşme bence,daha sonra ona da alışırsın. Daha sonra o da esmeyi bırakarak seni bırakabilir." Dedi EunHe. "Gene ne istiyorsun? Git başımdan!" Dedim hızla. "Sakin ol canım. Yemeyeceğim seni. Sadece bende hava alayım dedim." Dediğinde yüzüne bakmıştım Suga oppa güzel benzetmiş. "Yüzünü kim yaptıysa ellerine sağlık güzel benzetmiş. Ki o kişi de Suga oppa oluyor." Gülümseyip onayladı. "Haklısın. Çok güzel benzetti. Peki ya sen? Sende vurmayacak mısın?" Dediğinde şaşırdım." Neden vurayım ki? Zaten benim yerime vuran vuruyor sana. Bende sözlerimle vururum olur biter." Dediğimde gene güldü.

"Kesinlikle senden beklediğim gibi." Dediğinde tekrardan bir şaşırma daha yaşadım. "Efendim?" Dediğimde önüne dönüp denize baktı. "Bunu senin yerinde olan başka bir kıza deseydim. Elindeki çantayı geçirmişti,yada çanta yoksa herhangi birşeyle geçirmişti bana birşey. Ama sen bana gerek yok zaten benzeten benzetti diyorsun. Neden ki? Sende vur bir tane daha kötü olsun yüzüm." Dediğinde duraksadım. Bende önüme döndüm ve konuştum. "Çünkü senin yaptığın sadece sevmek ve telefonunun ekranına beni koymak. Aşık olacağımız kişiye maalesef biz karar veremiyoruz,kalbimiz kimin için atıyorsa odur. Ama senin yanlışın şu oldu. Jungkook hakkında dediklerin. Ve bu hem beni,hemde Suga oppayı kızdırdı. Bir daha yapma. Çünkü benim kalbimde sadece Jungkook için atıyor. Ondan ayrılsam bile seninle birlikte olabileceğimi düşünmüyorum üzgünüm. Benden daha iyi bir kız vardır illaki. Bulursun bir tane. Ki ben iyi biri olduğumu düşünmüyorum. Hatta ben en kötü insanlardan birisiyim tamam mı?" Diyip ağlamaya başladığımda. Beni kendisine çekip sarıldı.

"Hiştttt! Öyle söyleme. Sen gördüğüm en iyi kızsın. Merak etme bu duygulardan kurtulmaya çalışacağım. Başaramazsam bana kızma ama olur mu?" Dediğinde cevap veremedim sadece hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ağlamam dindi ve başımı kaldırıp arkamıza baktım. Bir de ne göreyim. Kalbim adeta bağımsızlığını ilan etmişti. Çok hızlı atıyordu. Ama korkuyla.

YANLIŞ NUMARA |JJK| • |SNE|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora