BÖLÜM 23

408 40 26
                                    

Üzgünüm geç geldi. Düğünümüz falan vardı yazamadım. Özür dilerim. Umarım beğenirsiniz. Sizi seviyorum iyi okumalar.

Song Haye- Be alright

Eve geldik ve benim yaralarıma pansuman yaptılar. Ama kalbim hâlâ paramparça ve birleşmesi imkansız bir halde. Ondan nefret etmek istiyorum ama buna hakkım yok. Jimin oppa ben Kore'de tek kalmayayım diye Chorong unniyi de benimle yolluyor. Akılları bende kalmamış olurmuş. Bende kabul ettim Chorong unni de sevindi. Bir hafta sonraya biletimizi aldık. Neden mi bir hafta sonra? Çünkü yaralarımın iyileşmesi gerek ailem beni böyle görmemeli.

Yatağımda uzanmış camdan gökyüzünü izliyordum. Kapının açılma sesi gelince hafif kafamı çevirdim ama bakmadım. Kim olduğu belliydi zaten. Geçti ceketini fırlattı. Daha sonra dolabına doğru ilerleyip elbise çıkartıp banyoya girdi. Suyun sesini duyunca banyo yaptığını anladım. Sanırım benim uyduğumu zannediyordu. Arkam ona dönük olduğu için anlamıyordu.

Yirmi dakika sonra çıktı ve yatağına doğru ilerledi. Saçlarını kurulamaya başladı o sırada telefonu çalmaya başladı. Aramayı cevapladı.

"Efendim?" Dedi. "Her önüne geldiği zaman beni aramaktan vazgeç." Dedi. Kız sesi geliyordu telefondan. Kesin Candy'dir. "Sadece rol amaçlı seninle birlikte gibi duruyorum. Sakın bunu ciddiye alma. Naeun'a yaptıklarını da unuttum sanma. Sabah bir güzel dayak yiyeceksin benden. Kızlara el kalkmaz ama kusura bakma artık. Sevdiğime zarar veren herkese zarar veririm. Şimdi git yat beni sinirlendirme." Diyip telefonu kapattı.

Demek beni hâlâ seviyor. Duy da inanma. Bundan sonra hiçbir şekilde inanmam dediklerine. Saçları ıslak bir şekilde yatağına yattı. Daha sonra ise kalkıp benim tarafıma doğru gelmeye başladı heyecan yapmaya başlamıştım. Gözlerimi hemen kapatıp uyuyor numarası yaptım.

"Ben malım zaten, anlamıyorum uyanık olduğunu." Dediğinde. Elim ayağıma dolanmış, şaşkın bir şekilde ne yapmam gerek diye düşünüyordum. Yavaşça gözlerimi açıp. Dibimde çökmüş bir şekilde duran Jungkook'a baktım. Çok yakındık.

Onu bu şekilde izlemeyi özlemişim. Yüzü pürüzsüz ve çok güzeldi. Saçlarının uçları ise ıslak bazen birkaç damla akıyordu. Çok yakışıklı gözüküyordu. Kokusu burnumun içini dolduruyor ve doyasıya kokusunu içimde hissetmemi sağlıyordu. Bir anda ayağa kalkıp yatağımın başlığına yaslanıp oturur pozisyon aldım.

"Sen gelmeseydin uyuyacaktım. Hem ne diye dibime giriyorsun? Uzak dur benden." Dediğimde ayağa kalkıp sırıttı. "Zaten gidiyorsun istesem de yakın olamam sana. Hem zaten sana yakın olmak istemiyorum." Dediğinde. Kabimdeki parçalar biraz daha parçalandı.

"Defolup gitsene sen ya!" Diye bağırdım. Bana yaklaşıp yüzüme baktı ve ellerini yaralarımın üstünde gezdirdi. Canımı acıtmamaya çalışıyordu ama yaralar taze olduğu için canım acıyordu ve acıyla inliyordum. "A-ağhh a-acıyor!" Dedim. Ellerini çekip aynı hizada gözlerime bakmaya başladı. "Üzgünüm. Ama hak ediyorsun." Dedi. "Gerizekalısın! Benim canımı yakan asıl şey o gerizekalı kızın vurduğu değildi. Senin orada karşıma geçmiş hiçbirşey yapmadan durmandı. Ve hâlâ öyle zaten. Benden uzak dur. Yorgunum uyuyacağım." Diyip pikenin içine girip yüzüme kadar çektim. O da gelip pikenin üstünden belimi tutup kendine çekti. Daha sonra da anlımdan öptü.

"Tenlerimiz birbirinde değmediğine göre sorun yok. İyi geceler." Diyip ışığı kapatıp kendisi de yattı. Ama ben hâlâ pikenin altında kıpkırmızı yatıyordum.

Jungkook'un ağzından

Telefonda konuştuğum kişi evet Candy'di. Naeun'ın geldiğimden beri uyumadığının farkındayım. Bilerek onunla öyle konuştum ki belki gitmekten vazgeçer diye ama o vazgeçmedi. Onun o şekilde yaralı ve bitkin bir halde görmek beni deli ediyordu. Ve elimden hiçbirşey gelmiyor. Çünkü o artık beni istemiyor. Unutmak istiyor. Bende ona uyup onu unutmaya çalışacağım.

YANLIŞ NUMARA |JJK| • |SNE|Where stories live. Discover now